KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Evet, şimdi, isterseniz bir şey yapalım, sonra soruları...

Şimdi, Değerli Komisyon üyesi milletvekili arkadaşlarımız; tabii Sayın Başkanımız pek çok konuda cevaplarını verdi.

Bu atıflar konusunda -bir akademisyen olarak konuşuyorum- sosyal ve fen bilimleri alanında ciddi bir dengesizlik var. Yani ben 2004 yılında profesör oldum, 98'de doçenttim, sosyal alanlarda bir tane dergi dahi bulamıyorduk yayımlamak için. Uluslararası hakemli dergilerde mesela benim de makalelerim yayımlandı o zamanlar ama bunlar "science citation"a giriyor mu, girmiyor mu vesaire bazı konular meselesi var. Öbür taraftan mühendislikte, tıp alanında bakıyorsun 100 tane giriyor yani bütün o alanda o kadar çok dergi var ki şu son durumları ben araştırmadım ama... Şimdi mevcut rektörlerle ilgili konuştuğunuz zaman -Ahmet Hocam da söyledi- o günün şartlarını değerlendirmemiz lazım. Şimdi, eğer sosyal alanlarda -yakinen tam bilmediğim için söylemiyorum- bu dergi sayıları arttı vesaire şimdi üniversitelerde kriterler sürekli yükseltiliyor, dolayısıyla burada biraz insaflı olmamız gerektiğini düşünüyorum. Onların da pek çok uluslararası hakemli dergide makaleleri vardır, kitapları vardır, şunu vardır, bunu vardır.

İkincisi "torpil" dediniz. Bakınız, ben Millî Eğitim Komisyonu Başkanıyım yani torpil olsa en çok torpili benim yapmam lazım. Benim bir sürü arkadaşım bekliyor, benim asistanım rektör oldu. Bize de talep geliyor size de geldiği gibi. Bir arkadaşımın, emekli profesörün kızının profesörlüğü gelmiş "Ya, işte bizim çocuğun profesörlüğü geldi." Bana gelen talebe şunu diyorum: Hocam, üniversitelerin belli bir işleyişi vardır ama çok istiyorsan sorayım. Sordum, diyor ki rektör bey: "Ya Hocam, onun önünde 6 kişi sıra bekliyor." Torpil o zaman nerede Sayın Kaya yani burada nasıl torpil olabilir? Diyorsunuz ki: "Ada ilan veriliyor." Ya ben ta işte 90'lı yıllardan beri üniversitedeyim; evet, tez adı yazılmaz ama konu adı yazılır. Siz akademinin nasıl çalıştığını biliyorsunuz, akademisyen olanlar biliyorsunuz; akademisyenler kendi elemanı yetiştiği zaman doktorasını bitirdi, yardımcı doçent olacağı zaman onun dışında başka biri alınıyor muydu? Alınmazdı, bölüm neye karar verirse onu alır. Bize de talep geliyor "Benim çocuğumu şuradan buraya getir, buradan buraya getir, Ankara'ya getir, İstanbul'a getir." Bana gelen taleplere diyorum ki: Bakın burası üniversitedir, üniversitenin kendine has bir işleyişi vardır. Bir defa öncelikle bölümlerin sizi istemesi lazım. Bölüm seni istiyor mu kardeşim? Bölüm isteyecek, ondan sonra fakülte isteyecek, rektörlük; bir hiyerarşi vardır. Ha, biz bu sizin dediğiniz torpilleri bizden önceki dönemde yaşadık, ben Gazi Üniversitesinde yaşadım. Anayasa Mahkemesi Başkanının torpiliyle solcu rektör zamanında üniversiteye giren bir doçentin ne hâllere düştüğünü ben biliyorum. Oda dahi vermediler, ders vermediler, bunları biz yaşadık yani bakınız...

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sayın Başkanım, şimdi de yaşanıyor.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Şimdi, yaşanıyorsa bakın, Sayın Kaya...

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sayın Başkan, bir şey söyleyeyim.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Bak "ilan" dediniz örnek vereyim.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Sayın Başkanım, bir şey söyleyeyim. Ankara Üniversitesi Rektörüyle iki gün önce görüştüm. 45 tıp alanında denklik için müracaat olmuş, 44'üne "hayır" demişler, 1 tanesi denkliğe kabul edilmiş.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Denkliği YÖK yapıyor zaten.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Yok, hayır...

Yani böyle olumlu sonuçlar var yani 45 kişinin hatırlı gelenler de olmuş ama koşulları uymadığı için reddetmiş. Bizim istediğimiz de zaten bu, liyakat. Yani siz şimdi tabii ki şunu yapmadınız: Baldızınızı rektör olduğunuz üniversitede kadroya almadınız, almazsınız da, sizin vicdanınız buna elvermez...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Ya, olmaz tabii, yapıyorsa buna yapan...

