KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Biz talep edersek... Onlar zaten söylediler.

BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - O da görüşünü paylaşsın efendim, biz görüşünü soruyoruz.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Bir diğer husus da -belki demin değinmedim de- Lale Hanım bildiğim kadarıyla profesör, akademiden geliyor; Ahmet Hocam var, Kamil Hocam var, Sibel Hanım var. Diğer arkadaşlarımız akademiden... Şimdi, bakınız, yani burada ülkemizin meselelerini konuşuyoruz, biz bu üniversitelerde seçim olduğu zamanları iyi biliyoruz. O dönemlerde ben yardımcı doçenttim, doçenttim, profesör oldum. Yani seçim için, ben profesör olurken üç beş gün içinde profesörlük kadrosu açıklandı ve sonuçlandı -üç beş gün içerisinde, seçimden önce- çünkü o zaman ikinci döneme gidiyordu rektör, oy için. Rektör seçilirdi, atanırdı, ne yapardı biliyor musunuz o dört yıl içerisinde? Mesela, ben kendi üniversitemden... En az 200 kişiyi dışarıdan getirirdi. Hani "torpil" dediniz ya, "şahsa" dediniz ya... İçeride kadro bekleyen eğer kendi zihniyetinde, kendi fikrinde değilse dışarıdan, başka üniversitelerden veyahut da doktorasını bitirenlerden yardımcı doçent ilanı verirdi, üniversitede patır patır bir yığınak yapardı ki bir sonraki seçime hazır olsun. Bunu buradaki akademisyenlerin hepsi biliyor, belki akademisyen olmayan arkadaşlar bilmeyebilir. Dolayısıyla, Meclisin çıkarmış olduğu, yetkinin Cumhurbaşkanına verilmesi doğru bir uygulamadır. Sayın Cumhurbaşkanımız, şimdi, takdirini kullanıyor, atıyor -başkası geldiği zaman da başkası takdirini kullanacak- neticede dışarıdan getirmiyor, bu ülkenin insanını getiriyor, bu ülkede akademisyen olmuş, profesör olmuş birisini rektör olarak atıyor. Rektörlük, neticede idari bir iş.

YILDIRIM KAYA (Ankara) - Ama direkt beş ayda bir rektör değiştirmiyor, Boğaziçinde Sayın Cumhurbaşkanı...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Boğaziçi farklı bir olay yani o, detaylı bir şekilde konuşulabilir.

Bunları ben bilgilerinize sunmak istedim yani üniversitelerde seçimi yaşamış bir insan olarak -belki diğer akademisyen arkadaşlarımız da katılır- üniversiteleri bölüyor, parçalıyor, akademik fikrin dışına çıkıyor, siyasetten daha kötü duruma düşmüştü.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Bizde hiç öyle olmadı.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Lale Hanım, bunu üniversitede siz de yaşamışsınızdır, lütfen.

LALE KARABIYIK (Bursa) - Hiç yaşamadım, bizde öyle bir şey olmadı; şimdi, cemaatleşmeler oluyor.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Ya, siz nerede yaşadınız, Allah'ım, hangi üniversitede, nasıl yaşamadınız? Bütün üniversitelerde, Allah aşkına, millet...

LALE KARABIYIK (Bursa) - Ben Uludağ Üniversitesindeydim.

HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Nasıl yaşamadık yani?

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Rektör adayları bir sene öncesinde seçim kampanyası başlatırlar,

kalem bastırırlar, bilmem ne verirler. Üniversite hocaları bu duruma mı düşecekti ya?

LALE KARABIYIK (Bursa) - Şu anki hâli gibi hiç olmadı.

HABİBE ÖÇAL (Kahramanmaraş) - Biz yaşadık yani ailecek.

YILDIRIM KAYA (Kısa olursa yani mümkünse altıda bitirelim, Mecliste de oylama olacak biliyorsunuz arkadaşlar, kısa kısa.

Ankara) - En kötü seçim, tek adamın atamasından iyidir.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Peki, tamam.