| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün (TRT) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .05.2022 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Aslında genel değerlendirme kısmında söz alacaktım ama konu, tabii öz kaynakların, daha doğrusu öz gelirlerin artırılması konusu önemli bir konu. Benden önceki konuşmacıların da, sayın Komisyon üyelerinin de ifade ettiği gibi, Sayıştayın da zaten önemli bir konu olarak bunu sürekli gündeme getirmesi, alt komisyonda da üst Komisyona çıkarılmasındaki maksat burada, Komisyonda bir destek bulunması şeklinde.
Şimdi, Sayın Başkanım, öncelikle, tabii biraz önce belli konularda tartışmalar söz konusu oldu, özellikle de siyasi temelde, tabanda olan tartışmalar. Burada Kurumun yöneticileri var; diğer kamu kurum ve kuruluşlarının, TRT'yle ilgili bu KİT Komisyonu toplantısıyla alakalı konularda değerlendirme yapacak ya da fikirlerini ifade edecek veya bizim onların bilgilerine başvuracağımız kamu görevlileri var. Dolayısıyla ben sürekli de Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) Komisyonunun aslında teknik bir Komisyon olduğunu, siyasetten daha uzak olduğunu, her şeyden önce bu Komisyonda kamu görevlilerinin, bürokratların önünde siyasi temelli tartışmalar yapmanın çok doğru olmadığını düşünüyorum; teknik olarak da bunun böyle olması lazım. Elbette TRT'nin yayın politikaları konusunda siyasi değerlendirmeler, itirazlar, eleştiriler yapılabilir, yapılır da; bunun bu çatı altında... Başka platformlar da var, başka platformlarda bu değerlendirmeler, bu tartışmalar pekâlâ yapılabilir.
Şimdi, böyle olunca işin, asıl konunun özü kaybolmaya başlıyor. Yani her şeyden önce ben, bir de müsaade ederseniz yani KİT Komisyonu Divanı olarak da bazı ifadelerde, dillerde dikkatli olunması gerektiğini de ifade etmek istiyorum. Yani bugün, TRT'nin bugüne kadar almış olduğu bu elektrik faturalarından olabilir, bandrollerden olabilir veya başka kaynaklardan olabilir, alıp mali tablolarına işlediği ve her yıl da KİT toplantılarında bizlerin onayladığı veya bizden öncekilerin de onayladığı ortada; resmî belgeler var. Dolayısıyla bu toplanan paralarının tamamı yasaldır yani bu çatı altında, milletin temsilcilerinin çıkardığı yasalarla alınan paralardır, vergilerdir. Dolayısıyla bunlara başka adlar takmak, yasal olarak toplanmış gelirleri "Vatandaşın cebinden zorla alınıyor." şeklinde algılara götürmek çok doğru değil; bize yakışmaz, en azından bu Komisyonun mensuplarının ifadeleri olmamalıdır diye düşünüyorum; bunlar yasal kaynaklardır. Dün gerekli görülmüş, konulmuş; bugün de gerek duyulmamış, kaldırılmış. Burada önemli olan, yasal olarak toplanan bu paralar, burada usulüne uygun olarak toplanmış mı, usulüne uygun harcanmış mı? Bizim bakmamız gereken şeyler bunlar. Yani TRT bu paraları yasanın belirttiği şekilde, olması gerektiği gibi, olması gereken kaynaklardan usulüne uygun olarak topladı ve bunu uygun yerlerde harcadıysa kârlılık, verimlilik esasına dikkat ederek, bizim burada bunun üzerinde söyleyeceğimiz başka bir şey de olamaz.
Bir de biz kamu...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Nereye ne harcadığını bilmezsek nasıl denetleyeceğiz Sayın Vekilim?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Nereye, hangi diziye, hangi belgesele ne harcadığını bilmezsek nasıl denetleyeceğiz?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Yavuzyılmaz, bir dinler misiniz, ben anlatıyorum, onu soru olarak alıyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya'yı dinleyelim.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Tamam. O zaman şöyle bir cevap vereyim: Bunu biz nasıl biliriz? Demokraside "temsilî demokrasi" diye bir şey uygulanıyor değil mi? Yani doğrudan katılım, herkesin katılımı mümkün olmayacağı için temsilî yani halk bizleri seçiyor, biz onlar adına burada işlemler yapıyoruz.
