KOMİSYON KONUŞMASI

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Sayın Başkan, değerli üyeler; hepinizi saygıyla selamlıyorum.

Ben de 7'nci madde üzerine yani sağlıkta şiddetle ilgili madde üzerine görüşlerimi ifade etmek istiyorum. Umarım bu yaptığımız düzenleme sağlıkta şiddetle ilgili son düzenleme olsun. Devamlı surette eksik düzenlemeler oluyor ve hepimizin gündemine sağlıkta şiddet geliyor.

Şimdi, getirdiğimiz bu değişiklikle ne yapıyoruz? Sağlıkta şiddeti, sağlık çalışanlarına karşı uygulanan şiddeti Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'ndan alıyoruz, Ceza Muhakemesi Kanunu'na aynen dercediyoruz yani oradan taşıyıp buraya koyuyoruz ve 1/6 oranında artırılmış şekliyle yine buraya yansıtıyoruz.

Şimdi, sağlıkta şiddeti uygulayan bir kişi açısından yani onun ruh hâlini, eğitim durumunu düşündüğümüz zaman ben bu kanun maddesinin Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda veyahut da katalog suçlar arasında olmasının bir şey fark ettirmeyeceğini düşünüyorum. Yani sağlıkta şiddeti uygulayacak kişi "Efendim, bu şiddet katalog suçlardandır, ben bunu uygulamayayım." diye kesinlikle düşünmez ve bunun engelleyici bir madde olduğuna ben inanmıyorum, yine aynı şekilde devam edecektir. Mutlaka farklı birtakım düzenlemeler yapmak durumundayız. Örneğin, burada, kasten yaralama suçu katalog suç içine alınmış ama hakaret, tehdit gibi suçlarda herhangi bir yenilik, bir düzenleme yok.

Şimdi, yaklaşık olarak üç dört ay kadar önce bizim Balıkesir'in Edremit ilçesinde 63 yaşlarında bir genel cerrah ağabeyimize bir sağlıkta şiddet olayı oldu. Kendisiyle görüştüm, gerçekten çok üzgündü ve o yaşta öyle bir şiddete maruz kaldığından iki gün de hastanede yattı kendisi. Şimdi, şöyle dedi bana: "Ya, bu şiddeti uygulayan kişiler tekrar aynı hastaneye gelmese olmaz mı?" Haklı. Yani biz şöyle yapabilir miyiz: Sağlıkta şiddet uygulayan kişi, hiç olmazsa acil durumlar dışında bir yıl süreyle şiddet uyguladığı sağlık kuruluşundan sağlık hizmeti alamasın, bunu engelleyelim, başka sağlık kuruluşuna gitsin. Acil durum varsa, evet, başvurabilir, ona bir şey diyemeyeceğiz. Yani bir yıl süreyle, sağlıkta şiddet uyguladığı sağlık kurumundan sağlık hizmeti almasını engelleyelim birlikte. Hatta...

İSMAİL TAMER (Kayseri) - Sonuç alır mıyız?

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Alırız.

ÜMİT YILMAZ (Düzce) - İnsan haklarına aykırı ya, Anayasa'ya aykırı.

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Ya bir saniye, bir söyleyeyim, şunu söyleyeceğim... Ben yaşanılanları söylüyorum. Sağlıkta şiddet uyguluyor, karakola gidiyor, ifadeyi veriyor, geliyor yine hastanenin koridorunda, hastanenin bahçesinde hekimi bekliyor. Burada, insan hakları varsa hekim insan değil mi? Buna ben şahit oldum, yaşadım. "Mesai bittiği zaman seninle bahçede görüşürüz." diyor, orada oturuyor, bekliyor. Nasıl engelleyeceğiz? Hadi sağlık çalışanlarını koruyun. İnsan hakkıysa hekimin insan hakkı yok mu? Boynu kesildi hekimin, öldü hekim.

