KOMİSYON KONUŞMASI

MAHİR POLAT (İzmir) - Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.

Değerli milletvekili arkadaşlarım, teşekkür ederim. Sayın bürokratlar, hepinizi selamlıyorum.

Şimdi, bu yasa gündeme geldiğinde, bu yasa tartışılmaya başladığında ben biraz heyecanlandım işin doğrusu. Acaba ihracatçı için ne getiriyor, acaba Türkiye'de ihracatın gelişmesi için ciddi bir katkısı olacak mı diye. Baktığımızda, çok ciddi bir katkı yok. İşin özüne baktığınızda Genel Sekreter, Genel Sekreter Yardımcısı uzun zamandır atanamıyor; bu sorunu çözmek için bir yasal düzenleme getirilmiş. Bir binanın devriyle ilgili bir sıkıntı var, bu binanın devri, helal akreditasyon, bir de yirmi yıllık devriiktidarında bu Hükûmetin hiç aklına gelmeyen fuarlarla ilgili düzenleme; fuarlardan belediyelerin aldıkları katkı payının ortadan kaldırılmasıyla ilgili düzenleme. Yirmi yıl süresince, iktidarın yirmi yıllık süresince aklına gelmemiş sadece Cumhuriyet Halk Partililer belediyelerde hâkim olunca böyle bir düzenleme akla gelmiş.

Tabii, burada kanunun kendi maddeleri içerisinde baktığımız zaman 4'üncü, 5'inci maddedeki süreler ve bu sürelerle ilgili bir zaman konulmamış. Yani burada denmiyor ki uygun görüşleri olmadıktan sonra ikinci bir öneri ya da belli bir sürede başka bir öneri getirilmesi gerekiyor. Direkt, doğrudan istediğini keyfî bir atama şekline geliyor, bu doğru değil.

6'ncı maddeyle ilgili de yine, ihracatçı birliklerinin İhracatı Geliştirme Anonim Şirketine aktaracakları paylarla ilgili mutlaka İhracatçılar Birliğinin yedek akçelerinde para tutulması gerekiyor çünkü ihracatçılar birliklerinin yapmak zorunda oldukları projeler var. Mesela yurt dışı pazarlar için gerekli analiz laboratuvarları gibi. Burada kendi ekonomik yapılarının güçlü tutulması gerekiyor.

Değerli arkadaşlar, ihracat 1950'lerden bugüne gelir getirici, döviz getirici işlemler Türk ekonomisi konuşulduğunda hep konuşuldu; ihracatın artırılması gerekiyor, döviz kazandırıcı işlemlerin artırılması gerekiyor. Bizim ülkemizin ekonomisinin kronik problemlerinden bir tanesi ihracat. Şimdi, ihracatı anlatıyoruz, uzunca bir süredir arkadaşlarımız anlatıyor "İhracatta rekor kırıyoruz." Evet, bu ülkenin bir ferdi olarak ihracatta nitelikli bir rekorun kırılması benim açımdan gurur verici bir şey olurdu ama okumayı yanlış yapıyorsunuz değerli arkadaşlar; okumayı düzgün yaparsanız burada bir rekordan bahsetmeniz mümkün değil. Şöyle ki: Dünyanın gelişmiş ülkelerinde ihracat/kilo rakamlarına baktığınız zaman 4 dolarlardan başlarlar, 2 dolarlara kadar inerler, 2,5 dolar civarına Almanya falan iner, Çin Halk Cumhuriyeti 1,53 dolarlara falan çıkardı bu yıl birim kilo ihracatlarını, Türkiye Cumhuriyeti geçen ay 1,30'dan, bu ay -rekor kırdığımızı söylediğiniz dönemde, Nisan ayında- birim ihracat kilosunu 1,28 dolara satıyor; bunun anlamı şu: Biz buradaki kaynaklarımızı ve emeğimizi yurt dışına çok... Bunlar TİM verileri efendim, TİM'den bakabilirsiniz. Kaynaklarımızı, gelecek nesillere bırakmamız gereken birtakım kaynakları ucuz fiyatlara yurt dışına satıyoruz. Şöyle, sektörel bazda baktığımız zaman ihracatta en çok ağaç ve orman ürünlerinde yüzde 33 civarı bir artış var, ondan sonra döndüğünüzde, çimento ve çimento dışı, işte, seramik gibi ürünlerde yüzde 41, mücevherde yüzde 30 civarı -geçtiğimiz Nisanla bu Nisanı kıyasladığımızda artış- madencilik ürünlerinde yüzde 26,6. Bir ihracatı geliştirmek istiyorsak eğer Türkiye'nin alternatifsiz ürünlerini, ülkemizin alternatifsiz ürünlerini değerinde satacak önlemler almak zorundayız. Mesela bu ülkenin alternatifsiz ürünlerinden bir tanesi, tarım ürünlerinden bir tanesi fındık ve fındık ürünleri. Bu sene baktığınızda fındık ve fındık ürünleri ihracatında eksi yüzde 33,5'lik bir gerileme var yani buna Ege Bölgesi'nde incir ve üzüm, tarım ürünleri olarak baz alırsanız. Bunları değerinde satacak önlemler almazsanız, bunları değerinde satıp pazarlayamazsanız burada ciddi sıkıntılar yaşarız değerli arkadaşlar.

Şimdi konulardan bir tanesi, Turquality kapsamında bazı sektörlerin teşvik edilmesi. 2564 sayılı Döviz Kazandırıcı Hizmet Sektörleri Markalaşma Desteği Hakkında Karar'da bir düzenlemeye gittiniz. Bu düzenlemenin geçici 7'nci maddesinde Türkiye'nin özellikle gastronomi alanında dünyaya mal olmuş bir markasını baz alarak diğer bütün markaları cezalandırıyorsunuz. "Franchising"leri bu yıl itibarıyla Turquality markasının dışına çıkarıyorsunuz; bu da doğru değil, bizim döviz kazandırıcı hizmetlere ihtiyacımız var, hızlı bir şekilde bunu da, bu 7'nci maddeyi gözden geçirmeniz gerekiyor.

Evet, biz Türkiye'de ihracatın artırılmasını istiyoruz, ülkede ekonominin rayına oturabilmesi için hem ihracat hem döviz getirici tüm işlemlerin artması gerektiğinden, nitelikli bir artıştan bahsetmek istiyoruz; nitelikli artıştan bahsedebilmek için de Türkiye'nin... Mesela ülkenin savunma sanayisinde artış var, bu doğru, nitelikli bir artış fakat onun ötesinde bilgi ve bilgi teknolojileri ihraç eden ve kendi ürünlerini değerinde satan bir Türkiye gerçeğini bulmak istiyoruz arkadaşlar. Eğer bunu başaramazsak gelecek yüzyıla ne maden ne ağaç bırakacağız, bir de emeğimizi uluslararası piyasalarda ucuz fiyata satmış olacağız; bunların gözden geçirilmesi, eğer ihracatla ilgili düzenlemeler yapılacaksa bir an evvel teknoloji ihraç eden şirketlerin, yenilik ihraç eden şirketlerin destekleneceği mekanizmaları yaratmak zorundayız.

Çok teşekkür ederim.