YILDIRIM KAYA (Ankara) - ... ama buna vicdanı elverenler var.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Ama bakın, şimdi -Şenol Hanım çıktı, gitti buradan, keşke olsa da dinleseydi- tez borsasından bahsetti. Bu tez borsası YÖK'ten önce akademisyenleri ilgilendiren bir konu. Ben bir akademisyen olarak benim yürüttüğüm tez danışmanlığında, master tezinde veya doktora tezinde eğer benim öğrencim bir yerlerde bunu yazdırıp ısmarlama yapıyor da efendim siparişle falan ve ben bunun farkında değil ve bunu onaylıyorsam o zaman o kişisel bir sorundur, akademisyenin sorunudur. Tabii ki kurallar bellidir ama bu suistimal ediliyorsa o zaman bu ciddi bir sıkıntı demektir yani bunun da altını çizmekte fayda var.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Yönetime...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Bakın, rektör ataması Sayın Tiryaki, rektör ataması...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Başkanım, Hükûmet buna müdahale edebilir; bu, bu kadar basit bir sorun değil.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Ya, işte, zaten Başkanımız dedi ki...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Her birimiz şimdi telefonumuza bakalım, yazıyor ya, ısmarlama tez... Yüzlerce site var.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Tamam da ne yapacak? Dediniz ki: "Üniversitede özgürlük var." YÖK Başkanı herkesin, her akademisyenin başına bir polis mi dikecek? YÖK Başkanı diyor ki: "Bize gelen taleplere biz soruşturma açtırıyoruz." Daha ne yapsın yani devlet olarak?

YÖK BAŞKANI PROF. DR. EROL ÖZVAR - Bakın, bir tane bile şeyde bırakmadım, bir tane yani. Hatta bir kısmını, uluslararası gruplarla yazıştığım şeyler var, oradan gelenleri bile direkt savcılığa şikâyet ediyorum.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Bir de "kayyum rektör" diyorsunuz yani bunu gerçekten bir saygısızlık olarak görüyorum; bu doğru bir ifade değil, çirkin bir ifade.

Bakın, ben üniversiteden gelen bir arkadaşınızım; üniversiteden gelen Komisyon üyelerimiz var, milletvekilleri var. Bu ülkede rektörlük seçimi varken biz yaşadık bunu; üniversitelerin nasıl kamplaştığını, insanların nasıl birbirine karşı tavır aldığını, cephe aldığını, 6 kişilik liste olması için siparişle isim yazıldığını, üniversiteden gidecek o 6 kişilik listede 1 oyluk vesaire adaylar gösterildiğini gördük. 6'ncının 1 oyla... Bakın, 1 oyla seçileni Sayın Ahmet Necdet Sezer atadı. O zaman kimse "kayyum rektör" dedi mi?

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - O zaman 3'tü, şimdi 209 var; aradaki fark bu.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Nasıl 3'tü?

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Saysanız, 3'ü...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sayın Tiryaki, şimdi, bak...

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Şimdi, hiçbir suçu olmadan 209 kişiyi attınız.

HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - 28 Şubatta atılan akademisyenleri biliyorsunuz değil mi?

ALİ KEVEN (Yozgat) - Aynısını siz de yapıyorsunuz. KHK'yle adam attınız ya!

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Hepsine karşı çıktık; o zaman da karşı çıktık, şimdi de karşı çıkıyoruz.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Şimdi, bakın, arkadaşlar...

ALİ KEVEN (Yozgat) - 650 bilim adamını attınız. Mahkeme kararı var "Dön." diyor; niye ısrarla susuyorsunuz? Bunu konuşun. Ayıp ama ya! Objektif olun biraz. Hâlâ yirmi sene öncesine gidiyorsunuz.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Yani neticede Cumhurbaşkanı da Meclisin vermiş olduğu kanun yetkisi çerçevesinde atamalarını yapıyor. Bugün Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'dır. Başkası başa geldiği zaman onlar da atayacaklardır. Elbette ki bir sistem olması lazım. Bugün uygulanan sistem bu. Yarın siz eğer iktidar olursanız -yani olacağınızı iddia ediyorsunuz, ben öyle bir ihtimal de görmüyorum, onu da söyleyeyim- o zaman, seçim geldiği zaman...

SERKAN TOPAL (Hatay) - Geliyoruz, geliyoruz. İnşallah geleceğiz.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Seçimde insanların nasıl birbirine kurşun attığını... Bakın, biz muhtarlık için insanların birbirini öldürdüğü bir ülkede yaşıyoruz. Bunu da belirtmekte fayda görüyorum.

ALİ KEVEN (Yozgat) - Çalmazsanız olacağız, bu kadar basit. İstanbul'da yaptığınızı...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - İstanbul'u ve Ankara'yı kazandığınıza 18 Haziran 2023 akşamı pişman olacaksınız.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Komisyon Başkanım, bizim de soracaklarımız var.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Tamam, söz vereceğiz. Bizim de Komisyon Başkanı olarak elbette bir değerlendirme hakkımız var.

Sayın Karabıyık, buyurun.