| Komisyon Adı | : | ANAYASA KOMİSYONU |
| Konu | : | Rize Milletvekili Hayati Yazıcı, İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ve Adalet ve Kalkınma Partisi Grup Başkanvekili Çanakkale Milletvekili Bülent Turan, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Sakarya Milletvekili Muhammed Levent Bülbül ile 91 Milletvekilinin; Milletvekili Seçimi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4284) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 23 .03.2022 |
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Değerli milletvekilleri, hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Değerli milletvekilleri, eğer bir iktidar Milletvekili Seçimi Kanunu'ndaki değişiklikleri seçimlere on dört ay kala yapmaya çalışıyorsa, oyunun kurallarını kendi çıkarına göre değiştirmeye çalışıyorsa, daha az oyla daha çok milletvekili çıkarmaya çalışıyorsa, sandıkta alamadığı millet iradesini seçim kanunlarıyla masa başında almaya çalışıyorsa orada iktidar açısından gerçekten çok büyük bir sorun var demektir.
RECEP ÖZEL (Isparta) - Hangi maddede yazıyor ya?
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Amaç ve gayesinin öyle olduğu anlaşılıyor, dinlerseniz anlatacağım.
MUSTAFA TUNCER (Amasya) - Madde 1, madde 1.
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Maddelere geçince anlatacağız.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Bu sebeple, bu teklifle önümüzdeki ilk seçimde Cumhur İttifakı açısından çok büyük bir sorun olduğu açıkça anlaşılmaktadır.
Değerli milletvekilleri, bu kanun teklifi aslında bir itiraftır, bir ikrardır. Neyin ikrarıdır? Sizin "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" dediğiniz, bizim "tek adam rejimi" dediğimiz tek adam rejiminin dikiş tutmadığının, yürümediğinin ve çöktüğünün itirafıdır, ikrarıdır. Neyin ikrarıdır? İktidarın küçük ortağının yüzde 10'luk barajı geçemeyeceğinin kabul edildiğinin ikrarıdır. Neyin ikrarıdır? "Bizim için demokrasi, temsilde adalet, millet iradesi, sandık güvenliği hiç önemli değil, her şeyden önemli olan bizim iktidarımızın devam etmesidir." olduğunun ikrarıdır. Peki, başka neyin ikrarıdır? "Biz adil ve dürüst bir seçim yapmak istemiyoruz." ikrarıdır. Başka neyin ikrarıdır? "Biz Cumhur İttifakı olarak önümüzdeki ilk seçimde seçimi kaybedeceğiz."in yani Millet İttifakı'nın iktidara geleceğinin ikrarıdır. Başka neyin ikrarıdır? "Millet İttifakı'ndan korkuyoruz."un ikrarıdır ama korkunun ecele faydası yok değerli arkadaşlar. Ne yaparsanız yapın, önümüzdeki ilk seçimde millet size sandığa gömecek ve Millet İttifakı'nı iktidara getirecek. Bugüne kadar, seçime kısa süre kala seçim kanunlarıyla kendi lehine ama demokrasi aleyhine değişiklik yapan hiçbir iktidar başarılı olamadı, siz de başarılı olamayacaksınız.
Değerli milletvekilleri, bu sürece nasıl geldik? Kısaca hatırlatmakta yarar görüyorum. Tarih tekerrürden ibarettir.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Evet.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Öyle değil mi?
FETİ YILDIZ (İstanbul) - İbret alırsanız...
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Yargıyla ilgili 2010 Anayasa değişikliğinde sizi uyardık ama dinlemediniz. O zaman AK PARTİ olarak FETÖ'yle ortaktınız. Bize, FETÖ'yle beraber "Yargı tarafsız ve bağımsız olacak." dediniz. Referandumdan sonra baktık ki yargıyı FETÖ'ye teslim etmişsiniz, devleti de FETÖ'ye teslim etmişsiniz. Sonra ne oldu? 15 Temmuz darbe girişimi oldu. O gece ben de birçok milletvekili arkadaşımla beraber Meclisteydim ve Türkiye Büyük Millet Meclisi tarihinde ilk defa bombalandı; kendi ordusu kılıklı, asker kılıklı kişiler tarafından, teröristler tarafından bombalandı ve bu bombalar hepimizin başına yağdı ama bu yaşananlardan maalesef ders çıkarmadınız. 15 Temmuz darbe girişimini kullanarak sizin "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" bizim "tek adam rejimi" dediğimiz değişiklik için Anayasa değişikliği yapmaya çalıştınız. Bakın, o dönemde Anayasa Komisyonunda 23/12/2016 tarihinde yaptığım konuşmadan birkaç cümle okumak istiyorum: "Bakın, 123 milyar dolar kamunun, 290 milyar dolar özel sektörün borcu var. Bir yıl içinde ödememiz gereken dış borç stoku 160 milyar dolar, cari açıkla beraber 200 milyar dolar gibi bir paraya ihtiyacımız var. Böyle tek adam yönetiminin olduğu bir rejime kimse parasını vermek istemez. Hukuk güvenliğinin olmadığı, adaletin olmadığı bir ülkeye kimse yatırım yapmak istemez, parasını göndermez ve bir daha da Türkiye'ye yabancı sermaye gelmez." demişim ve "Bu, Türkiye ekonomisini felakete götürecek bir uygulamadır." demişim değerli arkadaşlar. Yine, 29/12/2016 tarihli oturumda "Tarih tekerrürden ibarettir, bakın, 2010'da aynı hatayı yaptınız, kendi kazdığınız kuyuya düştünüz. Yine aynı şey gerçekleşecek, bunu görüyoruz. Bu yaptığınızla yine kendi kazdığınız kuyuya düşeceksiniz ama bunun faturasını çocuklarımız, torunlarımız, hepimiz ödeyeceğiz." demişim.
