KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, usule ilişkin birkaç konuda ben de yorum yapmak isterim.

Öncelikle "torba kanun" diye ifade ediliyor ama esas itibarıyla çeşitli kanunlarda değişiklik öngören kanun teklifleri, Meclisimizde öteden beri bir uygulama. Yeni sistemde, yeni bir İç Tüzük, daha esaslı bir İç Tüzük değişikliğiyle belki farklı uygulamalar yapılabilir.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - İç Tüzük'le hiç ilgisi yok Sayın Başkanım, hiç ilgisi yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İlgisi var, onu özel konuşabiliriz.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Hiç ilgisi yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bu uygulama devam ediyor ancak şunu söyleyebilirim: Bugünkü gelen teklif ortalama olarak baktığınızda çok fazla sayıda madde içermiyor ve daha tematik diyebiliriz çünkü ağırlıklı olarak finans piyasalarına ilişkin; işte TMSF'ye, Türkiye Varlık Fonuna ve diğer bazı hususlara ilişkin daha çok finans teması etrafında oluşmuş bir teklif olduğunu ifade edebilirim.

Etki analizlerine gelecek olursak burada, tabii ki, arkadaşlarımızın beklentilerine biz de katılıyoruz, olabildiğince teknik analizler, etki analizleri yapılarak Komisyonumuza gelmesi hepimizin ortak beklentisi. Burada da gerek genel sunuşta gerekse tek tek maddelerde bu etki değerlendirme konularında, rakamsal birtakım konularda arkadaşlarımızdan bilgi beklediğimizi ben de ifade etmek istiyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkanım, başlarken masamızda olmalıydı, böyle bir şey olmaz. Biz bütünün üzerine yorum yapacağız, başlarken masamızda olmalıydı.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Diğer taraftan TMSF konusunda arkadaşlarımız şimdi bana not verdiler. TMSF tarafından hazırlanan ve 31/12/2021 dönemini kapsayan rapor 28 Şubat itibarıyla siz değerli üyelerimize dağıtılmıştır. Yine, BDDK'nin ilgili raporu da 1 Martta üyelerimize dağıtılmıştır.

Sayın Paylan'ın paskalya ve pesah konusundaki hatırlatmasına teşekkür ediyorum, onu ben atladım gerçekten. Bütün Hristiyan, Yahudi vatandaşlarımız başta olmak üzere tüm Hristiyanlar ve tüm Yahudilerin paskalyasını ve pesahını da tebrik ediyoruz tabii ki. Böyle bir araya gelmesi de güzel; ramazanın, paskalyanın, pesahın bir araya gelmesi de güzel. Biz, farklılıklarımız içinde birlikte yaşama kültürüne sahip bir toplumuz, bunu da geleceğe hep birlikte taşımak durumundayız.

"Toplumsal kesimlerin gelirlerini artırıcı, dar gelirlilerin gelirlerini artırıcı düzenlemeler yapmıyoruz." ifadesine hiçbir şekilde katılmıyorum tabii.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Var mı bu torbada Başkanım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Burada birçok kanun teklifi geldi, görüşüldü ve çok önemli düzenlemeler yapıldı; çiftçilere dönük, memurlara dönük, muhtarlara dönük, dar gelirlilere dönük epeyce bir düzenlemeyi hep birlikte, Komisyon olarak gerçekleştirdik. Bütün arkadaşlarımızın katkısıyla bunlar yapıldı. Şimdi tek tek onların detayına girersek olmaz. Yani "Böyle düzenlemeler yapılmadı." ifadesine katılmıyorum. Birçok düzenleme yapıldı, özellikle pandemi sürecinde bu düzenlemeleri hep birlikte, burada gerçekleştirdik.

"Saraydan torba geliyor." ifadesine de hiçbir şekilde katılmıyorum.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nereden geliyor?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Dinlerseniz bir görüşümü söyleyeceğim Sayın Paylan, biraz sabırlı olun lütfen. Paskalya döneminde sabırlı olmaya davet ediyorum sizi.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Nilgün Hanım'dan geliyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Nilgün Hanım mı yazdı?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Sayın Paylan konuşurken kimse müdahale etmeyecek ama o, biz konuşurken hep müdahale edecek Sayın Başkanım.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Latife yapıyorum nereden geliyor diye.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz de latife yapıyoruz, biz kavga yapmıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir izah edeyim ben.

Değerli arkadaşlar, biz demokratik bir ülkeyiz. Seçimler yapılıyor, bir çoğunluk oluşuyor Mecliste. Belli bir dönem için bu çoğunluğun gündemi ne ise Meclisin gündemine bunun yansıması gayet tabii bir şey ve demokratik bir şey. Yani toplum karşısına partiler çıkıyorlar, oy istiyorlar, bir programı hayata geçirmek için oy istiyorlar, tercihlerini ortaya koyuyorlar. Sizin daha sosyalist bir ekonomi tercihiniz olabilir, bir başka parti daha liberal bir anlayışa sahip olabilir, bir başkası daha karma bir anlayışa sahip olabilir. Bütün bunlar toplumun önüne gidiyor, toplum tercihini yapıyor ve Meclis çoğunluğu da ona göre oluşuyor, belli bir dönem için ve o dönemde partilerin oy alırken ortaya koyduğu program ne ise -bu, tabii ki gelişmelere göre de değişebilir, konjonktüre göre de değişebilir ama- esas itibarıyla o tercihler doğrultusunda çoğunluğu oluşturan partiler gündemlerini Meclise yansıtmış oluyorlar. Bu da sadece Türkiye'de olan bir durum değil, tüm demokratik ülkelerde bu durum geçerli. Ha "Ben daha az oy aldığım hâlde benim gündemim Meclise hâkim de olsun." diyorsanız böyle bir demokrasi yok, kusura bakmayın.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok ama Sayın Başkanım siz tarafsızsınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama şunu da söyleyeyim...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz tarafsızsınız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ama ben bir analiz yapıyorum yani, katılırsınız katılmazsınız. Bir şey dile getirdiniz, ben gördüğümü söylüyorum;

