| Komisyon Adı | : | DIŞİŞLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanı Abdullah Eren'in yaptığı sunuma ilişkin görüşme |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 07 .04.2022 |
UTKU ÇAKIRÖZER (Eskişehir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Ben açılıştaki konuşmanız ve gündemdeki konulara ilişkin görüşlerimi eğer uygun görürseniz Yurtdışı Türkler Başkanlığının sunumu bitince -konunun insicamı kaybolmasın diye- aktarmak istiyorum. Sayın Başkana sunumları için teşekkür ediyorum.
Başkanlığa yönelik bir eleştiri değil ama bir bütün olarak iktidara yönelik bir eleştiri olarak birkaç hususu aktaracağım. Eğer bilgisi varsa da bazı konularda neler yapmamız gerektiğini... Çünkü böyle sunumlarda genelde Şunu yaptık, bunu yaptık deniyor da eksikler konuşulmuyor, böyle bir şey oluyor. Aslında bu komisyonun, bu tür, bu komisyonların görevi mutfak olduğu için şunları yaptık ama şu konuda da siyasetin desteği lazım vesaire denen konular olması lazım. Bunu, aslında, Sayın Başkanla -bazılarına ben katıldığım için söylüyorum ama eminim ki diğer katılan milletvekilleri de aynı şekilde şahit olmuştur- gittiğimiz ülkelerde vatandaşların bize aktardıkları sorunları var yani tablo her zaman böyle parlak değil, her şey olmuş bitmiş değil. Bunu en iyi bilenlerden biri de sizsiniz.
Otomatik bilgi değişimi anlaşması konusunda, doğrudur, aktardınız şu kadar toplantı vesaire ama işin özünde vatandaşlarımız, yurt dışındaki 7 milyon vatandaşımız zamanında bilgilendirilmemiştir, gerekli ölçüde bu konu hakkında bilgi sahibi olmamıştır, hazırlıksız yakalanmıştır. Buna burada ne derseniz deyin, inanıyorum ki aramızdaki -en yakından bilen- değerli AK PARTİ içindeki olsun, diğer partilerdeki dostlarımız olsun, bu konuyu çok iyi bilmektedir. Vatandaşlarımız bu konuda sıkıntı yaşadı. Benim, tabii, sizler kadar konuyu günlük bazda takip etme imkânım yok ama bu konuda mağduriyet var mı? Bu mağduriyetler nasıl gideriliyor? Olası mağduriyet olursa yani bir vatandaşımızı çağırıp "Bak, bize de söylememişsin, senin şurada şöyle hesabın varmış." vesaire denildiğinde, ne yapılacağı konusunda sizin devreye girecek bir mekanizmanız var mı? Yani hukuki danışmanlık, finansal danışmanlık vesaire... Aslında, belki Dışişleriyle ne kadar tabii ki hep koordineli çalışıyoruz deniliyor ama az önce değerli milletvekilimiz de söyledi, yani Kültür Bakanlığıyla tabii ki bazı hususlarda iç içesiniz ama otomatik bilgi değişimi, mavi kartlar vesaire gibi konularda daha ziyade Dışişleri Bakanlığı ve Çalışma Bakanlığıyla ilgili olduğunu, bazı konularda işte Maliye Bakanlığıyla ilgili olduğunu siz de biliyorsunuz. Burada vatandaşlarımız yani yurt dışındaki vatandaşlarımız maalesef çok büyük bir hem yanlış bilgilendirme... Bakın, bunun şahidiyiz gittiğimiz ülkelerde. Büyükelçilikler demiş ki: "Merak etmeyin, bir şey olmayacak, hiçbir şey yapmayın." Çok açık söylediler bunları. Konsolosluklar çoğu vatandaş sorduğunda bilmiyordu, telefonlara çıkmıyordu; bunların, bu şikâyetlerin yüzlercesi sizlerde de vardır. O yüzden, tabii ki bu noktaya gelindi, anlaşma yürürlüğe girdi vesaire. Bir şey olursa -yani oldu demiyorum ama olursa- bir planınız var mı, ne yapacaksınız? Mavi kartlar... Orada bahsettiğiniz hususun çok ötesinde sıkıntısı var bu insanların. Yani bazıları çocuklarını işte, vatandaş yapamıyor yani teknik anlatırken ben zorlanıyorum ama daha önce de bu konuyu dile getirmiştim Mecliste de. Onlara yönelik kapsamlı bir çalışmaya ihtiyaç var. Belki de bu sizin Başkanlığınızın genel yetki alanını aşan, Dışişleri Bakanlığı... Yani bakanlıklar arası bir çalışmaya ihtiyaç var çünkü onlara verilen birçok söz... Yani ilk verilen söz neydi? "Merak etmeyin, vatandaşın hakkı neyse siz aynısı alacaksınız. Sadece siz orada vatandaş olun, burada mavi kartlı olun." denildi ama -şu anda Almanya'da hepimizin işte yakınları, akrabaları var- mavi kartlılar kendi Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığıyla eşit haklara sahip olmadıklarını sürekli dile getiriyorlar. Bu konuda belki bizim Komisyonumuz böyle bir görevi üstlenebilir. Bizim toplanmayan Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Alt Komisyonumuz var, belki bu konularla ilgili toplanabilir, diğer konularla ilgili toplanabilir. Burada ciddi mağduriyetlerin olduğu bize aktarılıyor.
