KOMİSYON KONUŞMASI

CAVİT ARI (Antalya) - Sayın Başkanım, değerli arkadaşlar; burada, üniversitelere kadro verilmesiyle ilgili bir konuyu görüşüyoruz ancak bununla birlikte, esas sorunun Türkiye'de kadro sorunu değil, kalite sorunu olduğunu bir kez daha ifade etmek isterim. Bunu da esasen, eğitimi şu an içinden çıkılmaz hâle getiren ve eğitimi kalitesizleştiren, ticarileştiren iktidarın çok iyi bir şekilde bildiğini düşünüyorum çünkü bu kadar kalitesiz bir eğitim sürecinin ve liyakatle ilgili sıkıntıların yaşandığı bu sürecin yaşatılmasının, böyle, kazayla olacak bir durum olmadığını tahmin ediyorum. Bilmeden yapılacak bir iş olmasa gerek.

Şimdi, kadro konusu... Önce şunu sorayım: 120 öğretim üyesi Boğaziçi Üniversitesinde ihtiyaç mı? Yani bu Boğaziçi Üniversitesiyle alıp veremediğiniz ne var, ben onu sormak istiyorum imzacı vekillere. Yani, Boğaziçi Üniversitesine 120 tane, tarafınızdan bir şekilde atanmış öğretim kadrolarıyla orayı da mı bozacaksınız, orayı da mı kalitesizleştireceksiniz? Bugün Türkiye'de dünyada ilk 500'e giren kaç üniversite var, siz dünyada ilk 500'e girebilen kaç üniversite yaratabildiniz veya var iken kaçını ligden düşürdünüz? Türkiye'de girmesi en zor olan üniversitelerden biri Boğaziçi Üniversitesi iken yarattığınız bir kaosla tartışma içine soktunuz ve bugün tartışılır ve hatta oradaki öğretim üyelerinin ve öğrencilerin direnci olmasa eğitimin kalitesiyle ilgili sıkıntılar yaşanacak bir üniversite durumuna gelmesi muhtemel bir üniversiteyi, oradaki mevcut öğretim üyelerinin ve öğrencilerinin direncine karşılık kanun yoluyla aşarak, 120 öğretim üyesi atayarak istediğiniz gibi kadrolaşmayı sağlamanızın eğitimle ilgili size ne faydası olacak? Bunları millet adına soruyorum.

Bakın, çok sayıda öğrenci o üniversiteye girebilmek için gecesini gündüzüne katar ve o sınava girip "Boğaziçiliyim." diyebilme gururunu yaşamaya çalışır. Ancak böyle giderse siz bunu da yok edeceksiniz ve Boğaziçi Üniversitesini de maalesef ki tartışılır bir üniversite hâline getireceksiniz.

Bakın, şişirdiğiniz kadrolarla ülkeyi getirdiğiniz eğitim kalitesi ortada. Her tarafa açılan sayısız üniversiteler, bu üniversitelere doldurulmuş kadrolar ve kalitesiz bir eğitim süreci. "Her yerde üniversite." diyoruz, evet, bir üniversite dediğinizde, üniversite öncelikle kampüsüyle, binasıyla, öğretim kadrolarıyla kaliteli bir eğitim verir ve oradan çıkan mezunlar da oradan aldıkları eğitimle kendi meslek alanlarında başarılı bir çalışma yürütür. Bugün şöyle baktığımızda 200'lere dayanan üniversitemiz var, binlerce mezunumuz var ve neredeyse vasıfsız kişilerin iş müracaatı yapabileceği -sayenizde- bir alana, binlerce üniversite mezununu müracaat edip "Ne iş olsa yapmaya hazırım." diyecek duruma getirdiniz. Yani ülkeyi ekonomide batırdınız, tarımda batırdınız, her alanda batırdınız, eğitimde de batırdınız; kusura bakmayın.

SALİH CORA (Trabzon) - Ne alakası var ya?

CAVİT ARI (Antalya) - Şimdi, kadrolarla beraber, bakın, Sayıştayın eleştirileri var.

EKREM ÇELEBİ (Ağrı) - Bu konunun bunlarla ne ilgisi var ya?

CAVİT ARI (Antalya) - Lütfen dinleyin.

Sayıştayın eleştirilerini Bakanlık bütçe görüşmelerinde hep beraber değerlendirdik. Sayıştay ne diyor? "Üniversitelerin öğretim üyesi alımlarında adrese teslim ilanlarla liyakatsiz atamalar yapıldığı tarafımızdan tespit edilmiştir." Bu, Sayıştayın tespiti.

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

OTURUM BAŞKANI ABDULLAH NEJAT KOÇER - Evet, Cavit Bey, lütfen tamamlar mısınız.

CAVİT ARI (Antalya) - Evet, Sayıştay bu tespitleri yaptı. Burada, Bakanlık bütçe görüşmelerinde bunlar tartışıldı. Yine, ortaöğretim müdür atamalarında aynı liyakatsiz kişileri müdür olarak atadığınız yine Sayıştay tarafından tespit edildi.

Kısa özet: Bu, şu an ihdas etmeye çalıştığınız kadrolarla, yine, korkarım ki liyakatsiz atamalarla bu üniversitelerin kalitelerini daha da tartışılır hâle getireceksiniz; amacınız da budur diyorum, Boğaziçinden de elinizi çekin diyorum.

Teşekkür ederim.