Diğer taraftan "Muhalefetin hiçbir dediği olmuyor, hiçbir önerisi gündeme gelmiyor." ifadenize de katılmıyorum. Tabii ki bütün ifadeleri gündem olmayabilir, dikkate alınmayabilir ama bazı önerileri de burada tartışmalarda, işte, Genel Kurul safahatına yansıyabiliyor veya komisyona yansıyabiliyor, bazı hususlarda da muhalefetin önerileri kabul ediliyor ve geçerli hâle de gelebiliyor. Bunu hep birlikte de gördük, görmeye de devam edeceğiz inşallah.

Saraydan torba gelmiyor. Bir defa "saray" ifadesiyle ilgili kafanızda bir kurgu var, bir algı var. Bir gün gidip bir gezin bakalım, saray mı değil mi yerinde bir görün; onu tavsiye ederim size.

EROL KATIRCIOĞLU (İstanbul) - Davet edin.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Öyle bir saray gerçeği yok yani, o sizin zihninizde bir kurgu. Bunu sürekli bir şekilde tekrarlayarak bir algı oluşturmaya çalışıyorsunuz ama öyle bir gerçeklik yok. Bir gün gidin gezin bakalım, saray mı yoksa demokratik bir ülkenin seçilmiş Cumhurbaşkanının çalışma ortamı mı; onu kendiniz de bir görün.

Eskiden beri idare ile Meclis arasında bir etkileşim her zaman olmuştur. Bence bu tabii bir şeydir, olması gereken bir şeydir. İdarenin ihtiyaçları vardır, ihtiyaçlarını, taleplerini ortaya koyar. Bunları kabul edip etmeme yetkisi nihai olarak Meclistedir, Meclis bu kararı verir. Ama kuvvetler ayrılığı kuvvetler kopukluğu değildir. Her zaman bunu vurguluyorum, tekrar vurgulayacağım; kuvvetler ayrılığı kuvvetler kopukluğu anlamına gelmez. İdare ile Meclis arasında mutlaka bir etkileşim olması gerekir. Bunu da yine tabii ve yararlı bir durumdur diye ifade etmek istiyorum.

Geçmiş sistemle mukayese ettiğimizde -işte ben on beş, on altı yıldır Meclisteyim- bugün Meclisin mutfağı çok daha yoğun bir şekilde çalışmaktadır, bunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Buraya gelen birçok teklif, tabii ki idarenin ihtiyaçları gündeme geliyor ama, burada belli bir süzgeçten geçiyor, tartışılıyor, konuşuluyor, bazı hususlarda adım atılmıyor, bazılarında atılıyor veya değiştirilerek gelen ihtiyaçlar dikkate alınıyor. Meclisimizde, özellikle Cumhur İttifakı olarak yoğun bir çalışma olduğunu rahatlıkla ifade edebilirim. Bu belki sizin muhalefet partisi olarak içinde olmadığınız bir çalışma olabilir büyük oranda, ona bir şey diyemem ama kendi içinde Cumhur İttifakı, milletvekillerimiz bu konularda yoğun bir şekilde çalışıyorlar ve bu gelen teklifleri olgunlaştırıyorlar.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Başkan, sizin tarafsız olmanız gerekiyor bu konuda.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Tarafsız.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Ben, tarafsız, gördüğümü söylüyorum. Ne diyebilirim, siz bana sordunuz ama, cevap vermeyeyim mi ben?

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Başkanım "Konuşmamanız gerekir." diyor.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, yani "Cumhur İttifakı'nın taleplerini dikkate alıyorum." diyor da, bu değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yok yok...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Burada bütün Komisyon üyelerinin talepleri dikkate alınsın.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Hepsi dikkate alınıyor ama sonuçta bir çoğunluk var, bir realite var, onu söylüyorum ben size ve gayet demokratik bir uygulama olduğunu da ifade etmek istiyorum.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Ama şimdi, siz, böyle daha makul taleplerle gelin.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Biz makul taleplerle geliyoruz, neyle geliyoruz?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Değerli arkadaşlar, şimdi...

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Sayın Başkan...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bülent Bey, tekrar söz talebiniz mi var?

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Evet.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun lütfen.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Siz patronlara çalışıyorsunuz, biz emekçilere çalışıyoruz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Oradan öyle mi gözüküyor?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tabii, patronlara çalışıyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Oradan öyle mi gözüküyor?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Tabii, siz patronlara çalışıyorsunuz.

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Biz 85 milyona çalışıyoruz.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, Bülent Bey'e söz verdim arkadaşlar.

İSMAİL GÜNEŞ (Uşak) - Asgari ücretli patron mu oluyor yani?

UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Muhtarlar da patron ya, büyük patron!

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun Bülent Bey.