| Komisyon Adı | : | SAĞLIK, AİLE, ÇALIŞMA VE SOSYAL İŞLER KOMİSYONU |
| Konu | : | Ankara Milletvekili Lütfiye Selva Çam ve 109 Milletvekilinin, Türk Ceza Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4290) (Tali komisyon) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 22 .03.2022 |
ALİ MUHİTTİN TAŞDOĞAN (Gaziantep) - Sayın Bakanım, Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; sağlıkta şiddet ülkemizde giderek artmaktadır. Hemen hemen bütün hastanelerimizde onlarca sağlık çalışanı her gün şiddete maruz kalmaktadır. Hastanelerimizde meydana gelen şiddet olaylarının yüzde 83'ü poliklinikler, acil servisler ve kliniklerde gerçekleşmektedir. Hastanelerimiz şiddetin kol gezdiği, şiddet olaylarının teröre döndüğü ortamlar hâline maalesef gelmiştir. Bu durum, sağlık çalışanlarımızın olduğu kadar hastalarımızın da can güvenliğini tehdit ederek sağlık hizmetinin arzına da engeller oluşturmaktadır. Böyle bir ortamda sağlık hizmeti sürdürülmesi mümkün değildir.
Ülke genelinde milyonlarca hasta tedavi için acil servislere müracaat etmektedir. Bu kadar yoğun talebin yaşandığı hastanelerimizde bu hizmeti gerek az sayıda personelle ve gerek yıllar içinde eriyen minimum seviyede almış oldukları döner sermayeye rağmen özverili bir şekilde, fedakârca sürdüren sağlık görevlilerimizin ölüme varan şiddet olaylarına maruz kaldığı hepimiz tarafından bilinmektedir.
Yine, hepimizin bildiği gibi seçim bölgem Gaziantep'te Doktor Ersin Arslan, hastanede, görev başında şehit edilmiştir. Bu vesileyle çok başlıklı olan, toplumumuzu bir sarmal gibi saran şiddet olaylarıyla ilgili konuya değinmişken daha önce ifade ettiğimiz bir önerimizi de hatırlatmak istiyorum. Sağlık çalışanları, toplumda infial oluşturan terör saldırılarında, doğal afet olaylarında, mesai mefhumu gözetmeden ve hatta tüm özel günlerinden fedakârlık ederek, hiçbir beklentisi olmadan ve görev yeri dışında özverili hizmetleri neticesinde milletimizin yaralarını sarmaktadırlar. Bu şiddet sarmalını önlemek için, daha önce de dile getirdiğimiz gibi, bir an önce Sağlık Bakanlığı bünyesinde şiddeti önleme daire başkanlığı kurulması gerekmektedir. Kurulması gereken şiddeti önleme daire başkanlığı medyada çıkacak algı yönlendiren haberlerin önüne geçmeli, bu tür haberlerin sağlık konusunda ehil basın mensuplarınca hazırlanıp yayınlanmasını sağlamalı, RTÜK tarafından dizilerde canlandırılan ve sağlıkla ilgili bölümlerde şiddete ve kine teşvik sahneleri dikkatle incelenmeli ve bunu önlemek için gerekli adımlar da atılmalıdır.
Sağlıkta şiddeti önlemek için ulusal sağlık disiplini oluşturmak gereklidir. Uygulanacak disiplinin konusu, sağlık hizmetlerinde çalışan personele karşı şiddetin kabul edilemez olduğunu halkımıza ve tüm sağlık çalışanlarımıza anlatmak olmalıdır.
Sağlık Bakanlığında kurulması gereken şiddeti önleme daire başkanlığı bünyesinde sağlık personelleri, medya ve iletişim uzmanları istihdam edilmelidir. Sosyal medya çok özenli bir şekilde yönetilmelidir. Hasta hakları olduğu kadar hasta sorumlulukları da anlatılmalıdır. Hastalar ve hasta yakınları bilgilendirilmelidir, sağlık çalışanlarına yönelik şiddetin engellenebilmesi için sağlıkta şiddetin temel nedenlerinin iyi tespit edilip ona yönelik çözüm önerilerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Sağlıkta şiddet olaylarını toplumsal şiddetten ayırmamak gerekir. Bu yüzden, sağlıkta şiddeti ve toplumsal şiddeti önlemek için ilgili diğer bakanlıklarla birlikte hareket etmek de gerekir. Sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması için caydırıcı, önleyici ve gerçekçi önlemlerin ivedilikle yerine getirilmesi gerektiğini buradan tekrarlıyorum.
Sayın milletvekilleri, bugün, Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli Bey'in de grup toplantımızda vurguladığı üzere, sağlıkta şiddet suçlarının önlenmesi ve tıpta yanlış tedavilerle ilgili davalardaki haksızlıkların sona erdirilmesi için Türk Ceza Kanunu'nda, Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda değişiklik yapılmasını öngören, şu anda görüştüğümüz kanun teklifini ön şartsız destekliyoruz. Bu teklifle, sağlık çalışanlarına karşı işlenen kasten yaralama suçunun Ceza Muhakeme Kanunu'ndaki katalog suçlar arasına alınması temel bir güvencedir ve yerinde bir tedbirdir. Bilhassa ifade etmek isterim ki bir kişinin yanlışı genelleştirilemez, "suç ve cezanın şahsiliği" ilkesi esastır, pek tabii, herkes için de bağlayıcıdır.
Zor bir dönemden geçerken en küçük bir provokasyonun sonuçları elbette ağır olabilecektir. Her meslek mensubu insan onurunu incitmekten özenle sakınmalıdır. Ne hastanede ne postanede ne mahkemede ne maliyede ne adliyede ne de hayatın diğer alanlarında insanlık değerleri, insan olmaktan kaynaklanan kazanımlar asla ve kata çiğnenmemelidir.
Teklifin hayırlara vesile olmasını temenni ediyoruz.
Teşekkür ediyorum.