| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Recep Akdağ'ın, (2/4290) esas numaralı Kanun Teklifi ile kadına ve sağlık çalışanına yapılan şiddete karşı yapılan düzenlemelere ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .03.2022 |
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Bugünkü toplantı gündemimizde, Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam ve 109 milletvekili tarafından hazırlanan ve 16 Mart 2022 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulan, Başkanlıkça aynı tarihte esas komisyon olarak Adalet Komisyonuna, tali komisyon olarak da Komisyonumuza ve Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonuna (KEFEK) sunulan (2/4290) esas numaralı Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi bulunmaktadır.
Teklif metni, geçtiğimiz hafta gündem yazımızla birlikte usulüne uygun biçimde üyelerimize dağıtılmıştır.
Kanaatimce önemli, gerçekten önemli bir konuyu görüşeceğimiz bir Komisyon toplantısına başlıyoruz. Bu çalışmamızın yapılacak kanuna çok önemli katkılar vereceğine de inanıyorum.
Biliyorsunuz "şiddete karşı sıfır tolerans" ilkesi çerçevesinde devletimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın önderliğinde bütün kurum ve kuruluşlarımız mücadele etmektedir. Burada, kadına karşı ve sağlıkta şiddetle mücadele de özel bir yer tutuyor. Görüşeceğimiz kanun maddeleri genelde bu 2 konuyla alakalı; 1 maddesi de eskiden bu "kravat indirimi" diye konuşulan, genel olarak bütün iyi hâl indirimleriyle ilgili hususları yeniden düzenleyen, burayı daha somutlaştıran bir madde. Bu şekilde, inşallah Komisyonumuzda bunları görüşeceğiz.
Müsaade ederseniz kısa bir giriş yapayım, ondan sonra zaten değerli Komisyon üyelerimizin katkılarını alacağız.
Değerli Komisyon üyelerimiz, değerli katılımcılar; aslında prensiplerde inanıyorum ki hepimizin mutabık kaldığı, kalacağı bir konu üzerinde bugün mütalaalarımızı vereceğiz, burada konuyu tartışacağız. Şiddet hiçbirimizin kabul etmeyeceği bir olgu; hele hele kadına karşı olursa, insanlara hizmet eden sağlık personeli gibi bir gruba karşı olursa, kendini koruyamayacak insanlara karşı olursa zaten kabul etmediğimiz şiddet, hiç kabul edilemez bir hâle geliyor. Dolayısıyla, meselenin gerçekten önemli bir tarafı bu ve son on yıldır, son on beş yıldır toplumumuzda şiddete karşı gerçekten çok yoğun bir karşı çıkma var. Yani yaptığımız kanunlar, Mecliste yaptığımız düzenlemeler, hükûmetlerin yaptığı düzenlemeler, okullarda bu anlamdaki eğitim, mesele hususunda yol almamızı sağladı ama tabii, daha alınacak çok da mesafe olduğunu hepimiz biliyoruz.
Özellikle, kadına karşı şiddet, bir insanlık suçu olarak hepimiz tarafından kabul edilen bir husustur. Bu, bir taraftan aile yapısını, çocukların sağlıklı gelişmesini de zedeleyen bir durum. Dolayısıyla, mevzuatımızda bu hususta altyapıyla ilgili birçok şey oluşturuldu. Bunda hepinizin katkıları var; değerli milletvekillerimizin, bürokratlarımızın, sivil toplum örgütlerinin çok ciddi katkıları var ve bunların içinde biri de aslında bir tarihî köşe taşıdır. 2012 yılında yaptığımız, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, kadını koruyan esaslar üzerine bina edildi. Bu kanunla, devletin şiddeti önlemesi, şiddete uğrayanı çok yönlü koruması, şiddet uygulayan veya uygulama ihtimali bulunan kişinin tedbir kararlarıyla rehabilite edilmesi amaçlanmıştır biliyorsunuz. Daha sonra, 2012'de ŞÖNİM'ler kuruldu, şiddet önleme ve izleme merkezleri; bunlar faaliyetlerine devam ediyorlar ve en son olarak da İçişleri Bakanlığı ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız "Kadın Destek Uygulaması (KADES)" ismiyle bir mobil uygulamayı, dijital uygulamayı hayata geçirdiler ki gerçekten bunlar çok önemli tedbirler. Ama ifade ettiğim gibi, daha alınacak çok yol var; bu alınacak yollardan bir kısmını da inşallah bu kanunu hazırlarken hep beraber almış olacağız.