Şimdi, denetim konusunda, denetimi bir bütün olarak ele aldığımızda birçok alanları, biçimleri, şekilleri var. Sayıştay da bizim kamu denetiminde bir üst mahkeme olarak da görev yapan, önemli bir kurumumuz ve ihtisaslaşmış bir kurum. Daha önceden de özellikle bu alanda çalışan arkadaşlar ya da denetçiler diyeyim, bunlar Başbakanlık Yüksek Denetlemeden beri gelen, çok köklü ve ihtisas alanı bu olan arkadaşlarımız. Sayıştay mensupları "random"lı bir denetim yapmazlar, sürekli denetim yaparlar yani kamu iktisadi teşebbüslerinin olduğu binalarda, genel müdürlük binasında yerleri vardır, odaları vardır, 7/24 mesailerini orada yaparlar yani Sayıştayda oturmazlar, kamu iktisadi teşebbüsünde kendilerine ayrılan yerde otururlar, her gün oradaki hareketlerden -yani sadece resmî olarak dolaşan değil, birçok şeyden- haberleri olur -yönetim kurulu kararları alındığı an, daha yukarıda kararlar imzalandığında bir nüshası hemen Sayıştay mensuplarına verilir, ki başlarında bir grup başkanları vardır- çok ciddi bir çalışma yapılır. Yani dolayısıyla...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayıştay Başkanı da Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürüydü, geldi. Hani eleştiriler oraya yoğunlaşıyor ya, Cumhurbaşkanının ve AK PARTİ Genel Başkanının diğer genel başkanlardan çok daha fazla TRT'de yer aldığıyla ilgili...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, bu, karşılıklı konuşmaya dönüyor ama.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Yavuzyılmaz, bakın, o tarz konuşacaksak...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, müsait bir zamanda, toplantı bittikten sonra karşılıklı da görüşebilirsiniz. Ama lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ben teknik bir şeyi sorduğunuz için söylüyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama teknik bir açıklama yapıyor. Bunu niye siyasete...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, doğal olarak bunu bilmeyebilirsiniz. Bunu bilmediğinizden dolayı farklı değerlendirmeler de yapabilirsiniz. Ben de çok makul ve mantıklı bir soru olarak gördüm ve cevabı bu dedim yani bizim...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben de siyasi baskı var diyorum Sayıştayın üzerinde.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bir saniye...
Yani dolayısıyla, denetçiler bu raporları ilgili KİT'te sürekli mesai yaparak ve bire bir takip ederek hazırlarlar. Elbette biz KİT Komisyonu üyeleri olarak "Hadi, açın şu defterlere bakalım, bu ne oldu?" diye soracak ya da bu tarzda bir denetim yapacak şeyde değiliz. Burada, objektif, güvenilir, bugüne kadarki yaptıkları değerlendirme ve denetimlerle, raporlarla o güvenilirliği de ortaya koymuş bir kurumdan bahsediyoruz. Biz ona güvenmeyelim, buna güvenmeyelim; o zaman kime güveneceğiz?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - 2019 yılında bulgu yok.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, bulgu olmayabilir. Bulgunun olmadığı yerde teşekkür edilir yani bu, bu işin esasıdır. Maalesef biz bunu bir türlü yapamıyoruz. Bakın, bulgu yazmak...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani milyarlarca lira bütçesi olacak, bulgu olmayacak, pes!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz... Ama bakın, biraz önce söz verdim, konuşmanızı bitirdiniz, ardından Sayın Karakaya'ya verdik. Kimse de kesmedi konuşmanızı, lütfen.
Buyurun Sayın Karakaya.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkanım, teşekkür ediyorum.
Ya, buradaki mesele şudur: TRT'nin bugüne kadar hesaplarına giren, bilançolarında raporlanan kaynakların tamamı yasal kaynaklardır. Bu yasal kaynaklara başka isimler takmak, bu Komisyon mensuplarına yakışmaz.
