KOMİSYON KONUŞMASI

ATİLA SERTEL (İzmir) - Diğer bulgu ve önerilerden 9.2.1'de "Kurumun faaliyet yapısına ve verimli çalışmaya en uygun sayı ve nitelikte personel istihdamının sağlanması için yeniden yapılanma çalışmaları kapsamında iş etüdü, iş tanımı ve değerlendirmesine dayalı norm kadroların tespit edilmesi" diye Sayıştay bir uyarıda bulunuyor. İşte, burada verilen yanıtlar her zaman verilen yanıtlar. Biz alt komisyonda da bu konuyu gündeme almıştık ve konuşmuştuk. Ben orada personel alımına ilişkin en son sınavın ne zaman yapıldığını sormuştum onlara. Sonra, 14 Şubat 2016'da yapıldığını öğrendik yani en son personel sınavının yapılmasının üzerinden -yani KPSS'li sınavın üzerinden- tam altı yıl üç ay geçmiş ki o sınavda da üst puanlar almış, 95-100 almış bazı çocuklar elenmişti ve o elemelerin dışında, çok alt seviyelerde olanlar da Kuruma girmişti. Sonra, yine, 222 kişiyi "istihdam, personel fazlası" diyerek kurumdan göndermişti TRT. Bunlardan 122'si mahkeme kararıyla geri dönmüştü. Edindiğim bilgiye göre, mahkeme kararıyla dönenlere yani asıl Kuruma geri dönenlere, Kuruma yıllarını vermiş deneyimli personele mobbing uygulanıyor ve alt pozisyonlardaki görevlerde değerlendiriliyorlar. Örneğin prodüktör kendisi, yetişmiş bir insan; örneğin sesçi, örneğin program yapımcısı; bu arkadaşları ne yazık ki TRT'nin üst düzey yöneticileri başka başka kadrolarda süründürüyorlar. Şimdi, Genel Müdür mahkeme kararıyla Kuruma geri dönen 122 kişi olup olmadığını ve hangi alanlarda görevlendirdiklerini bize açıklar diye umuyorum. Bu Kurum yeni alım statüsünde özel hukuka tabi, kanuna tabi, personel alımını başlattı. Bize son verdikleri rakamlarda 8.253 personel var TRT'de, oldukça yüksek; 5 bin civarında idi TRT İbrahim Bey dönemine gelinceye kadar, bu rakam 8.253'e çıktı; "O bile fazla." diyenler vardı ama giderek artan bir kadro var. 4.871'i kadro karşılığı personel, 3.382'si özel hukuka bağlı ÖHT personeli, ayrıca 776 kişi de taşeron olarak görev yapıyor TRT'de.

Şimdi, bu personellerin arasındaki maaş dağıtımı önemli bence. Ben personeller arasındaki maaş farkını merak ediyorum, kadrolu personele verdiğiniz maaşın en üst limiti ne, en alt limiti ne; bunu öğrenmek istiyorum. Bir de tabii, özel hukuka tabi personele verdiğiniz maaş var, bunlarla ilgili, özel hukuka tabi personellerle ilgili maaşların kimseyle paylaşılmayacağına dair bir madde yoksa... "Bir madde var." deniliyor, bu madde niye var, onu da bilmiyorum. Yani hani "Kadının yaşı, erkeğin maaşı sorulmaz." gibi bir deyime mi dayandırdınız bunu bilmem ama yani böyle bir şey olabilir mi? "Özel hukuka tabi personelin maaşı sorulmaz." Hatta öyle ki TRT içinde, Sayın Başkan, TRT'deki özel hukuka tabi maaş alanlar bile birbirine maaşlarını söyleme yasağı içerisinde geziyorlar. Mesela biri birine "Sen ne kadar maaş alıyorsun?" diye dahi soramıyor yani öyle bir personel var. Eski Genel Müdürü İbrahim Eren döneminde oldu bu, genel müdür yardımcıları ve daire başkanları ÖHT statüsüne geçmişler diye biliyorum ben ve bu genel müdür yardımcıları ve daire başkanlarının da -benim TRT Kurumu içerisinden öğrendiğim, yanlış olabilir, fazla olabilir, eksik olabilir ama- 40 ile 60 bin arasında maaş aldıkları söylenmişti. Şimdi ama bu yönetimin bir uygulamasıyla ÖHT personelinden geriye dönüş söz konusu, doğruya doğru dönüş söz konusu genel müdür yardımcıları arasında; onu da söylemek isterim. Şimdi, bu bahse konu personeller de acaba tekrar kadrolu statüye geçtiler mi, o daire başkanları hangi statüde görev görüyor, maaş alıyor; bunu öğrenmek isterim.

