BURCU KÖKSAL (Afyonkarahisar) - Bu konuda biraz önce Filiz Hanım'ın söylediklerine kısmen katılıyorum. Şu yönden: "Aile" dediğiniz zaman yurt dışında yaşayan Türk ailelerle ilgili bir komisyon kurulması önerisi var. Burası Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu ve biz burada kadının yaşadığı sorunları tartışmalıyız, ona ilişkin komisyon kurmalıyız ve ona ilişkin çözüm önerileri getirilmeli. Bence bu kurulacak olan komisyon Türkiye'den göç etmiş kadınların, evli olsun veya olmasın yani bir aile bireyi olsun veya olmasın, medeni durumuna bakılmaksınız orada yaşayan kadınların sorunlarının araştırılması ve bunların çözümüne yönelik bir komisyon olsa tamam, ama "aile" dediğiniz zaman kadını sadece bir aile bireyi olarak görmek bence yanlış. Çünkü orada sadece aile kurmuş kadınlar yok, orada hiç evlenmemiş, eşinden ayrılmış veya eşini kaybetmiş kadınlar da yaşıyor, yalnız yaşayan kadınlar da var veya eşinden ayrılmış, çocuklarıyla veya kendi ailesiyle beraber yaşayan kadınlar da var. Yani aslında o alt komisyonun kadın olarak, kadın sorunlarıyla ilgili, evli olsun veya olmasın, bir ailenin içinde olsun veya olmasın, orada yaşayan kadınlarla ilgili olarak kurulması gerektiği kanısındayım. Buna özellikle dikkat edilmesi gerekiyor çünkü Son dönemlerde yaşadığımız bir sıkıntıdır bu, kadını, sadece aile bireyi olarak görme, yani ailede eş ve anne olarak görme. Kadının sadece bu görevi yok, kadın toplumda da bir birey, aile kurmak zorunda da değil, yani evli de olmayabilir. Biz burada kadının statüsünü, kadının sorunlarını ele alıyoruz. O yüzden, Komisyonun kadın sorunlarıyla ilgili kurulması gerektiği kanısındayım.