CAVİT ARI (Antalya) - Değerli Başkanım, milletvekili arkadaşlarım, değerli bürokratlar, Muhtarlar Federasyonumuzun Değerli Başkanı; öncelikle ben de hepinizi saygıyla, sevgiyle selamlıyorum.

Bu maddeyle, muhtarlarımızın maaşlarının iyileştirilmesi, asgari ücret seviyesine çıkarılmış olmasını biz de destekliyoruz. Başta Sayın Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun, uzun aradan bu tarafa muhtarlarımızla ilgili her türlü desteği verdiğini bütün kamuoyu ve muhtarlar bilirler. Genel Başkanımızın illerde yapmış olduğu tüm ziyaretlerde, önce muhtarlarımızla bir araya gelip muhtarlarımızla ilgili düşüncelerini ve onların görevlerini yaparken durumlarının iyileştirilmesiyle ilgili düşüncelerini bugüne kadar hep dile getirdi ve biz de bunları dinledik.

Şimdi, değerli arkadaşlar, muhtarlarımızın maaşlarının bu şekilde arttırılıyor olması tabii ki bizleri de memnun etmekte çünkü bizim de ısrarlı bir şekilde savunduğumuz, dile getirdiğimiz bir konuydu.

Ancak bununla birlikte, muhtarlarımızın sorunları burada çözülmüş de sayılmaz çünkü muhtarlarımızın birden fazla sorunları var. Örneğin, şu an Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu'nda görüşülmekte olan seçim yasası teklifinde bir düzenleme var. Bu konunun değiştirilmesi gerekmekte. Bütün muhtarlar bundan rahatsız. Şimdi, mevcut düzenlemede denilmekte ki: "Muhtarlar seçildikten sonraki on beş günlük süre içerisinde seçilme yeterliliğine sahip mi, değil mi, buna bakılacak." Şimdi, değerli arkadaşlar, bir seçim yapıldıktan sonra seçilen kişinin seçilme yeterliliğine sahip olup olmadığına bakmak demek, öncelikle o seçime girmiş, emek çekmiş, mücadele etmiş kişinin emeğinin zayi olması anlamına gelir. Bir kampanya sürecinde koşturmuş, emek çekmiş muhtara, seçimden sonra ya "Sen kazandın ama seçilme yeterliliğinde sıkıntı var." denmesi kadar yanlış bir şey olamaz. Dolayısıyla, öncelikle seçilme yeterliliği olup olmadığı, diğer kişiler gibi yani milletvekilliği, belediye başkanlığı, meclis üyeliği için nasıl seçime giriliyorsa seçilecek olanların da seçimden önce değerlendirmesinde fayda vardır. Böylelikle, seçime giren muhtarın gereksiz yere büyük bir sıkıntı içine sokulmasının önüne geçmiş oluruz en azından ya da seçim sonrasındaki bir belirsizlik içerisine girilmesinden kurtarmış oluruz.

Yine, bakın, birleşik pusula yöntemiyle seçime girmeyi arzu etmektedir bütün muhtarlar. Muhtarların yine birleşik pusula yöntemiyle seçime girmesi konusunda da mevcut Seçim Kanunu'nda hazır bir düzenleme yapılıyorken bunun da dikkate alınması ve Genel Kurulda ilave edilmesi gerekmekte.

Yine. muhtarların özlük haklarıyla ilgili diğer düzenlemeler; işte, partimizin teklifi olan personel bulundurma gibi.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler geçtiğimiz aylarda, sadece muhtarlara özgü bir muhtarlık kanunu teklifinde bulunduk. Bu teklifimiz, Genel Başkan Yardımcımız Seyit Torun tarafından iki hafta Önce Genel Kurula getirildi ve Genel Kurulda yapılan görüşmeler neticesinde muhtarlarımızın özlük haklarını ve tüm sorunlarını çözecek olan muhtarlık kanunu teklifi maalesef ki iktidar partililer tarafından reddedildi. Bunu, muhtarlarımız çok iyi bir şekilde izledi. Ben buradan şunu teklif etmek istiyorum. Bakın, bizim muhalefet olarak devamlı suretle getirdiğimiz doğru teklifleri, birçok sorunu çözecek olan önerilerimizi iktidar olarak hep reddetmektesiniz. Benim önerim şu: Buyurun, muhtarların bu sorununu çözecek olan kanun teklifini siz getirin, biz muhalefet olarak destek verelim, muhtarların bu sorunlarını temelden çözelim.

Örneğin, bakın, muhtarlar bürolarındaki elektrik paralarını hâlâ ticarethane olarak ödemekteler. İktidar sahipleri sizlere sesleniyorum: Bakın, muhtarlar hala elektriklerini ticarethane tarifesi üzerinden ödemekteler.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım.

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Buyurun, tamamlayın.

CAVİT ARI (Antalya) - Dolayısıyla, muhtar, ticari işletme işleten, ticaret yapan kişi değildir. Muhtarlık kamu hizmetidir. Dolayısıyla, buradaki tarife değişikliğini bir an evvel gerçekleştirmek zorundasınız.

Yine daha önce buradan dile getirmiştim. Bakın, Tebligat Kanunu hükümleri çerçevesinde, adresinde bulunamayanların evraklarının muhtarlara teslim edildiğini biliyoruz. Muhtarlıklarımıza gidin bakın, koli koli tebligat var değerli arkadaşlar. Muhtar tebligat memuru mu, yoksa kamu hizmeti yapacak olan seçilmiş kişi mi? Burada, adresinde bulunamayan ve bu nedenle muhtarlığa teslim edilmiş tebligatlar yönünden bir an evvel muhtar için bir ücret takdir edilmesi gerekir. Bu ya sabit bir rakam olmalı ya da tebligatın üzerinde yazan rakamın en az yüzde 15'i, yüzde 20'si gibi bir rakamın muhtarlara ücret olarak ödenmesi gerekir. Yoksa, muhtarlar PTT'nin angaryacısı değildir. Bunun bir an evvel düzeltilmesi gerekir çünkü zamanında, muhtarın güvenilir kişi olması hasebiyle adresinde bulunmayanın tebligatı vatandaşa teslim edecek mantığı üzerinden konulmuş bir kanun. Ancak, bugün, günde ortalama en az -Antalya'dan bahsedeyim- merkezde bulunan bir muhtara 30-40 tebligat teslim edilmekte. E, muhtarın bütün işi, bu kişilere tebligat teslim etmek mi değerli arkadaşlar? Eğer bir ücret takdir edersek hem muhtarlığın zorunlu giderleri buradan karşılanır hem de bir otokontrol sistemiyle PTT kendi çalışanına daha dikkatli tebligat yapmasını önereceği için muhtara teslim edilecek tebligat sayısı da azaltılacaktır.

Dolayısıyla, bu konular başta olmak üzere muhtarların genel sorunlarını hep beraber çözelim diyorum, bu teklifi de, mevcut yasa teklifini de Cumhuriyet Halk Partisi olarak sonuna kadar desteklediğimizi bir kez daha ifade etmek istiyorum.

Teşekkür ederim.