| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Komisyon Başkanı Recep Akdağ'ın, Adana Milletvekili Burhanettin Bulut'un (2/4290) esas numaralı Kanun Teklifi'nin tümü üzerindeki konuşmasında kendi ismini zikrettiği bazı ifadelerine ilişkin açıklaması |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .03.2022 |
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Bir teşekkürüm de ismimi zikrederek bana bir açıklama fırsatı verdi...
Değerli arkadaşlar, bu bahsedilen ifade bir şehir efsanesi olarak bir meslek örgütünün yaydığı bir ifadedir. Biz burada milleti temsil ediyoruz; Hekimler gözümüzün nurudur, vatandaş da başımızın tacıdır.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Keşke başlangıçta böyle konuşsaydınız Sayın Bakanım.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ben böyle çok konuştum Sayın Vekilim.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Konuşmadınız, ben sizin konuşmalarınıza...
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Lütfen, sözümü kesmeyin, lütfen; istirham ediyorum.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Buyurun.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Yani bir insana saldırırsanız herhâlde bir cevap verecek o size.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Estağfurullah, niçin saldıralım?
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - E, müsaade edin canım!
Şimdi, tekrar söylüyorum: Hekimler gözümüzün nurudur, vatandaşlar da başımızın tacıdır. Biz milletin vekilleriyiz arkadaşlar. Ben zamanında Meclisin kürsüsünden "Bir hekime, bir sağlık çalışanına uzatılan el bana uzatılmıştır, ben bunu böyle addederim." diye konuşan bir Sağlık Bakanıyım. Biz burada belli bir dengeyi gözeteceğiz. O bahsedilen konuşmaya esas olan -bu bahsettiğiniz, işte, "Eli cebinde." meselesine esas olan- konuşmada benim meslek örgütüne söylediğim şudur: Meslektaşlarımızın içinde o meslek örgütü meslek etiğinden sorumlu meslek örgütüdür. "Bizim meslektaşlarımızın içerisinde vatandaşı mağdur edenler, bu şekilde mağdur edenler var. Siz bunlara neden hiç alakadar olmuyorsunuz." ifadesidir. Yok mu? Var. her mesleğin içinde olduğu gibi bizim mesleğimizin içinde de maalesef, vatandaşı mağdur edenler olmuştur. Şimdi bu gerçeği yok mu sayacağız? Böyle bir şey söylemek hekimlere hakaret mi olur? Asla. Tekrar söylüyorum: Hekimler göz bebeğimizdir, vatandaş da bizim başımızın tacıdır. Ben bütün Bakanlığım döneminde, bütün yöneticiliğim döneminde buna müthiş bir şekilde hassasiyet gösterdim. Birtakım örnekler verdiniz. Ben on seneyi aşkın, on bir buçuk sene Sağlık Bakanlığı yaptım; bırakın bir hekimi, hastanedeki bir kapı görevlisine bile en küçük bir yanlış ifademi hiç kimse gösteremez. Bunu tekrar sizin huzurunuzda da söylüyorum: Bizim için hekimler de bütün sağlık çalışanları da son derece kıymetlidir ama vatandaş da başımızın tacıdır. Yani bu dengeyi kurmak zorundayız, bu iki dengeyi birlikte kurmak zorundayız.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Bakın, zaten hizmetimiz bizim vatandaşımızındır ama sağlıkçıyı hedef göstermek de siyasidir, siyasetçinin...
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - E, ben size diyorum ki sağlıkçıyı ben Recep Akdağ olarak, Doktor Recep Akdağ olarak hiçbir zaman hedef göstermedim, hiçbir zaman hedef gösterilmesine de müsamaha göstermedim, müsamaha da göstermem.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Bakan, siz televizyonlardan bir dinleyin Bakan olduğunuz zamanı. Bakın, şimdiki fikriniz ile o zamankinin 180 derece farklı olduğunu göreceksiniz.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Hayır, hayır, yok.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - E, ben açayım ama...
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Arkadaşlar, biz çok güzel bir sistem kurduk. Şimdi sürekli atıflar yapıyorsunuz Sağlıkta Dönüşüm Programı'na.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Hangi sistem Bakanım, hangi sistem?
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Arkadaşlar, bir programın...
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - O sistem...