Yine, siz Kapıkule'de yapılanları söylediniz, çok memnuniyet verici ama biz akrabalarımızla, eşimizle, dostumuzla konuştuğumuzda geçen yıl çok sıkıntı çektiklerini -büyük olasılıkla pandemi nedeniyle uçuşlar yapılamadığı için ama- Kapıkule'deki bu kuyrukların yine uzun olduğunu bize ifade ettiler. Bulgaristan geçişlerinde tabii ki sıkıntılara derman olsun diye bazı şeylerden bahsettiniz ama işte, bazı ülkelerde hâlâ kara yoluyla geçen bizim kardeşlerimizin ciddi sıkıntılarla karşı karşıya kaldığı bizlere gerek kendi özel akrabalarımızdan gerekse de tanımadığımız yurttaşlarımızdan aktarılmakta.
Almanya'yla sağlık sigortası konusunda vatandaşlarımız mağduriyet yaşıyor. Resmî olarak şöyle bir durum var: İşte "Anlaşma böyle." deniliyor ama anlaşma uzun süre anlaşmada yazdığı gibi uygulanmamış. Vatandaşlarımıza birçok kolaylık sağlanmış, şimdi bu kolaylıklardan 2019 yılı itibarıyla Türkiye Cumhuriyeti vazgeçmiş durumda ve anlaşmanın tamamen hani maddelerine uyalım deniliyor ama böyle olduğunda da vatandaşlar mağdur. Sadece acil durumlarda bizim sağlık sistemimizden faydalanabiliyorlar. Bu konuyu Sayın Başkan Çağatay Bey hatırlayacaktır, Viyana'da bu konu bize dile getirildi, aktarıldı. Ondan sonra Başkan Bey "Bu konuyu Türkiye'ye dönünce konuşacağız." vesaire dedi. Belki kendisi temas yaptı ama bizimle konuşmadı, en azından ilgili vatandaş dernekleriyle konuştu mu, bilemiyorum.
Yani çok sorunu var oradaki vatandaşlarımızın. Uçak biletleri çok pahalı, çok pahalı, yani gerçekten pahalı. 4 kişilik bir aile, 5 kişilik bir aile inanın bir servet ödüyor gidiş gelişe. Yani tabii ki Türk Hava Yollarıyla işte gurur duyuyoruz -şu kadar yere uçsun, uçuyor vesaire- eleştirilerimiz oluyor bazen "Şehirlerimize de uçsun." diye ama onun ötesinde inanın insanlar bu uçak biletleri nedeniyle de kara yoluna dönmek zorunda kalıyorlar. Bu konuda bir şey yapılabilir mi? Hani, işte, belki tavan fiyat uygulaması, aile indirimi uygulaması vesaire ya da yapılanlar iyileştirilebilir mi? Bunları dile getirmek isterim. Az bildiğimiz konular ama vatandaşların orada sıkıntı çektiği, işte, Türkçe öğretimi konusu, eyaletlerin -Almanya'da özellikle- farklı politikaları; bunları nasıl çözebiliyoruz? Yine, Almanya söz konusu olduğunda, bizim evlatlarımızın orada yükseköğretime gidişinin kolay olmaması, belli bir noktadan sonra üniversite eğitimine yönlendirilememesi gibi istatistiklere yansıyan bir sıkıntı var. Bunun aşılması konusunda eminim çabalarınız vardır, devletin çabaları vardır ama ne kadar başarılı? Dediğim gibi "Şurada iyiyiz. Şurada biraz daha çabaya ihtiyaç var." gibi bunların biraz daha uzun, kapsamlı bir toplantıda ele alınmasında fayda var. Ben bunları aktarmak istedim.
Teşekkür ediyorum.