HÜSEYİN ÖRS (Trabzon) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.

Komisyonumuzun değerli üyeleri, çok kıymetli arkadaşlarım; bu kanun teklifinin kamuoyundaki bilinen adıyla "Diyanet Akademisi Kanunu Teklifi"nin hayırlara vesile olmasını diliyorum. Burada, Diyanet heyeti bizleri ziyaret ettiler grubumuzda, bilgilendirdiler.

Şimdi, bu kanun teklifinden benim anladığım kanun teklifinin iki temel amacı var. Bu teklifte iki ayaklı bir model öngörülüyor. Birincisi, hâlihazırda Diyanet İşleri Başkanlığımızda çalışan, onun bünyesinde olan personelimizin hizmet içi eğitimini gerçekleştirmek; ikinci ayağında da -bu tekliften anladığım kadarıyla bu akademinin- yeni alınacak personelin hizmet öncesi eğitimini vermek. Herhâlde doğru anladım ben bu akademideki amacınızı, bunu değerli buluyorum, bunu özellikle söylemek istiyorum. Özellikle din istismarının önüne geçecek işte nitelikli, donanımlı, işte kıraati, hitabeti iyi din görevlilerinin yetişmesinin sağlanması konusunda yapılacak düzenlemelere biz de katkı vermek isteriz. Din hizmetlerini yürütecek vaiz, Kur'an kursu öğreticisi, imam-hatip, müezzin-kayyım gibi unvanlarla görev yapacakların görev almadan, göreve başlamadan eğitilmesini, mesleki yeterliliği kazanmaları ve niteliklerinin artırılması açısından kıymetli bulduğumu ifade etmek istiyorum. Ben gelen kanun teklifine baktım, bu noktada kanun teklifinde bazı hususlarda da ilaveler veya katkılar koymak adına bunu söylüyorum. Baktığımız zaman burada "Başkanlık tarafından belirlenen aday din görevlileri Diyanet Akademisinde mesleki eğitime alınır." deniyor. Burada Başkanlık tarafından belirlenirken hangi kıstasların baz alınacağı konusunda bir açıklık getirilse daha iyi olur diye düşünüyorum.

Ayrıca baktığımız zaman 6'ncı maddede "Başkanlık kadro veya pozisyonlarında görev yapan personelden, Başkanlıkça belirlenen esaslara göre uygun görülenler Diyanet Akademisinde hizmet içi eğitim, kurs veya sertifika programlarına katılabilir." deniyor. Buradaki esaslar nedir, bunların biraz daha açık, sarih olması bakımından daha iyi olur diye düşünüyorum bu kıstasların ne olduğu konusu.

Bir de yine bu 5'inci maddeye baktığımız zaman "Akademiye giriş için yapılacak sözlü ve/veya uygulamalı sınavdaki başarı sırasına göre aday din görevlisi belirlenir." deniyor. Ben kısa olarak izah ettim. Burada da özellikle bu sözlü işin içine girdiği zaman veya uygulamalı dediğimiz zaman subjektif değerlendirmeler olabilir noktasında -zaten biraz evvel Şenol Hanım da ifade etti- bu konuyla ilgili, buranın daha açık olmasıyla ilgili bir değişiklik teklifimiz de var. Ben bu teklifimizin de dikkate alınmasını, değerlendirilmesini temenni ediyorum. İyi olur diye düşünüyorum çünkü Diyanet kurumuyla ilgili son dönemlerde kamuoyunda yer alan torpil, iltimas haberleri hepimizi üzdü, en azından bu kanun teklifinde bu yönün daha açık, sarih bir şekilde belirtilirse en azından böyle algıların da ortadan kaldırılmasına katkı koyacağını düşünüyorum.

Ben tekrar teşekkür ediyorum. Teklifi hazırlayan arkadaşlarımıza, Diyanetten gelen yetkililerimize ve burada bulunan hazıruna saygılarımı sunuyorum.

Teşekkür ediyorum.