CANDAN YÜCEER (Tekirdağ) - Sayın Başkan, biraz sükûneti sağlayabilir miyiz?
OTURUM BAŞKANI ALİ ÖZKAYA - Yönetimde sorun yok, Komisyon gündemine hâkim.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Evet, bunun gibi birçok öngörüde bulunmuşuz, dediğimiz gibi de birçok öngörümüz gerçekleşti. Kendi kazdığınız kuyuya düştünüz, AK PARTİ olarak da 2018 yılında Parlamentoda çoğunluğu yitirdiniz ve tek başınıza kanun çıkaramaz hâle geldiniz. 2019'da da Adana, Mersin, Antalya, Ankara gibi en önemli büyükşehir belediyelerini kaybettiniz.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Ne güzel işte sizin için.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Evet güzel, onu anlatmaya çalışıyorum.
İstanbul Büyükşehir Belediyesini de kaybettiniz ama kaybettiğiniz seçimi masabaşı oyunlarıyla iptal ettiniz. İstanbullu vatandaşlarımız da size ikinci seçimde sandıkta tarihî fark atarak gereken cevabı verdi.
Yine, tek adam rejimi Türkiye'yi adım adım ekonomik felakete götürdü. Bugün vatandaşlarımız ekonomik krizin etkilerini iliklerine kadar hissediyorlar ve bu hatalarınızın ağır faturasını bugün hepimizin ödediği gibi yarın da çocuklarımız ve torunlarımız ödemeye devam edecekler. Ama hâlâ bunlardan ders çıkarmadınız, şimdi aynı hatayı yapıyorsunuz ve seçim yasası oyunlarıyla iktidarınızı devam ettirmeyi hedeflemişsiniz. Ama yanılıyorsunuz, bakın, evdeki hesap çarşıya uymayacak, tutanaklara geçsin diye söylüyorum. 2016'da söylediğim gibi, milletimiz ilk seçimde sizi değiştirecek.
HAYATİ YAZICI (Rize) - Bizim için üzülme.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ya, ben Türkiye için üzülüyorum, sizin için üzülmüyorum, Türkiye'ye oluyor olanlar.
Değerli milletvekilleri, ben 2018 milletvekili seçimleri öncesinde demokrasiye karşı kurduğunuz kumpası bozmak için İYİ Partiye giden, sizin deyiminizle "kiralık" veya "ödünç" vekillerden birisiyim. Ben 14 arkadaşımızla birlikte yaptıklarımızla gurur duyuyorum çünkü o gün 15 vekil olarak Genel Başkanlarımızın talimatıyla demokrasiye karşı kurduğunuz bu kumpası bozduk. Bugün de...
FETİ YILDIZ (İstanbul) - "Hem ağlarım hem giderim." dediniz.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Hayır, ben gülerek gidenlerdenim.
FETİ YILDIZ (İstanbul) - Ağlayan da var.
ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Ben ağlayan arkadaşlardan... İlk imzayı atan da benim, onu da söyleyeyim size; Sayın Bülent Tezcan burada, ilk imzayı atan da benim.
Bugün de yine bu kanun teklifiyle demokrasiye yine kumpas kurmak istiyorsunuz ama yine tarihten ders almamışsınız, yine yanılıyorsunuz. Bakın demokrasiye karşı kurmaya çalıştınız bu kumpası da önümüzdeki ilk seçimde milletimiz sandıkta bozacak.
Teknik konulara da girmek istemiyorum ama son cümlelerle tamamlayacağım, bir daha da söz istemeyeceğim.
Değerli milletvekilleri, seçimlerin yargı gözetiminde başladığı 1950'lerden günümüze kadar -darbe dönemleri dâhil- ilçe ve il seçim kurulu başkanları en kıdemli hâkimlerden oluşmuştur. Bir iktidar yetmiş yıldır uygulanan bu düzenlemeyi neden değiştirmek ister? Üstelik, son yirmi yıldır da sizin döneminizde de bu şekilde il, ilçe seçim kurulları oluşturulmuştur. Yirmi yıldır bu hükmü değiştirmek aklınıza gelmedi de şimdi niye geldi? En kıdemli hâkimden niye şimdi rahatsızlık duyuyorsunuz? Tecrübesi az olan bir hâkimi niye şimdi atamaya çalışıyorsunuz? Yoksa avukat iken sizin teşkilatlarınızda görev almış, size yakın olan hâkimleri mi il, ilçe seçim kurulu başkanlıklarında görevlendirmek istiyorsunuz? Bunları gerçekleştirseniz bile aslında yine de seçimi kazanamayacaksınız.
Bir cümle daha sarf edip konuşmamı tamamlayacağım.
Öte yandan, Cumhurbaşkanının yeniden aday olması hâlinde devlet olanaklarını kullanarak seçim kampanyası yürütmesini de sağlayacak düzenleme de son derece yanlış bir düzenlemedir. Vakit varken bundan da vazgeçmenizi öneririm, çünkü devlet imkânlarını da almış olan bir Cumhurbaşkanını biz yine sandıkta yeneceğiz ve son derece üzüleceksiniz.
Saygılarımla.