İkincisi: Hem gelir hem de harcamalar noktasında Sayıştay denetimini yapıyor, zayıf gördüğü noktaları getiriyor. Biz de burada o zayıf noktalarla ilgili yapmamız gerekenleri elbette yapıyoruz. Sonuçta demokrasinin gereği. Burada biz millet adına bu hesapları ibra ediyoruz ya da etmiyoruz, belli konularda uyarılarımızı yapıyoruz ya da gerek duymuyoruz. Bizim yapmamız gereken şey budur. Aksi takdirde... Ben burada daha önce de ifade ettim, dört sene orada oturdum, hesap verdim ve burada belli konularda, cevap veremeyeceği konularda bürokratı da buradaki yöneticileri de kamu görevlilerini de zan altında bırakmak doğru bir şey değildir. Yani bir taraftan Sayıştaya sürekli olarak iltifatta bulunacağız ama söylediğiniz sözlerle de "Bunlar her şeye el uzatıyorlar." şeklinde alttan altta, inceden inceye eleştiri yapmanın ben çok doğru olduğuna inanmıyorum. Varsa bir şey, bunlar gündeme getirilir ve bunun da yolları vardır. Bunun cezasını da verecek olan bizler değiliz, bunun cezasını da mevcut yapı içerisinde yargı belirleyecektir ve yapı içerisinde de ibra etmiş olmanız, belli alanlardaki yanlış ve hataların, istismarların yargıya gitmeyeceği, cezasının sorulmayacağı anlamına gelmez. O sistem de burada cayır cayır işler ve her tarafta var. Önce sistemi bir anlamak lazım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yargıya da gider, ibra da etmeyiz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Yani benim gidip "Kurumun defterlerini açın, bakayım." diyecek hâlim yok.
Bir de bakın, biz doğru bilgiler üzerinden hareket etmek zorundayız. Doğru bilginin tanımı nedir? Doğru bilgi, denetlenmiş bilgidir; doğru bilgi, Sayıştay tarafından hazırlanmış, incelenmiş, raporlanmış, benim önüme gelen bilgidir. Bunun dışındaki bilgi gazetede de yazılmış olabilir, başka yerde de söylenmiş olabilir, dedikodu olarak da konuşulabilir. Bunun dışındaki bilgi üzerinden biz bir değerlendirme yapamayız. İşin özü, esası budur. Doğru bilgi denetlenmiş bilgidir, buraya önümüze getirilmiş olan raporlardır. Raporların dışındaki konular bizim burada... Evet, tabii ki milletvekili olarak aşağıda basın açıklaması da yapabiliriz; başka mecralarda, platformlarda onları değerlendirebiliriz ama ben buradan bahsediyorum. Ya, burada, bunun dışında bir konuda soru sorabiliriz, bunda da bir mahzur yok, kimse buna da karşı değil ama yargıda bulunmanın çok doğru olmadığını, burada hele hele cevap veremeyecek bürokratlara, böyle zan altında bırakabilecek ya da "Hiç Kurumla ilgilenmiyorlar." tarzındaki ifadelerde bulunmanın ben çok doğru olmadığını düşünüyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Karakaya.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, toparlıyorum.
