DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, Başkanım, aramızdaki fark şu: Siz burada Başkana vekâlet ederek konuşurken bile biz hepimiz susarak dinliyoruz ve sizin insicamınızı bozmuyoruz ama biz konuşurken öyle veya böyle siz sözün arasına sürekli girerek insicamı bozuyorsunuz. Aslında yaptığınız şey, hepimizin ortak otoritesi olarak konuşmayı durdurmak değil, konuşmayı engellemeye dönüşüyor yani süresini kısaltmak değil, engellemeye dönüşüyor; benim eleştirim o yönden.

Şimdi, diğer taraftan durum şu: Sayın vekilimiz Devlet Demiryolları Genel Müdürü olduğu dönemde bu konuyla ilgili bazı çalışmalar yapmış olabilir ancak bu çalışmalar tamamlanmamış, yeterli olmamış. Bu sigorta prim riskleri demir yolu araçlarının üzerinde kalmış ve kalmaya devam ediyor. Kendisi bu konuda bir sonuca ulaşamamışsa da ben bir sonuca ulaşmak gerektiğini düşünüyorum ve bu doğrultuda da hazır kamuya ait bir reasürans şirketi kurulmuşken bu konuyu da gündeme getiriyoruz ki hangi demir yolu, hava yolu, deniz yolu araçları nasıl sigortalanır, nasıl sigortalattırılır, nerede tıkanıklıklar var, bunları anlayalım.

Diğer taraftan "Türkiye'deki demir yolu altyapısı çok süper, harika." demek yani bunu belki en son burada söyleyecek kişilerden biri kendisi çünkü bu ülkede birçok demir yolu kazası oldu ve vatandaşlarımız canlarını kaybettiler, aile bireylerini kaybettiler. Dolayısıyla bunun da temel nedenlerinden biri altyapıdaki bazı eksiklikler, bakım onarımdaki bazı eksiklikler. Yani bunların tümünün doğal sebeplerle gerçekleştiğini herhâlde düşünmek mümkün değil. En basitinden, Marşandiz Tren İstasyonu'nda makas değiştirme işleminin manuel olarak yapılması nedeniyle, çoklu ray sisteminin bulunduğu yerde sinyalizasyon sisteminin tam anlamıyla olmaması, çalışmaması nedeniyle can kayıpları ve maddi hasarlar oldu; bu, sistemin problemini ortaya koyuyor. Ben bu problemdeki -tabii ki can kayıplarını telafi etmemiz mümkün değil ve acılıyız ama- maddi kayıpların öngörülebilir hâle gelip bununla ilgili bugüne kadar çözülmeyen sorunu veya sigorta şirketlerinden, özel sigorta şirketlerinden belki onların kârlılık arayışı yüzünden sağlıklı olarak bize vermedikleri, vermeyecekleri çeşitli bilgileri kamu şirketinden alabileceğimiz düşüncesiyle soruyorum.

Diğer taraftan da -bir altını çizeyim, hemen bitiriyorum- şunu da bilerek soruyorum: Çernobil faciası, Fukuşima faciası, bunların tümü ortadayken yani nükleer bir kazanın ortaya çıkaracağı maliyetler bu kadar öngörülemezken Sayın Genel Müdürün "Sigorta şirketleri bunu zaten sigorta eder." demesi sadece teknik olarak belirlenen bu konudaki limiti bu sigorta şirketlerinin büyük ölçüde sağlayabilmekle sınırlı olduğunu ancak anlatır. O doğabilecek kazadaki hasarların bütünüyle maddi tespitini bile yapmak zaten mümkün görünmüyor.

Görevimiz icabı sorunları ortaya koyalım, eksik kalan kısımları da çözülüyor, çözülmüyor birlikte tartışalım diye söylüyorum.

Teşekkürler.