KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Genel Müdür, Yönetim Kurulu üyeleri, Sayıştayın değerli temsilcileri, Kıymetli KİT Komisyonu üyeleri; iyi bir toplantı oluyor çünkü Sayın Genel Müdür bütün heyecanıyla -kurumu ileriye taşımak için ne kadar gayretli olduğunu ses tonundan, beden dilinden- sunumunu çok başarılı yaparak tamamladı, bunun için kendisine teşekkür ediyorum. Öncelikle, kurumların başındaki insanlarımız KİT'leri yönetenler o aşkla, o heyecanla görevlerini görürlerse o kurumların çok başarılı olacağına inananlardanım.

Sayın Genel Müdür konuşurken bor ürünlerinin ilk ham madde olarak satıldığı noktadan işlenerek ne kadar değer kazandığını ve Türkiye'mize ne kadar önemli rakamlar kazandırdığını örnekleriyle anlattı. Deniz Yavuzyılmaz'ın, Kemal Bey'in bahsettiği o zırhlı çelik yelek hadisesi de gerçekten üzerinde önemle durulması gereken bir üretim aşaması diye düşünüyorum. Bunun ham maddesi Eti Madende yani Türkiye'de olduğuna göre bu üretimin bence Türkiye'de kendi kurumlarımızla üretilmesinin Türkiye'ye çok büyük fayda sağlayacağına inananlardanım. Bizde MKE gibi çok önemli bir kuruluş var ve çok önemli işler yapıyorlar. Geçtiğimiz günlerde bahsetmiştim, bir ziyaretimde MKE'nin ne kadar ileri atılımlar yaptığını, oradaki Genel Müdürün de aynı aşk ve heyecanla kurumu başarıya doğru götürmek için gayret sarf ettiğini görmüştüm.

Özel sektöre verilen, verilmesi gereken üretimler olabilir, doğrudur; desteklenebilir, doğrudur ama Türk savunma sanayisine çok büyük katkı koyacak olan ve Türkiye'nin elini güçlendirecek olan bu üretimin yapılma aşamasına geçildiği zaman mutlaka devlet kuruluşlarından bunu yapabilecek kuruluşların da bu konuda araştırma yapması gerekmektedir. Ayrıca, sizin ilk maddede söylediğiniz o AR-GE çalışmalarını da çok takdire şayan buluyorum ama yeterli bulmuyorum yani yeterli bulduğumuz zaman zaten üretim de durur, üretme de durur, buluş da durur ve bor üzerinden o kadar çok ürün, o kadar çok Türkiye'ye katkı sağlayabilecek ve hem maddi hem de diğer açıdan katkı sağlayabilecek durumlar var, bu noktada AR-GE'nin güçlendirilmesinden yanayım yani sizin kuruluşunuzun yapacağı AR-GE harcamalarının sonuçta, Türkiye'ye çok büyük kazanç olarak döneceğini bildiğimi düşünüyorum. Ama ben, Deniz Yavuzyılmaz'ın o önerisine çok katılıyorum yani Türkiye'nin millî sanayisinin ve Türkiye'de millî üretimin, başka ülkelerin bizim ülkemizde bizim madenimizden yararlanarak üretmesi yerine, kendimizin ürettiğinin çok daha değerli, hem ülke ekonomisi açısından hem de kendi ülkemizdeki "Bu işi biz yaparız." güveni açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.

Teşekkür ediyorum.