Tabii ki buradaki asıl şey Kurumun gelirleriyle alakalı bir durum. Politikalarını herkes eleştirebilir ama burada TRT'yi -daha doğrusu tüm KİT'lerle alakalıydı bu söyleyeceğim kısım da- genellikle biz kârlılık ve verimlilik, daha doğrusu verimlilik demeyeyim de kârlılık üzerinden değerlendirmeye çalışıyoruz. Kamu iktisadi teşebbüslerinin -elbette, kâr etmek tamam- yaptığı faaliyetlerden finansal anlamda bakıldığında bir gelirleri artırma, giderleri azaltma, sonuçta da kârı artırma beklentimiz vardır ama tek amaç bu değildir. Kamu iktisadi teşebbüslerinin genel ekonomi içerisinde de kendi bulunduğu sektör alanı içerisinde de ana statülerinde belirtilmiş olan amaçları vardır, işlevleri vardır. TRT'nin de bu anlamda maksadı -Sayın Genel Müdürün konuşmalarında, diğer Komisyon üyelerinin ifadelerinde çok net bir şekilde ortaya konuyor ki- bir TRT kuralım, buradan da kâr edelim, devlet kâr etsin değil; öncelikle kendi amaç ve hedefleri yani o devlet yapısı içerisinde, kamu yapısı içerisinde bazı işlevleri var. Bizim değerlendirmemiz gereken, bu işlevlerini, ana statüsünde belirtilen görevlerini layıkıyla yerine getiriyor mu? Birinci şey bu. İkincisi de bunları yaparken faaliyetleriyle ilgili tükettiği kaynakları kârlılık, verimlilik esasına göre yapıyor mu? Değilse "Kâr etti, etmedi, geliri az oldu, çok oldu." dan daha önce gelen, asıl değerlendirilmesi gereken alan bu. Şimdi, burada, TRT özellikle son yıllardaki yayıncılık anlayışında, haberlerde siyaseten kimine fazla, kimine az yer vermiş olabilir, onu eleştirebiliriz, orada bir şey yok ama genel olarak bakıldığında, halkın büyük bir çoğunluğunun kabul ettiği çok güzel dizi filmler var, hakikaten bunlara ihtiyacımız var. Hele hele -yani Sayın Genel Müdür de girerken söyledi- algıların, olguların önüne geçtiği bir dünyada, bir dönemde, şöyle çevremize de baktığımızda, geleceğe de baktığımızda bunlara gerçekten ihtiyaç var. Yani özellikle işin finansman, fonlama tarafından bakıldığında, evet, birçok kanala nerelerden fonlandığını bilmediğimiz birçok husus dolayısıyla gelecek nesillerle alakalı yönlendirmeleri konusunda denetim yapamayız ama TRT'nin yine buraya gelip şurada, her türlü ağır eleştiriyi yapabildiğimiz bir kurum olduğunu da hatırlamamız gerekiyor. Dolayısıyla bu anlamda -elbette daha iyi olabilir, iyinin daha iyisi olabilir ama- TRT'nin özellikle son dönemlerdeki bu yayıncılığı halk tarafından da ciddi kabul gören, takdir edilen bir duruma geldi. Bundan dolayı ben de teşekkür ediyorum. Biraz önce de değişik konuşmacılar tarafından dizi isimleri de verilerek bunlar ifade edildi.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, toparlayalım.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Başkanım, hemen şunu söylüyorum; burası önemli, diğer bulgular içerisinde de belki orada söz alacaktım, onu da bununla birleştirmiş oldum: Değerli arkadaşlar, tabii, TRT'nin bilançosunda aktifinde 2 milyar TL civarında "gelecek yıllarda indirilecek katma değer vergisi" diye bir kalem var. Bu aslında ödenmiş yani devlete, kamuya ödenmiş ama TRT'nin hizmetlerden aldığı KDV ile aldığı mal ve hizmetler için ödediği katma değer vergisi arasındaki TRT aleyhine olan farktan dolayı burada birikmiş. Hani bir kaynak deniyorsa bu ürün 2 bilanço aktifinin yarısı kadar. Eğer bugünkü satın alma gücü rakamına getirirseniz çok önemli rakamlar elde eder. Bu nereden geldi? Elektrik faturasından geldi, bandrolden geldi veya başka bir yerden geldi. Bu rakam uzun yıllardır birikmiş yani devlete katma değer vergisi olarak ödenmiş ancak uygulamadaki oranlar dolayısıyla TRT'yle hiçbir alakası yok, bilançonun yarısı devlete gitmiş geri. E, buyurun... Aktifin yarısından bahsediyorum yani eğer bir şey diyeceksek... Ha, nereye gitti? E, buyurun, aktifin yarısı, TRT'nin bilançosunun yarısı devlete gitmiş. Hadi bakalım, ne diyeceksiniz? Doğru bilgi; dedikodu değil, birisi telefonla söylemedi.
ESİN KARA (Konya) - Ben de aynısını söyleyecektim.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Söyledik onu biz.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Kusura bakmayın, kusura bakmayın.
