| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğünün 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 11 .05.2022 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Evet, ben öncelikle bu madde üzerindeki görüşlerimi söyleyeyim. Esin Hanım'ın söylediklerine harfiyen katılıyorum. Bu konu daha önce alt komisyonda da gündeme gelmişti. Burada hiç kimse Kuzey Kıbrıs'ta limanların özelleştirilmesi noktasında bir fikir yürütmüyor, yürütmemeli ama bize verilen bu "Özelleştirme Yasası kuralları dikkate alınarak özelleştirme işlemlerinin başlatılacağı bildirilmiştir." yanıtı bence gerçekten bizi son derece üzen bir yanıt. Diyelim ki Kuzey Kıbrıs'ta özelleştirme yapıldı ve Kuzey Kıbrıs'ın tam karşısındaki Güney Kıbrıs'ın çok büyük bir şirketi geldi, bu limanı aldı, özelleştirmeye girdi ve kazandı. Ne olacak o zaman, nasıl bir yanıt verecek?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Liman değil ama işletmecilik.
ATİLA SERTEL (İzmir) - İşletmeciliğini aldı, ne yanıt vereceğiz, nasıl bir yaklaşım tarzı sergileyeceğiz? Özellikle bunu alt komisyonda da arkadaşlarımız bildirdi, yazılı olarak da bu konuda görüş istedi.
Ayrıca, KİT alt komisyonunda Mustafa arkadaşımla beraber, Esin Hanım'la beraber burada çalıştık, çalışırken de alt komisyonun toplantısında ben iç öneri 2'yle ilgili ve 2020 yılı 9.1.2 no.lu bulguya ilişkin, 2020 yılı 9.4 no.lu bulguya ilişkin sorular sordum, uzun uzun sorular sordum; hiçbirine hiçbir yanıt verilmedi. On beş gün geçti, bu arkadaşlar KİT Komisyonuna hiçbir yanıt vermediler, yazılı bir yanıt göndermediler ve danışmanım da takip etti. Hatta "Acaba KİT Komisyonuna geldi de bize mi ulaşmadı?" diye biz KİT Komisyonunun sekretaryasını aradık. Aradı arkadaşlarım ve Denizcilik İşletmelerinden KİT Komisyonuna, bize, herhangi bir yanıt verilmedi. Doğrusu, ben Mustafa arkadaşım gibi yaklaşmadım, bu soruları bir kez daha sorayım, bu üst komisyonda yanıt isteyeyim diye düşünmüştüm. Aslında Mustafa arkadaşımın yaklaşımı daha doğru. Çünkü milletvekillerinin sorduğu sorulara yanıt gelmediği takdirde üst komisyon çalışmasını yürütmede eksiklik ve aksaklık olacaktır ve olmuştur da. Çünkü biz onların verdikleri yanıtlara göre belki yeni sorular üretebilecektik, belki yeni söylemlerde bulunacaktık.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Veya söz almayacaktınız.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Veya söz almayacaktık, tatmin olacaktık yani bilemiyoruz ki. Şimdi, ben o soruları biraz sonra toplantıya devam edecekseniz tekrar soracağım.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Edeceğiz, devam edeceğiz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ama tekrar yanıt vermedikleri takdirde bu arkadaşların KİT Komisyonunu hiçe saydığını ve... Yani "Siz istediğiniz kadar sorun, biz size yanıt da veririz, vermeyiz de." gibi bir yaklaşım tarzında iseler buradan sözlü olarak beyan etsinler ya da niye bu görevi ihmal ettiler, onu açıklasınlar.
Ayrıca, bakın, Sayıştay burada bir başdenetçi, 2-3 uzman arkadaşla yani gerçekten o konularda yetişmiş insanlarla temsil ediliyor. Türkiye Varlık Fonu dün de bugün de yardımcı statüsünde, yardımcı uzman statüsünde burayı, KİT'i takip ediyor. Ben arkadaşların unvanlarına da takılmıyorum ama Varlık Fonunun, Türkiye'deki bütün şirketlere çökmüş olan Varlık Fonunun -"çökmüş"ü özellikle burada kullanıyorum Tamer kızsın diye- bütün paralarını pullarını almış, birçok konuda şirketlerin, kurumların, kuruluşların içinden sermayesini çekmiş, almış olan Varlık Fonunun burada üst düzeyde temsil edilmesinin yararlı olacağını düşünüyoruz. Bunu da şu nedenle söylüyoruz: Burası ciddiye alınacaksa çalışalım; yok, KİT Komisyonuna kimi cevap vermez, kimi buraya uzman yollamaz, kimi kuruluşundan temsilci yollamaz ise burada -dün söylediğim gibi- biz kurumları denetlermiş gibi yaparız ve kendimizi tatmin ederiz. Toplantı biter; eyvallah, Allah'a ısmarladık, iyi günler, hadi eyvallah, bir dahakinde buluşalım deriz, bu işler böyle geçip gider ama "neşeli işleri ciddi, ciddi işleri neşeli yapalım" anlayışından hareketle şunu söylüyorum: Bu işler ciddi işler. Yani bu kurumu, Türkiye Büyük Millet Meclisini sayıyorlarsa burada gereğini yapacaklar. Sadece biz muhalefet milletvekilleri olarak söylemiyorum bunu, bu bize karşı da yapılmış değil; bu, KİT Komisyonuna karşı yapılmış. Bize karşı, bizim sorduğumuz sorulara yanıt vermedi. Ha, Cumhurbaşkanlığı katından verilmiyor, bazı bakanlar soru önergelerimize yanıt vermiyor, onları da gündeme getiriyoruz, vermeleri için çabalıyoruz ama hiç olmazsa KİT'teki sorularımıza yanıt gelsin. Yani ben de gerçekten bu konuda eleştirilerimi söylüyorum. Bu arkadaşlar görevlerini ihmal etmişlerdir. Benim bankalardan ve TRT'den aldığım yanıtlar hiç olmazsa şöyleydi: "Yani bu, ticari sırdır, bu konuda size yanıt veremeyiz. Dizi film kaça çekiliyor, onu söyleyemeyiz." falan diye hiç olmazsa iki üç satır yazı yazıyorlardı bize, bu arkadaşlar onu da yazmamışlar, onu da yazmadılar. Sayın Başkan, bu konuda gerçekten, birkaç kurum daha var böyle, sorularımıza yazılı yanıt vermeyen, onlar da bence uyarılmalı ve bu konuda sizin ısrarla toplantıların başında ve sonunda söylediğiniz "Sorulara yazılı yanıtlarınızı on beş gün içinde verin." sözünüzün havada kalmaması için lütfen takipçisi olmanızı rica ediyorum.
Sağ olun.