KOMİSYON KONUŞMASI

BAYRAM YILMAZKAYA (Gaziantep) - Teşekkür ederim Sayın Başkanım.

Değerli milletvekili arkadaşlar, ben Komisyon dışından misafirim.

Şimdi, biz, bu sağlıkta şiddet yasasıyla hekim arkadaşların, sağlık çalışanlarının sıkıntılarını eğer bir milletvekili, bir siyasetçi gözüyle davranarak çözmeye çalışırsak zaten yirmi yıldır bu işin içinden çıkamamışız. Gelin, hep beraber, sağlık çalışanı bir doktor olarak değerlendirelim bu konuyu. Biliyorsunuz tıp haklarında, deontolojide birinci kural, önce zarar verme; ikincisi de sağlıkçıların birbirlerine sevgi ve saygısı, birbirlerini korumasıdır.

Şimdi, arkadaşlar, sağlıkçıların şu anda bu hâlde olmalarının en büyük sebebi mevcut iktidarın yıllar içerisinde vermiş olduğu kararlar ve uygulamalar maalesef. Bakın, 1'inci isim Cumhurbaşkanından alt kademelere kadar, iktidarın mensupları doktorlara veya sağlık çalışanlarına gereken saygınlığı göstermediği sürece veya onlara değer vermediği sürece bu problemi çözemeyiz. Yani halkı öyle bir hâle getirmişiz ki bir sokak röportajında genç birisinin "Öyle bir hâle geldik ki doktorları artık dövebiliyoruz." diyebileceği hâle getirmişiz, maalesef yukarıdan aşağıya kadar. Eğer, biz, şu anda bir çözüm için burada oturuyorsak, ben şimdi usulle ilgili değerli milletvekili arkadaşlarım birçok şey söyledi, hepsine katılıyorum fakat yine söylüyorum, bu konuya eğer bir doktor olarak, bir sağlık çalışanı olarak yaklaşmazsak bu işin, sorunun çözümünü bulamayız diye düşünüyorum. Bakın, milyondan fazla sağlık çalışanının, on binlerce doktor arkadaşın şu anda gözü bizim burada. Çok önemli bir konu, yirmi yıldır çözülememiş ve çözülmesi de sıkıntılı olan bir konuyu bir tali komisyonda tartışmaya açıyorsunuz ve onun da bir de maddelerindeki ayrıntılarından imtina ediyorsunuz. Yani bir kere, bu konu tek başına bu Komisyonda görüşülmesi gereken bir konu. Bu konuya bir kere baştan ciddiyet göstermediğinizi siz doktor arkadaşlara gösteriyorsunuz. Bakın, yarın biz gidip dışarıda konuşacağız bunları. Hepiniz hekimsiniz, burada, çoğumuz hekimiz değil mi? Bunları yarın doktor arkadaşlar tek bana mı soracak, sizlere sormayacak mı arkadaşlar "Ne olacak bizim sorunumuz?" diye? Adamlara "5 bin lira zam." dediniz, Sağlık Bakanını çağırdı Cumhurbaşkanı "Ne diyor bu? Ne diyor bu?" diye, onu bile sulandırdınız. Yani bu kadar zorlukları tek bize mi hissettiriyor bu doktor arkadaşlar veya sağlık çalışanları çok merak ediyorum. Hâlâ burada biz bu sorunları çözerken "Şu mu olsun, bu mu olsun?" tartışmasını sokmamız bile bizim bu arkadaşlara, sağlıkçılara verdiğimiz değersizliktir arkadaşlar. Bu şekilde yaklaşırsak bence bu işin içinden yine çıkamayacağız, yine çıkamayacağız. Öyle, kanunlar yapmakla bu iş çözülmez. Bir kere iktidar olarak, biz Parlamento olarak, Meclis olarak bu arkadaşlarımıza, sağlık camiasına bir ciddiyet, bir önem verdiğimizi halkımıza hissettirmemiz lazım. Benim o -cahil demeyeyim, çok özür dilerim- eğitimi kısıtlı insanımın kalkıp da bir doktora, bir sağlık çalışanına saldırmama fikrini bir kere yukarıdan aşağıya kadar oturtmamız lazım arkadaşlar. Biz istediğimiz kadar kanun çıkaralım, bu işin sonunu bulduramayız.

Üstelik bu kanunda bir de malpraktis yasası var. Bakın, maddeleri çok değerli, en önemli maddelerden biri; bir doktoru artık doktorluğunu yapmaktan çekinir hâle getirmiş bir madde. Yani ciddiyetinin bence şu anda buradaki doktor arkadaşlar, Cumhur İttifakı'ndaki arkadaşlar farkında değiller. Yani tek bizi mi arıyor bu da hekim arkadaşlarım, sizleri hiç arayan yok mu arkadaşlar, size dert yanan yok mu?

Lütfen, yine söylüyorum -bitireceğim, asıl esasen daha detaylı konuşacağım inşallah Sayın Başkanım- gelin, bu yasayı daha ciddi bir pozisyona çekelim. Bakın, yüz binlerce sağlık çalışanı ve doktor arkadaş bizim şu anda vereceğimiz karara ve çıkacak havaya, ortama bakıyor. Yani bu işi sulandırmayalım. Kesin bir şey yapalım, tarih de bizleri konuşsun diyorum.

Teşekkür ediyorum.