| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Hazineye Ait Taşınmaz Malların Değerlendirilmesi ve Katma Değer Vergisi Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4336)(Devam) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 31 .03.2022 |
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Teşekkürler Sayın Başkan.
Belki de öncelikle, yapılan yayının tarzına baktığımızda, bir ceza kestiğinde bu ceza uygulamasıyla beraber bu eğitimin verildiği düşünülüyor televizyonlarda. Zaten buradan problem çıkıyor. Önemli olan, ya, o boşluğu doldurmak değil, bir ceza kesip, o cezayı kesip oraya işte, kamuoyunda sempati yaratmak için değil, onların yayın saatleri farklı, akış süreleri farklı... Kim o cezayla ilgili çıkan bir uygulamada televizyonun başında bekliyor, izliyor? Genelde herkes kumandasıyla kanalı değiştiriyor.
Ya, az önce de söyledim, vergiyle ilgili düzenleme en başta adil olduğunda, adaletli olduğunda, ta, evdeki ailede, çevrede, eğitimin her aşamasında olur ama eğitimin her aşamasında olması için de öncelikle toplanan verginin nereye harcandığı önemlidir. Ama Türkiye'de uzun süredir büyük bir çoğunluk gerçek vergisini ödüyor yani işçisi, memuru, emeklisi maaşını alırken ödüyor, marketten sütünü, peynirini, ekmeğini alırken ödüyor KDV'siyle fakat büyük firmalara bu Plan ve Bütçe Komisyonunda bile biz aflar çıkardık, istisnalar çıkardık, ertelemeler çıkardık ve Türkiye'de vergi vermek neredeyse ayıp bir şeye dönüştü. "Ya, sen nasıl veriyorsun? Bir allem kallem et. Bunun bir yöntemi yok mu? Şunu yap, bunu yap." Hekimlerle ilgili daha dün burada düzenlemeyi konuştuğumuzda hekimlerin bir kısmından "Ben bunu kestiğimde vergiyi nasıl düzenleyeceğim." diye bize telefonlar geliyor. Yani sevdirmek en başta iktidarların, toplumun, harcanan paranın adil olmasıyla, adaletli olmasıyla ilişkilidir. Siz bunu sağlamadığınız sürece hiçbir şey yapamazsınız.
Kamu İhale Kurumuyla ilgili konuşuyorduk; "5'li" dediğimizde "firma" dediğimizde "müteahhitler" dediğimizde, birçoğunda, resmî harç pullarından -bankacılar burada şimdi, Ziraat Bankasındakiler çıktılar mı- birçok şeyine kadar af getirdik, düzenlemeler getirdik, muafiyet getirdik, istisnalar getirdik. Peki, bunlar yurttaşa mı? Hayır, yurttaşa değil; büyük büyük firmalara. Yani vergiyi sevdirmek, evet; vergiyi toplamak, evet. Çok kazanandan çok, az kazanandan az almak lazım; çok kazanandan aldığın vergiyi, az kazananlara yönlendirmek lazım. Türkiye'de az kazanandan çok vergi alınıyor, çok kazanana veriliyor, muafiyet getiriliyor. Böyle olduğu sürece istediğiniz kadar yayın yapın, karşılığı olmaz. Gerçek karşılığının olabilmesi için çok kazanandan çok vergi almak lazım. Yani birçok düzenlemeye baktığımızda... Ya "kur korumalı mevduat" demişiz "altın korumalı mevduat" demişiz. O para yine yoksuldan çıkıyor. "Zafer Havaalanı" demişsiniz, yüzde 99'u zarar. Yine, Batmanlı, Siirtli, Antalyalı, Afyonlu, Rizeli garibanın cebinden çıkıyor -hiç gitmediği yoldan, hiç binmediği araçtan, hiç gitmediği tünelden- ama onu yapan firma vergisini az veriyor, muafiyetler yaşıyor; o zaman, bunun adaleti nerede olacak? Yani şimdi bugün şeker fabrikaları konuşuluyor.
CEMAL ÖZTÜRK (Giresun) - Bir kötü örnek Zafer Havaalanı var...
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Bakın, bugün, şeker fabrikalarının hepsi -siz biliyorsunuz, Tokat'taki Turhal Şeker Fabrikası- satıldı ve şimdi şeker üretimi düşmüş, şeker üreticisi perişan, tüketicisi perişan ve kasım ayında zam yapılmıştı, demişlerdi ki: "Eylüle kadar zam olmayacak." Mart ayındayız, yüzde 50'ye yakın zam geldi; yüzde 20 önce, şimdi de yüzde 30, toplam yüzde 50. Yani nedir? Et ve Süt Kurumu diyor ki: "Kuyruklar artmasın diye fiyatları yükselteceğiz." Kalktılar, müdürü görevden aldılar; fiyatları düşürün, müdürü niye görevden aldınız? Müdürü görevden almak çözüm değil ki, fiyatları düşürün. Yani bu, tümüyle adil olmamak, adaletli olmamaktan geliyor. Tercihler farklı yere geliyor. Tercihler eğer yoksuldan, büyük çoğunluktan olsa hep beraber bu eğitimi verelim fakat eğitimin her aşamasında, eğitimin kendinde vergi dezavantaja dönüşmüş; eğitimin kendi, sağlığın kendi paraya dönüşmüş. Yani böyle olduğunuzda, orada çalışan öğretmeni de oraya giden öğrenciyi de... Eğer öğretmen işçi gibi, öğrenci müşteri gibi görülüyorsa, okul da işletme gibi görülüyorsa burada nasıl vergiyi sevdireceksiniz? Okul yöneticisi, sağlık yöneticisi, özel hastane yöneticisi "Ya, ben vergiyi nasıl kaçırırım? Hastadan nasıl fazla kazanırım." derdinde, okul yöneticisi onun derdinde.
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Bunun için reklam koyuyoruz.
NECDET İPEKYÜZ (Batman) - Reklamla olmaz.