| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4336) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 30 .03.2022 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Sayın Başkan, değerli vekiller; aslında belki de sorumuzun şu olması lazım: Bu niçin böyle oldu, ihtiyaç ne? Şimdi, Sayın Kuşoğlu da söyledi, meslek birlikleri veya onların temsilcileri -hukuksal açıdan- burada olsalardı veya buradalarsa bize bir açıklama yapsalardı. Mesela, Tabipler Birliği Hukuk Komisyonu burada olsa, daha önce neler yaşanmış, yaşanmamış... Çünkü ben, Tabipler Birliğinin bu konuda Danıştaya dava açtığını da biliyorum.
Şimdi, 5510 sayılı Yasa'ya 2015 yılında bir ek madde getirildi; daha önce hekimler bordrolu çalışıyorlardı, bordro yerine artık "fatura karşılığı ücretlendirme" tanımı çıktı. Biz "sağlıkta dönüşüm" derken sağlığın bir kamu hizmeti olduğunu, bunun bir işletme olmadığını, hastaların müşteri olmaması gerektiğini söylüyorduk. Burada çalışan hekimler de giderek fatura kesen bir işleme dönüştürüldü. Hekimler daha önce çalıştıkları yerlerde, özel kurumlarda SSK'lıydılar veya kamudaysa memurdular; ondan sonra, SSK'lı olduktan sonra hekimlere dediler ki: "BAĞ-KUR'lu olmanız lazım." Şimdi, hekimi bir diğer kuruma almaya çalıştılar. Buradaki asıl şey şuydu: Özel hastane sahipleri, özel şirketler giderek SGK'den ciddi ceza alıyorlardı, sigorta müfettişlerinden ciddi ceza alıyorlardı, vergi denetimlerinden ciddi ceza alıyorlardı. SGK'nin burada temsilcisi var. Çok yüksek miktarda cezalar kesildi ve SGK'nin kestiği cezalarla ilgili, tekrar Mecliste Sağlık Komisyonuna, bir yerlere gelip birçok düzenlemeyi yapıp ek madde vermek istediler hem bu hekimlerin çalışma koşullarıyla ilgili hem de SGK'nin kestiği cezalara af getirilmesi için fakat af çıkartılamadı, SGK direndi, ciddi bir kaybı oluşacaktı. Ne yaptılar? Bir yönetmelikle "Eskiden kesilen cezalar, yerine yeni yönetmelik çıktığı için eskiye göre uygulanamaz." dediler ve devlet, bir taraftan vergi toplamaya çalışıyor, bir taraftan da ciddi bir şekilde alması gereken parayı özel hastanelerden almadı. SGK her yıl da borç altında, burada temsilcisi varsa bize söylesin. Eski dönemden kesilen, alması gereken paranın ne kadarını almadı? Birincisi bu.
Diğer bir boyutu; şimdi, geldiğimizde, özel hastanelerdeki hekimler işçi midir, BAĞ-KUR'lu mudur, işveren midir, şirket sahibi midir? Neye dönüştü? Hepimiz biliyoruz, hekim oraya gittiğinde sabah dokuzda gidiyor, akşam saat altıda çıkıyor; muayene ediyor, gerekirse tetkik istiyor ama arka planda şirket sahibidir, taşeron gibi her yaptığı muayene için sanki fatura kesmiş oluyor. Öyle bir şey yok. Bir hekimin hastaneden ilişkisi kesildiğinde kıdem tazminatı alamayacak, bayramla ilgili bir şey alamayacak, emeklilikle ilgili bir şey alamayacak çünkü şirket sahibidir. Burada hekimi korumuyorsunuz, siz, hekimi orada, tümüyle hiçbir özelliği olmayan, her an savunmasız bir şekle dönüştürüyorsunuz ve özeli de desteklemiş oluyorsunuz. Hem SGK kaybetmiş oluyor hem hekimler giderek her süreçte mağdur oluyor. Peki, hekim şirket kurduğunda giderini nasıl gösterecek? Sadece bir taşıt kiralayabilecek ve yakıt giderini karşılayabilecek. Aslında tümüyle, giderek hekimlerin çalışma koşullarını yok eden...
Şimdi, daha bu sabah saat dörde beşe doğru malpraktisle ilgili bir düzenleme Komisyondan çıktı, haftaya gelecek. Artık hekimler -nasıl ki aile hekimi var- her işlemi avukatla beraber yapmaya çalışacak ve şimdi, siz bu olaya baktığınızda SGK kaybediyor, mesleği yok ediyorsunuz, gelen hastalarla ilgili işlemleri yok ediyorsunuz, özeli koruyorsunuz -ve SGK'nin daha önceki yaptığı bu düzenlemelerle ilgili- nereden tutsanız hiçbir özelliği yok ve eminim beş altı ay sonra, bir yıl sonra başka bir düzenleme gelecek. Çünkü ortada bir para var, bu para alınması gereken yerden alınmıyor, hekimlere yüklenmek isteniyor, şirket kurulmak isteniyor. Bu durumun tümüyle değiştirilmesi lazım ve burada, gerçekten, Tabipler Birliği ve birçok kurumun, hukuksal süreci yaşayanların üstünde çalışması lazım hem SGK'yi korumak açısından hem hekimleri korumak açısından hem de devlete vergi kaybını önlemesi açısından. Hiçbir katkısı olmayacağını söylemiş olayım.
Diğer bir boyutu, kamunun koruyucu sağlık açısından da bir katkısı olmayacak. Yani giderek mesleğin itibarı zedelendiği için hem Avcılar'da çalış hem Kartal'da çalış hem Batman'da çalış hem de Urfa'da çalış yani sınırsız hekim dikiş atacak, fatura kes; hekim ağza bakacak, ona fatura kes. Ya, özeli korumuş gibi bir şekle dönüşecek ve her seferinde başka bir problem yansımış oluyor.
(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)
OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Sayın İpekyüz, buyurun, tamamlayın.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Yani bunun tümüyle geri çekilmesi lazım Sayın Başkan. Bu konuda meslek birliğinin, o konudaki hukukçuların ve SGK'nin üstünde ciddi çalışması lazım. Geçmişteki bu affedilen miktarın -affedilen tırnak içinde- yani alınması gerektiğinde alınmayan miktarın açıklanması gerekiyor. Çok ciddi bir para da SGK'den alınmadı gitti, özel kurumlardan alınmadı gitti. Burada açıklasınlar. Ve vergi müfettişleri bile Tabipler Birliğini arıyor "Ya, bu nasıl oluyor, hem işçi görünüyor hem BAĞ-KUR'lu görünüyor hem bordroluydu hem şuradaydı? Her işlemden... Vergi müfettişleri bile işin içinden çıkamıyor. Burada her seferinde bir kolaylaştırılmaya çalışılıyor, elle tutulur bir özelliği yok.
Teşekkürler.