Değerli katılımcılar, sağlık personeline uygulanan şiddeti de tabii ki dikkatle ele alıyoruz, almamız gerekiyor. Hepinizin bildiği gibi, Sağlık Bakanlığımız tarafından 2012 yılı Mayıs itibarıyla bir beyaz kod uygulaması başlattık; bu yeni bir uygulamadır. Bununla şiddet vakalarının kayıtları ve istatistikleri de ortaya konmaya başlandı ama en önemli kısmı şu: Daha önce, sağlık kuruluşlarında bir sağlık çalışanına karşı işlenen şiddette kolluk kuvvetleri âdeta bir ara bulucu gibi davranabiliyorlardı. Şimdi bu beyaz kod uygulamasıyla bu tamamen ortadan kaldırılmıştır ve yöneticilere bir görev yüklemiş durumdayız. Şöyle ki: Kişinin kendisi şikâyetçi olmasa bile -bazen kişiler endişe duyduklarından dolayı şikâyetçi de olamıyorlar- idare beyaz koda bunu bildirmek zorundadır. Beyaz kod yirmi dört saat çalışan bir mekanizmadır ve telefonun idare tarafındaki ucunda işi iyi bilen hukukçular, psikologlar, eğitilmiş insanlar var ve bu şekilde vakalar takip edilmektedir.
Ayrıca, 2016 yılında, Sağlıkta Şiddete Sıfır Tolerans Eylem Planı hazırlanmıştır. Sağlık çalışanlarına karşı şiddeti önlemek için yine, 2012 yılında Çalışan Güvenliğinin Sağlanması Genelgesi ve Sağlık Bakanlığı Personeline Karşı İşlenen Suçlar Nedeniyle Yapılacak Hukuki Yardımın Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik hazırlanmıştır. Kamuda bir ilk olarak, sağlık çalışanına bir şiddet uygulandığında ve bu, hukukun konusu olduğunda bir kamu avukatının sağlık çalışanını koruması esası da o düzenlemeler sırasında hayata geçirilmiştir.
Ayrıca, daha sonra, 6514 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un 47'nci maddesiyle, daha önceki, bizim Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'muza bir 12'nci madde eklenmiş ve sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personele karşı görevleri sırasında veya görevleri dolayısıyla işlenen kasten yaralama suçu, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 100'üncü maddesinin (3)'üncü fıkrası kapsamında tutuklama nedeni olan suçlar arasında sayılmıştır ama anladığımız ve gördüğümüz kadarıyla, bu süreç içerisinde uygulama noksanlıkları meydana geldiği için, şimdi, kanun teklifini getiren milletvekillerimiz, değerli arkadaşlarımız bunun Ceza Kanunu'na taşınarak bir katalog suç hâline getirilmesi için de çok hayırlı bir teşebbüs içinde bulunmaktadırlar.
Evet, buna benzer çok fazla detaya girmek istemiyorum. Yine, sağlık kurum ve kuruluşlarında görev yapan personel ile yardımcı sağlık personeline karşı görevleri sebebiyle işlenen kasten yaralama, tehdit, görevi yaptırmamak için direnme suçlarının cezaları da hepiniz hatırlayacaksınız, 2020 yılında artırılmıştır ve hapis cezasının ertelenemeyeceği hükmü de getirilerek caydırıcı düzenlemeler ortaya konmuştur. Dolayısıyla çok boyutlu bir sorun olan şiddet ve bu eylemin hukuki sonucu olan suçların işlenmesi için elverişli fırsatları ortadan kaldırmak, sağlıkta şiddeti sadece kanunlarla değil de diğer tedbirlerle de idari, hukuki ve sosyal düzenlemelerle en asgariye indirmek, şiddet mağdurlarını sahiplenmek, mağdurlara hukuki destek vermek, suçluların suç işleme düşüncesini zayıflatmak, geniş kitlelerin katılımıyla etkili olan unsurların ortadan kaldırılması, en düşük seviyeye çekilmesi amacıyla her türlü tedbir alınmasına rağmen ne yazık ki sağlıkta şiddet vakaları tamamen sona ermemiştir. Bu, sağlık hizmetlerinin geleceğini de olumsuz etkileyen bir sorundur; dolayısıyla bu kanunun da bu meseleye bir katkı verme amacıyla getirildiği kanaatindeyim.
Sayın milletvekilleri ve katılımcılar; teklifin tümü üzerindeki görüşmelere geçiyoruz.