| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | (2/4290) esas numaralı Kanun Teklifi'nin tali komisyon olarak Komisyonda görüşülme usulü hakkında görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .03.2022 |
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Teşekkür ederim.
Sayın Başkan, siz Komisyona geldiğinizde aslında ben biraz umutlanmıştım bu Sağlık Komisyonunun toplantılarına ilişkin çünkü belki de esas konuşmamız gereken şey, Sağlık Komisyonu. Tabii, ismimiz sadece Sağlık Komisyonu değil; Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonu. Çok kapsamlı bir Komisyon, her şeyi kendi içinde toplamış, âdeta bir torba komisyonu.
Sağlık özellikle son dönemlerde çok gündem oldu. Sağlıkta şiddet ve sağlık çalışanlarının, emekçilerinin ağır sorunları var ve buna rağmen Sağlık Komisyonu ya da işte bizim bu Komisyonumuz bugüne kadar toplanmadı. İsterseniz siz tarihi verin, en son ne zaman toplandı ve aslında hangi gündemle toplandı? Gerçek anlamda bizi ilgilendiren, sağlık emekçileri başta olmak üzere çalışma yaşamını, aileyi ve sosyal politikaları ilgilendiren konular otomatikman Bütçeye gidiyor. Bütçe Komisyonu buranın işlerini almış, kendi meselesi olarak gündemleştiriyor. Bu biraz, hep hazine ile yapılacak yasaların arasındaki ilişkiden mi kaynaklanıyor, bunu herhâlde siz daha iyi bilirsiniz ama benim yorumum şu şekilde: Bazı komisyonlar çalıştırılmayarak aslında antidemokratik bir yasa yapım süreci artık bir gelenek hâline geldi AKP iktidarlarında ve bu antidemokratik yasa yapım süreci hem vekillerden, komisyon üyelerinden kaçırılıyor hem de sosyal taraflardan kaçırılarak "zaman ekonomisi" adı altında basınçla birlikte bu yapılıyor.
Şu anda gerçekten, Türkiye büyük bir ekonomik buhran içerisinde ve bu ekonomik buhranın en büyük mağdurlarının başını çeken sağlık emekçileridir ve elbette ki sağlıkta şiddet yasası, sadece birkaç tane kanun maddesinin bir torba yasayla getirilmesiyle, birkaç kanun maddesinin eklenmesiyle çözülebilecek sorunlar değil. Nasıl çözülebilir? Konuşmamız lazım ama konuşurken yöntemde dahi anlaşamıyoruz. Yani size göre -ben ilk cümlelerinizi yanlış anlamışım- geneli hakkında konuşalım, maddeleri konuşmayalım; bu tartışılabilir bir konu olamaz. Çünkü bu bir bütün ve bizim aslında temel meseleleri, sağlıkta neoliberalleşme başta olmak üzere, performans başta olmak üzere sağlıkta şiddetin temellerini tartışmamız gerekirken ve gerekirse bu gelen torba yasayı geri gönderip gerçekten, sorunlara köklü çözümler üretecek öneriler yapmamız gerekirken burada sağlık sistemini tartışacağımız bu Komisyon, yasa yapımı süreci açısından âdeta bir "fast food" restoran zinciri nasıl çalışıyorsa o şekilde, hızlandırılmış bir şekilde bir yerlere yasa maddesi yetiştirmeye kendini ayarlıyor; bu, kabul edilemez bir şey. Şunu söylediniz: "6 tane başvuruyla bu Komisyon toplanamaz." Böyle bir şey yok Sayın Başkan, tüzüğü getiriyorsunuz önümüze; tüzükler, yasa maddeleri demokratik anlayışla ve geniş bir şekilde yorumlanması gereken ve uygulanması gereken metinlerdir. Tüzüklere her zaman iktidarın egemenliği doğrultusunda, kararları, tercihleri doğrultusunda açıklıklar, boşluklar bırakılmıştır, siz hep o boşlukları, hep o açıklıkları değerlendirmeyi tercih ediyorsunuz; aynı zamanda da çok tecrübeli olduğunuzu, çok deneyimli olduğunuzu ve bu Komisyonda iyi şeyler yapabileceğinizi söylüyorsunuz, bu bir paradoks. Tüzüğü ve kanunu geniş anlamda yorumlamanızı, demokratik bir şekilde bu Komisyonun işleyişini gerçekleştirmenizi, tavrınızı buradan yana koymanızı ve Sağlık, Aile, Çalışma ve Sosyal İşler Komisyonunu ilgilendiren bütün konuların da Bütçe Komisyonuna ya da başka yerlere gideceğine buraya getirilmesini ve burada tartışılmasını siz de savunmalısınız ve bundan yana tutum almalısınız. Bu konuda bir tavır koymadığınız sürece aslında burada bir demokrasiden bahsedemeyiz ve ben de tabii ki daha sonra görüşlerimi ifade edeceğim, o nedenle, hemen toparlıyorum ve diyorum ki: Maddeler ile bütünü üzerine olan tartışma birbirinden kopuk ele alınamaz ve esas olarak da oylamaya sunulamaz Sayın Başkan. "Parmatokrasi"yle bu işi halletmeyelim, bu işi demokrasiyle halledelim diyorum.
Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Yani "Başkan karar versin." diyorsunuz...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Demokrasiden bunu anlıyorsanız...
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Bir şey bulmam lazım da kelimeyi bulamadım, "başkanokrasi" falan gibi bir şey olsun istiyorsunuz.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - "Parmatokrasi" dedim.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - "Parmatokrasi" dediğiniz şey demokrasinin kendisi ya.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Yani parmakların çokluğuna göre değil, demokrasiye göre dedim.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - "Siz karar verin." diyorsunuz, ben karar verirsem herkes razı olacak mı?
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Hayır, siz doğru yorumlamadınız, demagoji yapıyorsunuz. Herkesi kapsamaktır demokrasi, parmaklara sığınmak değil.