KOMİSYON KONUŞMASI

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Demokrasiyi arıyoruz, adaleti de arıyoruz ama adalet de yerine gelmiyor, demokrasi de yerine gelmiyor. O nedenle, bu konuda sizi değil de Başkanımı bu konuda eleştirmek istiyorum. Başkanımı birkaç defa ikaz ettiğim hâlde yani bu ikazlarım yerine gelmedi hep liste değişti, hep liste değişti.

OTURUM BAŞKANI ALİ ÖZKAYA - Bir Ege hemşehrisi olarak size beş dakika ilave süre veriyorum, rahatça konuşun.

Buyurun.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.

Ülkemizde sabahleyin ekmek kuyrukları var, öğleyin yağ kuyruğu var, akşam ise akaryakıt kuyruğu var. Dün akaryakıt almadım, bugün gittim benzin aldım, litre başına 1 lira 69 kuruş arada fark vardı, yarın da 3,5 lira geliyor mazota, cuma günü de 1 lira 5 kuruş geliyor. Yani bir günde, iki günde o kadar çok şeyler değişiyor ki ülkemizde ama ekonomik krizi yaşıyor vatandaş. Bununla birlikte, Türkiye'nin en büyük sorunlarından birisi demokrasi krizi. Demokrasi krizi çok önemli yani demokrasiyi yaşayamayan vatandaşlarımız, yaşam alanlarında özgürlüklerini kullanamayan yurttaşlarımız büyük sıkıntıda. Şimdi, elimizde Anayasa var, bu Anayasa'nın içinde hak ve özgürlüklerimiz var, bu hak ve özgürlükleri kullanamadıktan sonra ve Anayasa'nın en önemli maddesi olan 11'inci maddesine "Anayasa hükümleri, yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını ve diğer kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarıdır." uygun bir uygulama olmadığı sürece "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" denilen, 2018'den bugüne devam eden sistemde anayasal hak ve özgürlükler kullanılamıyor, seçimle ilgili düzenlemeler uygulamada seçim güvenliği açısından dışarıda kalıyor ve demokrasinin olmadığını her alanda yaşıyoruz, sokakta yaşıyoruz, Mecliste yaşıyoruz, cezaevinde yaşıyoruz, mahkemelerde yaşıyoruz, kuyruklarda yaşıyoruz ve insanlar anayasal hak ve özgürlüklerini kullanırken "Acaba başıma bir iş gelecek mi?" diye düşünüyor. 2022 yılında cezaevlerine 6,5 milyar TL pay ayrılıyor; insanlara, muhaliflere deniliyor ki: "İktidara karşı sesini çıkaranların yolu ya gözaltıdır ya gazdır ya sopadır ya da cezaevidir." Bu durumda, toplumun demokratik olmayan yapısında yeni bir seçim kanunu teklifi bizim önümüze geliyor, bu seçim kanunu teklifinden biz seçim güvenliği, bu seçim kanunu teklifinden biz seçimde Anayasa'nın 67/2'nci maddesinde oluşan seçme, seçilme ve siyasi faaliyette bulunma haklarını ve özgürlüklerini çıkarmaya, bu hakları kullanmaya dair madde var mı diye düşünüyoruz, tartışıyoruz. Ve öyle bir şey var ki Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle beraber yasama ve yargı tam anlamıyla yürütmeye bağlanmış durumda, artık biz burada torba yasalarla işlemler yapıyoruz. Bu torba yasalara örnek olarak, Cumhurbaşkanı 95 tane kararname ile 2.597 madde çıkarmış ama biz Mecliste 27'nci Dönemde 97 kanun teklifiyle, 2.423 maddeyle iş yapmışız. Bu maddeler ne? Hep güvenlikle ilgili maddeler ya da büyük şirketlerin alacaklarını sağlama almayla ilgili şirketlerin haklarını koruyan birçok yasa maddesi yani vatandaşın taleplerine sırt çeviriyoruz, demokratik talepler de demokratik istemler de burada kanun maddesi olarak ortaya çıkmıyor yani torba yasalarla, torba kurallarla hâkimleri de bu işin içine sokuyoruz ve bu çerçevede demokrasicilik oyununa devam ediyoruz arkadaşlar.

Bakınız, şimdi, burada birçok madde var. Bu maddelerde en iyi demokratik maddeleri getirseniz dahi uygulamaya bakacağız. Burada ben biraz önce, bir saat önce söyledim, uygulamada ne var? En yakında 2017'de referandum var. Referandumda neler oldu? Mühürsüz oy pusulaları olsun, diğer zarflar olsun... Ondan sonra, oradan İstanbul seçimlerine geldik; burada İstanbul seçimlerinin en iyi tanığı 2 kişi var, AKP'nin Sayın Genel Başkan Yardımcısı Ali İhsan Yavuz var, burada Recep kardeşim de var. Burada en büyük tanıklarından Ali İhsan Yavuz'un "Hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şey oldu." tabiri var uygulamada.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Tarihe geçen bir tabir.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Bu tabirle biz ne yaptık arkadaşlar? Oradaki hâkimi, oradaki en kıdemli ilçe, il ve seçim kurulu hâkimlerini zan altında bıraktık; ne oldu, var mı bir şey? Gözaltına alınanlar hakkında, yapılan işlemler hakkında bir sonuç alındı mı? Alınmadı. Ama ne alındı? Seçimi 13 bin oyla kazanmıştık, daha sonra 806 bin oyla kazandık. Hiç unutmam, Bağcılar'da bir spor salonunda çalışma yapıyoruz Cumhuriyet Halk Partisi milletvekilleriyle beraber, İYİ Parti milletvekilleriyle beraber; orada Bağcılar Belediye Başkanı geldi, hâkimlerin yüzüne karşı dedi ki: "Burayı ben yaptım, buradan çıkınız."

