KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben tabii madde kapsamının dışına öncelikli olarak çıkmak istiyorum çünkü dün eksik kaldı bazı söylemek istediklerim şehir hastaneleriyle ilgili...

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ya çıkmasanız hepimiz çok mutlu olacağız.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ama bundan sonra da hep konu kapsamı içerisinde kalacağımın sözünü verebiliyorum.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ -Çok uzun konuştuk.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi tartışmalar yapıldı, dün şehir hastaneleriyle ilgili ama...

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ya, o tartışmalar bitmez ki... Devamlı bunları yapacağız yine yani.

RECEP ŞEKER (Karaman) - Konuşuldu, her şey yapıldı, gündeme geçildi.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Zaten madde üzerindeki değerlendirmemi kısaca olumlu olarak ifade edeyim size.

ALİ ŞEKER (İstanbul) - Zaten notu kısa yani. Bu tartışmalar olmasa zaten hemen bitecek.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Buyurun, buyurun, hemen bitiriyormuşsunuz, Ali Bey'den biz tüyo aldık.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Şimdi, tabii AK PARTİ döneminde işte her şey yanlış, her şey eksik yapıldı demek gerçekten doğru değil. Yirmi yıldır sağlık alanında da doğru yapılan bir sürü iş var. Örneğin, dün açıkladığınız gibi yatak kapasitesinin artırılması, günümüz teknolojisine uygun sağlık yatırımlarının yapılması, bunlara itirazımız yok yani neticede milletimize hizmet ediyoruz; hep beraber bu hizmetlerden yararlanıyoruz. Ancak bizim itirazımız özü itibarıyla şudur değerli arkadaşlar: Sizin döneminizde kontrolsüz, şeffaflığın ve denetimin olmadığı, bazı şirketlere özel ayrıcalıkların tanındığı, kamu kaynaklarının büyük israfa yol açacak şekilde kullanıldığı bir sağlık sistemi ortaya çıkmıştır. Bizim itirazımız aslında özü itibarıyla budur, yoksa yapılan hizmetlere niye itiraz edelim. Yani milletimiz, 84 milyon bu hizmetlerden yararlanıyor. Şehir hastaneleriyle ilgili ihale süreçleri maalesef açık, şeffaf yürütülmediği gibi, ihale yapıldıktan sonra da işletme süreci açık ve şeffaf yürütülmemektedir. Yani ihaleyi alan şirketlerin yapmış olduğu sözleşmeler, kamuoyundan gizlendiği gibi yapılan işlemler de etkin bir şekilde denetlenmemektedir. Özel ayrıcalıklar tanınıyor, tanındı. Bakın, 2012 yılında, 6288 sayılı Yasa'yla, bu ihaleleri alan şirketlere tam KDV muafiyeti getirilirken 2013 yılında çıkardığınız 6428 sayılı Yasa'yla da her türlü borçlara tam hazine garantisi verildi. Yine 2015 yılında çıkarılan 6639 sayılı Yasa'yla da doğacak uyuşmazlıkların yabancı tahkime tabi olacağı düzenlendi. Bizim itirazımız, değerli arkadaşlar, işte bunlara. Yani bu sebeple, bu süreçler aslında açık, şeffaf bir şekilde yürütülse, denetime açık olsa, hem muhalefetin hem de kamunun denetimine açık olsa bu işlemler bir sorun olmayacak.

Şimdi, rakamlar veriyorsunuz, biz soru soruyoruz. Mesela, ben bugüne kadar Sağlık Bakanımıza sorduğumuz hiçbir sorunun tek bir cevabını alamadım, tek bir soruya cevap vermedi Sağlık Bakanımız. Ya, buna niye cevap verilmiyor, ben bunu anlamış değilim. Diğer milletvekili arkadaşlarımızdan da aynı şikâyetler var. Ya, biz bu soruları soruyorsak Sayın Bakan Yardımcım, bunu biz kamu adına soruyoruz yani kendi adımıza sormuyoruz, milletin adına denetleme yetkimizi kullanmak amacıyla soruyoruz.

Yani bu şehir hastaneleriyle ilgili birçok arkadaşımız defalarca sorular sordu ve siz bunlara tek satır bir cevap bile vermediniz. Dolayısıyla, ne oluyor? Gizlilik ortaya çıkıyor. Gizlendiği zaman da... Şimdi, belki bizim söylediklerimizde, eleştirilerimizde eksikler, yanlışlar olabilir ama asıl sebebi, sizin bu süreci ve ihale sözleşmelerini ve devam eden süreci gizlemenizden kaynaklanıyor. Yoksa, siz bunları açık, şeffaf, kamuoyunun ve kamunun denetimine bıraksanız belki bu tartışmalar bu kadar uzamayacak. Ben şehir hastaneleriyle ilgili ifade etmek istediklerimi bu şekilde ifade edeyim.

Yasanın bu düzenleniş şeklini de olumlu olarak görüyoruz yani bu cezanın alt sınırının artırılması da son derece doğru ve yerindedir, destekliyoruz.

Bu şekilde görüşlerimi noktalıyorum, saygılar sunuyorum.