MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Ben de öncelikle emek veren arkadaşlara teşekkür ediyorum.

Bizim için sevindirici olan kısmı şu: İlk kez en azından bu Komisyonda bir torba yasa görüşmeyeceğiz, derli toplu bir yasa görüşeceğiz. Türkiye Büyük Millet Meclisinde de...

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Biz torba yasa görüşmüyoruz ki hiç.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - İşte, bir torba yasa görüşmemek eğlenceli olacak, en azından onu söyleyeyim.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Sayın Tiryaki, Komisyonda torba yasa hiç görüşmüyoruz, lütfen. Onu bir düzeltin, Millî Eğitim Komisyonu olarak biz hiç torba yasa görüşmüyoruz biliyorsunuz.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Yani demek ki siz de torba yasadan rahatsızsınız Başkanım, öyle anlıyorum.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Hayır, o, Plan ve Bütçe Komisyonundan geliyor yani bilgiyi düzeltelim.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Yok, çok sevinerek söylediniz de onun için söyledim.

BAŞKAN EMRULLAH İŞLER - Hayır, bizim hakikaten öyle bir şeyimiz yok, Komisyonumuza bir halel getirmeyin lütfen; o, Plan ve Bütçe Komisyonunun işi.

MEHMET RUŞTU TİRYAKİ (Batman) - Birkaç şey söyleyeceğim, birincisi şu: Amatör spor kulüpleri dâhil, yasanın ilgilendirdiği tarafların burada bulunması iyi olurdu, onların görüşlerinin alınması yararlı olacaktı; en azından bizler de onları dinleme fırsatı elde edecektik çünkü bu yasa teklifi doğrudan onları etkiliyor. Bunu hâlâ yapma şansımız var, davet edilemiyorlarsa bile bir alt komisyona havale edilerek gerçekten tarafların bu yasa teklifiyle ilgili ne düşündüklerini öğrenme şansımız olur. Kimin ne kadar destek verdiğini veya eksik olarak gördükleri bir kısım varsa onlardan öğrenmiş olurduk.

İkincisi: Yani vekil olmak her konuyla ilgili bilgi sahibi olmak anlamına gelmiyor. Bu bilgilendirme aynı zamanda hem Komisyon üyelerinin hem de Türkiye Büyük Millet Meclisinde görüşüleceği zaman diğer vekillerin de ayrıntılı bilgi sahibi olmasını sağlayacaktı. Bu yüzden bir alt komisyon kurulup gerçekten tarafların yani bu yasanın etki edeceği bütün tarafların görüşlerinin alınmasının hâlâ yararlı olacağını düşünüyorum.

Şimdi, bir dernek meselesi... Dernek ve şirketlerin hukuksal olarak nitelikleri elbette birbirlerinden farklı ama en önemlisi şu: Şimdi, bir dernek kurduğunuz zaman herhangi bir yerden izin almanız gerekmiyor. Yani siz tüzüğünü, yöneticilerini, kurucularını mülki amirliğe verdiğiniz anda kurulmuş oluyor. Şimdi, dernek statüsünü kaldırarak -teklif sahipleri için söylüyorum- yaptıkları en önemli şey şu: Bundan sonra tüzüklerini, kurucularını ve yöneticilerini Bakanlığa bildirecekler yani bir spor kulübünün; o spor kulübünün belgeleri Bakanlık tarafından altmış gün içerisinde incelenecek; eksiklikleri varsa, deniyor ki altmış günlük süre tanınacak; o altmış günlük süre içerisinde tamamlandıktan sonra, eğer tamamlanmışsa, Bakanlık tamamlandığını düşünüyorsa 120'nci günde aslında bu spor kulübünün varlığını kabul etmiş olacak. Yani dernek statüsünden çıkarılmasının en önemli tarafı bence bu. Hani kamuoyunda bazı köşe yazarlarının da tartışmasının kaynağında bu yatıyor. Doğrudan spor kulüplerinin kuruluşunu izne bağlamış oluyorsunuz; doğrudan spor kuruluşlarını... Ancak Bakanlık onay verirse, izin verirse bir spor kulübü kurulabilecek eğer bu yasa geçerse. Ben bunun yanlış olduğunu düşünüyorum.

Şimdi, bir başka şey şu: Spor kulüplerinin, mali yönler başta olmak üzere, denetlenmesi ayrı fakat kulüplerin bir bütün olarak Bakanlığın denetimi altına alınması farklı bir şey. Hiç kimsenin spor kulüplerinin Bakanlığın denetimi dışında olmasını savunacağını düşünmüyorum. Yani hani genel olarak elbette mali yönden veya başka yönlerden Gençlik ve Spor Bakanlığı spor kulüplerini denetlesin. Buna bir itirazımız olamaz. Ama bu yasa öyle anlaşılıyor ki spor kulüplerinin, federasyonların tamamını sanki Bakanlığın denetimi altına alacakmış gibi gözüküyor. Bunun da çok doğru olmadığını düşünüyorum.

Evet, dernek statüsünden çıkarıyorsunuz. Teklifin en önemli tarafı belki bu ama hâlâ derneğin kalıntıları var. Yani mesela hangisi? Kamu yararına çalışan spor kulüpleri düzenlemesi. Eğer dernek statüsünden çıkarıyorsanız bu maddeyi bu tekliften çıkarmanız gerekir. Yani spor kulüplerinin bir kısmını "kamu yararına spor kulübü" diğer kısmını "kamu yararına olmayan spor kulübü" şeklinde ayırmanızın da doğru olmadığını düşünüyorum. Çünkü dernek kurulduğunda dernek spor etkinliklerinin dışında başka faaliyetler de yürütebilir. Dolayısıyla bu derneklerin bir kısmının -eskiden olduğu gibi- Bakanlar Kurulu kararıyla "kamu yararına dernek" statüsüne alınması anlaşılır bir şeydi. Ama eğer kulüpleri bu statüden çıkarıyorsanız kanımca teklifteki "kamu yararına çalışan spor kulüpleri" düzenlemesini de geri çekmeniz gerekir. Çünkü şöyle bir ayrımın da çok doğru olmadığını düşünüyorum: Yani hani "Spor kulüplerinin bir kısmı kamu yararına çalışıyor, bir kısmı kamu yararına çalışmıyor." diyemeyiz ki. Yani ister amatör olsun, ister profesyonel olsun bütün spor kulüplerinin aslında kamu yararına bir iş yaptıklarını kabul etmek gerekiyor.

Bir de bu, tahkime ilişkin yani ben çok atıf görmedim ama yani ne CAS'a ne de tahkime dair hükümler yok. Oysa cezai müeyyideler yer alıyor bu yasada. Buna ilişkin epey düzenleme var ama ben CAS'a ve tahkime dair atıf konusunda bir dizi eksiklik olduğunu düşünüyorum. Özet olarak söyleyeceğim bunlar.

Umarım yasa ülkemize yararlı olur diyorum.

Teşekkür ediyorum Başkanım.