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Evet, biz de onu çıkardık. Ben çıkardım onu.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Burada şahit Turan Bey de vardır. Ben de "Sen kimsin, burada 3 hâkime karşı bu tavrı koyuyorsun?" dedim, birbirimize girdik ve hâkimleri orada koruyan, milletvekilleri olarak bizler olduk. Hâkimlerin durumuna baktık, hâkimler... Ya, seçim güvenliği... Ne seçim güvenliği? O torbaların üzerinde Mahmut Tanallar, Turan kardeşim ve milletvekilleri oturmasaydı İstanbul seçimleri ne olacaktı? Olacağı şey, kesinlikle bir şey olacaktı yani kesinlikle bir şey olacaktı; yok ama bir şey, olacaktı. Uygulamaya bakacağız arkadaşlar.

Şimdi, bakınız, hâkimlere bakıyorum, yeni getirilen düzenlemede kıdemli hâkim kaldırılıyor. Elli yıldan beri kıdemli hâkimler, il ve ilçe seçim kurulu başkanları neden kalkıyor? Cevap yok. Şimdi, bir araştırma yaptım, bugünün tarihi itibarıyla 3.763 birinci sınıf olan hâkim var arkadaşlar, 3.763. 1.368 de birinci sınıfa ayrılan hâkim var. Şimdi, aklıma yani bir şeyler geldi. Neden birinci sınıf 3.763 hâkime ve kıdemli hâkime güvenmiyorsunuz da...

(Uğultular)

SALİHA SERA KADIGİL SÜTLÜ (İstanbul) - Ya, duyamıyoruz.

Sayın Başkan, çok uğultu var, biraz müdahale edin.

OTURUM BAŞKANI ALİ ÖZKAYA - Demokrasi...

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Başkanım...

OTURUM BAŞKANI ALİ ÖZKAYA - Sizi dinliyoruz.

Buyurun Sayın Bülbül.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Arkadaşlar, bugünkü aldığım verilere göre yine söylüyorum, 3.763 birinci sınıf hâkim var. 1.368 de birinci sınıfa ayrılmış hâkim var. Şimdi, birinci sınıfa ayrılmış hâkimleri de soktunuz işin içine. Birinci sınıfa ayrılmış hâkim ayrıdır, birinci sınıf olmuş hâkim ayrıdır. Acaba diyorum ki bu 1.368 hâkim içerisinde parti üyesi olarak aldığınız kaç tane hâkim var, avukat var? Ben bunu soruyorum, cevabını alamıyorum, cevabını alamıyoruz. Niçin kıdemi bıraktınız da birinci sınıfa ayrılma koşulunu getirdiniz de bu hâkimlerden yararlanacaksınız? Buradan şu soruyu her zaman soruyorum: Bu hâkimlerin içerisinde birinci sınıfa ayrılmış ve birinci sınıf hâkim olan kaç tane parti üyesi olarak hâkimliğe geçmiş kişi var? Seçim güvenliğini nasıl sağlayacağız? Bir hâkim, bir milletvekili adayı olmaya kalktığı zaman, bir belediye başkanı adayı olmaya kalktığı zaman ne yapıyor? Geliyor, kaybettiği zaman hâkimliğe dönemiyor ama parti üyesi hâkimler geliyor...

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Parti üyesi avukatlar...

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Parti üyesi avukatlar geliyor, hâkim oluyor. Ondan sonra ne oluyor arkadaşlar? Ben ondan sonra olanları söyleyeyim: Bir savcı tartıştığı doktoru gözaltına aldırıyor, bir başka savcı arabasını yanlış yere park ettiği için kendisini uyaran yurttaşı gözaltına aldırıyor, bir başka savcı nişanlısı telefona çıkmayınca polislerle yurdu basıyor. İşte, geldiğimiz nokta bu. Geldiğimiz ikinci nokta şu: Bir de Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını tanımayan, AYM kararlarını tanımayan, dolaşan mahkemeler var, dolaşan mahkemeler, böyle seyyar mahkemeler var. Nerede bu seyyar mahkemeler? Çağlayan'da. Sözcü davasına bakan, arkasından Demirtaş davasına bakan, Canan Kaftancıoğlu davasına bakan ve birçok toplumsal davaya bakan aynı heyet geziyor, Çağlayan Adliyesinde geziyor. Ya, hukuk devleti yok memlekette, yargı bağımsızlığı yok. Çıkmışsınız, kıdemli hâkimleri bir kenara itmişsiniz. Tabii, burada ne yapıyorsunuz? 1.368 tane birinci sınıfa ayrılmış ve 3.763 birinci sınıf hâkime güvenemiyorsunuz, birinci sınıfa ayrılmış hâkimleri sokuyorsunuz. Böyle şey olmaz arkadaşlar, böyle şey olmaz. Ne olur? Şöyle olur: Seçim kurullarının oluşturulmasının nedenlerini açıklayamazsınız. Başka neyi açıklayamazsınız? Cumhurbaşkanı meselesini. Burada AKP sözcüleri bu konuya açıklık getirmedi. Ya, Cumhurbaşkanı neden seçim yasakları kapsamına girmiyor? Neden girmiyor yani neden girmiyor?

MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Onlar da bilmiyor ki, bilmiyor.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Bunu bir anlatın bize, biz de anlayalım. Cumhurbaşkanı, partili bir Cumhurbaşkanı değil mi? Cumhurbaşkanı şu anda tek adam değil mi? Cumhurbaşkanı yürütmenin başı değil mi?

ALPAY ANTMEN (Mersin) - Aday olmayacak...

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - E, o zaman aday olursa ne olacak?

İBRAHİM ÖZDEN KABOĞLU (İstanbul) - Yürütmenin kendisi.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Yürütmenin kendisi o.

Bakanlara seçim yasağını getiriyorsunuz ama Cumhurbaşkanına getirmiyorsunuz. Birçok yasada Başbakanı silip Cumhurbaşkanı yazıyorsunuz ama orada yazmıyorsunuz, bunun gerekçesini de burada açıklamıyorsunuz ama ne yapsanız boş, ne yapsanız boş. Açıklamasanız dahi sandık geliyor, sandık mutlaka gelecek ve bu sandıktan çıkamayacaksınız arkadaşlar.

Ne anlatalım başka? Şu kanunda o kadar çok Anayasa'ya aykırı madde var ki, Anayasa'ya aykırı madde, yasa teklifi getirme konusunda uzmanlaştınız, AKP iktidarı uzmanlaştı. Kanun teklifi gelince biz, hocamla beraber Anayasa'ya aykırı madde şeyini bir açıyoruz, 2'nci maddeden başlıyoruz, "hukuk devleti"nden başlıyoruz, ondan sonra devam ediyoruz, devam ediyoruz, hocam çok ilerliyor. Bir de gerekçe yok. Arkadaşlar, Sayın Başkanım; bu kanun tekliflerinde niçin gerekçe yok, niçin gerekçe yok? Anayasa'nın 141'inci maddesi açık. Hâkimlerde gerekçe aranıyor, muhalif yazılarda bile, kararlarda bile gerekçe yazılıyor ama bu kanun teklifini getiren arkadaşlarda gerekçe yok.

OTURUM BAŞKANI ALİ ÖZKAYA - "Gerekçe yok." demeyin de "eksik" diyebilirsiniz.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Gerekçe yok. Bakın, arkadaşlar, gerekçeye bakın, böyle gerekçe olabilir mi? Yanlış anlamayın da emeklerinize sağlık ama Cumhurbaşkanlığının seçim yasaklarından bağışık kılınmasıyla ilgili maddede "Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemiyle uyum düzenlemesi yapılmaktadır." Neyin uyumu bu? Bu uyum ne, ne uyumuymuş bu? Ondan sonra, geliyorum, hâkimlerle ilgili maddedeyse yedek hâkimlerin seçilmesi maddede yokmuş. Yahu, arkadaşlar, siyasette böyle gerekçelerle kanun teklifi hazırlanmaz. Yapamıyorsanız gelin biz size kanun teklifi hazırlayalım, gerekçeleri de çok iyi şekilde yazalım yani bu konuda da yardımcı olalım yani bu konuda uzmanız. Avukatlık mesleğinde hasbelkader otuz yıl çalıştık, bu konuları da biliyoruz. Yahu, arkadaşlar...

OTURUM BAŞKANI ALİ ÖZKAYA - Beş dakikayı da tamamladınız, ilave beş dakikayı da.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - İlave beş dakika almayayım, arkadaşlar her konuda açıklamada bulundu.

Arkadaşlar, şunu demek istiyorum: Bu Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemiyle kuvvetler ayrılığı kalktı; yargı ve yasama, yürütmeye bağlandı, tek adam karar veriyor, yarın sabah kalkınca ne karar vereceği de belli değil. Siz kulağınızın üstüne yatarken "Acaba sabah Reis ne karar verecek?" diye bizlerden çok beklenti içerisindesiniz ama Reisin vereceği karar kalmadı, önümüze gelen sandıktan Reis çıkamayacak. Önümüzdeki dönem hep birlikte demokratik parlamenter sistemi Millet İttifakı'yla beraber getireceğiz.

Teşekkür ederim.