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Müsaade eder misiniz? Bir dakika arkadaşlar ya.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Çok güzel sağlıkta şiddeti konuşuyoruz!
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - O kadar konuştunuz, müsaade edin de iki cümle de ben söyleyeyim. Yani bana atfen konuşmasanız ben hiç burada konuşmam.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Konuşun, konuşun, daha iyi olur! Konuşun, daha iyi olur!
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Ne yapalım? Sağlık Bakanlığını siz yaptınız.
(Uğultular)
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Yaptıysam, o zaman, ben...
Müsaade edin arkadaşlar.
Ben beş sene boyunca Harvard'da Halk Sağlığı Okulunda dersler verdim. Beni çağırdılar, ben "Beni çağırın." falan demedim.
(Uğultular)
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Müsaade edin bir dakika kardeşim! Ya, neden söz atıyorsunuz durmadan? Ben Başkanım burada, siz konuşurken ben de sizin sözünüzü durmadan keseyim mi beş kere? Lütfen, birbirimize saygı gösterelim.
FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Buyurun efendim, buyurun.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Yani birbirimize saygı gösteremeyecek bir ortamda konuşamayız ki.
Şimdi, bir sistemin, bir sağlık sisteminin sonuçlarına bakarsınız, üç sonuca bakarsınız arkadaşlar.
Birincisi: Sağlık göstergeleri nereye gitmiştir? Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla anne ölümleri yüz binde 70'lerden yüz binde 13'lere düşmüştür, Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla bebek ölümleri binde 32'lerden, 33'lerden binde 10'ların altına düşmüştür. Dünya Sağlık Örgütü, dünyanın en anlı şanlı tıp dergileri Türkiye'nin bu husustaki ilerlemesini takdir etmiş ve başka ülkelere örnek göstermişlerdir.
İkinci çıpa şudur: "Acaba vatandaşı aşırı harcamalardan ne kadar koruyorsunuz?" Biz iktidara geldiğimizde Türkiye'de her on bin aileden 81'i katastrofik sağlık harcamasına uğruyordu, ağır sağlık harcamasına. Ben 10 sene Sağlık Bakanlığı yaptım, sağlıkta dönüşümü gerçekleştirdik; o on binde 81 aile on binde 14'e düştü.
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Sayın Başkan, biz bunları dinlemeye gelmedik ki.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Tabii ki geldiniz.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Hayır, hayır, dinleyelim. Söyleyeceklerimiz var, dinleyelim.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Müsaade eder misiniz?
Sayın Milletvekilim, siz eğer burada şahıs yaparsanız, kanunu görüşmek yerine Sağlık Komisyonu Başkanını durmadan hitap alır...
SERPİL KEMALBAY PEKGÖZEGÜ (İzmir) - Kadınların maddelerini çıkardınız.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Müsaade edin de biz de kendimizi savunalım canım. "Demokrasi demokrasi." diyorsunuz yani siz her şeyi söyleyeceksiniz, biz susacak mıyız burada? Lütfen...
İkincisi budur; Türkiye, katastrofik sağlık harcamaları açısından vatandaşlarını koruyan, vatandaşlarının yüzde 99'unu bir sağlık güvencesine getiren bir ülkedir AK PARTİ döneminde.
Üçüncüsü, vatandaş memnuniyetidir. Biz geldiğimizde vatandaş memnuniyeti yüzde 39'lardan sağlıkta dönüşümü bitirdiğimiz 2012 yılında yüzde 75'e yükselmiştir.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - O çok sübjektif bir şey Sayın Bakan.
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Her neyse, siz "sübjektif" diyebilirsiniz, sağlığı bunlarla ölçersiniz arkadaşlar. Problemler her zaman olur ve çözülmek içindir, bugün de problemleri çözmek için buradayız.
Evet, teşekkür ediyorum.
Şimdi sözü...
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Klinik ve patolojik korelasyonlar, hastaneye dönüşler, hastane enfeksiyonları; bunlarla ilgili veriniz var mı?
BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Her neyse, ben size 3 ana göstergeden bahsettim, siz de başka göstergelerden bahsedin.
ARSLAN KABUKCUOĞLU (Eskişehir) - Hayat değişiyor, Türkiye değişiyor, tabii ki bunlarda bir değişiklik olacak, nereden nereye geldik.