Demek isteyeceğim şu Sayın Bakanım: Etkili olmasını istiyorsak bir de maddi bir yaptırım getirmek durumundayız. Bakın, bu, cezai yaptırımdan daha etkilidir. Benim fikrim şu: Sağlıkta şiddet uygulayan kişinin, aynı zamanda, acil sağlık hizmetleri dışında hiç olmazsa üç ay, altı ay süreyle sağlık giderlerinin SSK'den ödenmesini keselim. Acil hizmetleri alsın, diğerlerini cebinden ödesin, biraz maddi olarak da cezasını çeksin. Bunlar sağlıkta şiddeti engelleyecektir. Yani şiddet uyguladığı sağlık kurumundan belli bir süre acil dışında sağlık hizmeti alamasın ve belli bir süre de uyguladığı şiddetle orantılı olarak, acil dışındaki sağlık hizmetlerinde de Sosyal Güvenlik Kurumu onun giderlerini karşılamasın ve kişi bunun cezasını bir şekilde yaşasın. Efendim "Bu, Anayasa'ya aykırı." Ben Anayasa'ya aykırı olduğuna inanmıyorum, insan haklarına da aykırı değil çünkü karşıdaki de bir insan, sağlık çalışanlarının da çoluğu çocuğu var, güvercin tedirginliğinde hizmet yapıyorlar poliklinikte. "Sen şimdi dışarı çıkınca ben sana göstereceğim!" diyen bir kişi karşısında, hekimin, o hastaya verimli olması mümkün değil veyahut da ameliyata girerken "Eğer babam, annem ölsün ameliyatta bak ben seni yaşatıyor muyum!" dediği zaman o hekimin yapacağı bir şey yok, eli ayağı titriyor, dökülüyor; olmaz bu arkadaşlar, bakın bunları yaşayan bir hekim olarak ifade ediyorum. Mutlak şekilde bu yasa teklifinin... Aynı maddeyi alıp bu tarafa koymuşuz. Zaten sağlıkta şiddet uygulayacak kişinin mantalitesi veya -ne diyeyim- hani yapısı zaten agresif, onun için dediğim gibi maddenin yerinin değiştirilmesinin hiçbir anlamı yok ama gelin diyelim ki: "Şiddet uyguladın arkadaş, sen acilin dışında bir yıl bu hastaneden hizmet alamazsın." Hatta daha da ötesini önerdi arkadaşlar, dediler ki: "Tedaviye gelirken mutlaka karakoldan bir temiz kâğıdı alsın, gelsin." Yani "Ben muayeneye gidiyorum." diye karakola gitsin ve alsın kâğıdı, polis nezaretinde muayeneye gelsin. Bir hekim arkadaşımız burada; şimdi, hekimin boynunu kesen kişi öldürmez mi? Öldürür. Bu kişinin polis nezaretinde muayeneye gitmesi bence doğal, olması gerekir.

Sayın Başkan, sizin dikkatinizi çekiyorum. Lütfen bakın, bu konuyu bence değerlendirelim ve hep birlikte buna karar verelim yani burada ana mevzu bence budur ve yasal düzenlemede bu maddenin yer değişikliği çok etkili olmayacak açıkçası. Kişinin, şiddet uyguladığı zaman sağlık hizmeti konusunda sıkıntı yaşayacağı duygusunu mutlaka yaşatmak durumundayız. Yani şöyle düşünmeli: "Ben burada şiddet uygularsam annemin kanser tedavisi engellenecek." veyahut da "Benim tedavim engellenecek." Bu duygunun olması lazım kişinin üzerinde. Öbür türlü ne saygı duyabiliyor ne de inanın, o hekimi rahat bırakıyor ve sadece hastanede değil, hastanenin bahçesinde bekliyor, dışarıda bekliyor, efendim, çoluğu çocuğuyla gördüğü zaman başka bir yerde, şehirde o hekime şiddet uyguluyor; bunları da sıklıkla görüyoruz.

Peki, teşekkür ediyorum.

Sağ olun.