Ben TMO Genel Müdürüyken yolda, asansöre bindim, asansörde bir tanesi...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Mevlüt Bey, söyledik onu, dinlememişsiniz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dinlemiyorsunuz ki konuşmaları...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Söyledik onu, ben söyledim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Atila Başkan söyledi zaten.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Atila Başkanın söylediği başka bir şey, benim söylediğim başka bir şey.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, itham ettiğiniz için özür dileyin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, Atila Başkan...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Söyledim, söyledim...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Deniz Bey, önce benim ne demek istediğimi anlayın lütfen.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz... Sayın Sertel...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ya, bir müdahale etmeyin. Ben hiç müdahale ettim mi?
ATİLA SERTEL (İzmir) - Hayır, Mevlüt Bey, sizin söylediğinizi söyledik.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Sertel, lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, Atila Bey'in söylediği, katma değer vergisinin alınamadığı yönünde. Ben de diyorum ki... "Bu TRT, paraları nereye koydu?" diye soruyorsunuz. "Milletin cebinden aldı." diyorsunuz. Benim dediğim cümle şu: "Bilançosunun yarısını devlete vermiş, buyurun." diyorum. Atila Bey'in söylediğini "Söylemedi." anlamında demiyorum "Buyurun." diyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Devlete mi vermiş, devlet mi el koymuş? O farklı tabii.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - E, ya... "Herkes el koyuyor." Bu nasıl bir jargon ya?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Lütfen Sayın Sertel, lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Kusura bakmayın yani bu devlet şey devlet mi?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, vatandaşın cebi...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ama... Kusura bakmayın, böyle bir siyasi... Atila Bey, size yakışmıyor, hakikaten yakışmıyor.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Para vatandaşın cebinden çıkmış mı?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ya, yapmayın, Allah aşkına yapmayın.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet yani lütfen bu kadar teknik bir Komisyon...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Neye yakışıp yakışmadığını siz belirleyecek değilsiniz.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ama "Devlet el koyuyor."
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ayar veren konuşmalardan vazgeçin, düşüncelerinizi söyleyin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - "TRT cebe elini uzatıyor." Bu tür şeyler...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Siz kendi düşüncelerinizi açıklayın.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - O zaman, müsaade edin, konuşsun.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - E, o zaman kusura bakmayın yani...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - E, konuştu zaten. İtham edince girdi.
ATİLA SERTEL (İzmir) - İtham ediyor, itham ediyor.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Peki... Başkanım, ben teşekkür ediyorum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani vatandaşın cebinden çıkıyor mu o para? Çıkmış mı, çıkmamış mı?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz... Sayın Yavuzyılmaz, lütfen...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Vatandaşın cebinden...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bizim söylediğimiz kısım bu.
AHMET TAN (Kütahya) - Her dakika ithamda bulunuyorsunuz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, bugün sürekli müdahale ediyorsunuz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Başka bir ürün alarak da KDV ödeyebilir yani.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Siz konuşurken kimse müdahale etmiyor.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Deniz Bey, bakın, siz de o zaman vatandaşın cebinden alıyorsunuz. Siz almıyor musunuz?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hem ödeyecek parayı hem de AK PARTİ propagandası izleyecek TRT'de. Oh, ne güzel! Öyle iş olur mu?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, vatandaşın cebinden vergi alınıyor, o vergilerden de partilere hazine yardımı ödeniyor yani...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Cumhuriyet Halk Partisine hakaret edildiğini dinleyecek.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - O zaman almayın ya! Almayın, o da vatandaşın cebinden geliyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki, toparlayın Sayın Karakaya, toparlayın.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Yani bunlar yasaldır ve elbette vatandaşın cebinden alınır; devlet alır, kurumları aracılığıyla alır, gerektiğinde de onu mal, bir hizmet olarak...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Eşit dağıtması lazım.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - ...ve gerektiğinde teşvik olarak, gerektiğinde sosyal yardım olarak da geri döndürür; bu bir sistemdir, önce bir sistemi anlayalım lütfen.
Çok teşekkür ediyorum Sayın Başkanım.
Bu katma değer vergisi konusunun mutlaka çözülmesi gerekiyor yani aksi takdirde bu süreç böyle giderse mevcut yapı TRT'nin gelir anlamında, finansal yapı anlamında önümüzdeki dönemde sıkıntılara gireceğinin bir işareti olarak ifade edilmelidir diyorum.
Teşekkür ediyorum.