Ayrıca Yönetim Kurulu üyelerine -son ay olarak- 9 bin lira ödeme yapıyordunuz yani 8.900 küsur. Şimdi, üç ayda bir toplanıyor ve salt çoğunlukla kararlar alınıyor, en az 5 kişinin toplanması lazım, toplantıya gelse de gelmese de ayda 9 bin lira alıyor, üç ayda bir toplandıklarına göre 27 bin lira maaş alıyorlar. Bence dünyanın en pahalı toplantılarından birini yapıyorlar, herhâlde orada çok önemli kararlara imza atıyorlardır, çok önemli kararlar alıyorlardır; bunları da öğrenmek istiyorum.

Şimdi, o alt komisyonda bazı sorular sorduk, tabii, bu sorulara yanıt verilsin istiyoruz ama tabii ki yanıt vermiyorlar ya da veremiyorlar ya da verecek yanıtları yok. Örneğin, Aykut Erdoğdu bir soru sormuştu, en son 253 kişiyi aldılar Kuruma "Bu 253 kişi arasında hiç Tuncelili var mı?" diye sordu. Arkadaşlar yanıt vermişle, işte, dört yıl...

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Ayrımcılık yapmayın.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Efendim?

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Ayrımcılık yapmayın.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hoş geldiniz, yoktunuz, Komisyondan gitmiştiniz, gelmişsiniz; hemen müdahaleler başladı.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Alt komisyonda da bunu tartıştık, ayrımcılık yapılıyor.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani biz yapmıyoruz ayrımcılığı.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Niye Hakkâriliyi sormuyorsunuz? "Hakkârili var mı?" diye niye sormuyorsunuz? Ayrımcılık yapıyorsunuz.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Bakın, biz yapmıyoruz ayrımcılığı, ayrımcılığı yapanlara "Ayrımcılık yapıyor musunuz?" diye soruyoruz. Yani, bakın, Metin Bey, beni dinlerseniz anlarsınız.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - "Hakkârili var mı?" diye soralım bir de.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ayrımcılık yapılmasın diye söylüyoruz.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Cevap verme Denizciğim, sen cevap verme; onlar koro hâlinde bağırsınlar, boş ver.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Gündoğdu, Sayın Yavuzyılmaz; Sayın Sertel'i dinleyelim.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, Sayın Başkan, gidiyor, geliyor arkadaş, dolaşıyor, ne yapıyor, ne ediyor bilmiyorum ama geliyor buraya, hemen ilk kelimede bir dolu laf atıyor ya. Nasıl bir şey bu ya?

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Hayır, bir dolu laf değil ya, alt komisyonda da tartıştık.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hayır, hayır, grupta işi vardı.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani ayrımcılık yapmıyoruz, "Ayrımcılık yapıyor musunuz?" diye soruyoruz burada. Hiç Tuncelili yok.

METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Hakkârili var mı?

ATİLA SERTEL (İzmir) - Çünkü verilen yanıta göre 253 kişi arasında... Niye bunu öyle söyledik, biliyor musunuz? Türkiye'de okuryazar oranının en yüksek olduğu il ve üniversite mezununun en yüksek olduğu il. Ya, ben bunu Vanlı olarak da sorabilirim, Hakkârili olarak da sorabilirim, Ordulu olarak da, Fatsalı olarak da sorabilirim ama özellikle arkadaşımız sorduğu için bunu soruyorum, "Bu soruya yanıt verin." dedik. Yani ayrımcılık yapılıyorsa biz yapmıyoruz, TRT sınavlarını yönetenler yapıyor çünkü Kuruma eleman alımını biz yapmıyoruz ki biz sadece soruyoruz. O soruya yanıt bekliyoruz, cevap vermiyorlar.

Şimdi, arkadaşlar, burada siyaset öylesine girmiş ki işin içine... Ben tabii sevgili Mevlüt Karakaya'ya katılıyorum, biz burada teknik olarak konuşmaya gayret ediyoruz ve ben KİT Komisyonunda yedi yıldır bulunan bir arkadaşınız olarak genelde eleştirilerimi siyasetle örtüştürerek yapmam yani genelde kurumları denetlerken de bulgular üzerinden yürürüm ve duyduklarımı da acaba doğru mu diye sorarım yani öyle yargılama, böyle kimseyi zan altında bırakma gibi bir işin içine girmem. Mevlüt Bey 2'nci dönem geldi, ondan önce de diğer arkadaşlarımız da var, işte Ahmet Tan var mesela beraber çalışıyoruz, diğer arkadaşlarımız var, Tamer Bey var.

Şimdi, burada Veysel Kurt diye bir arkadaşımız var, asıl siyaseti TRT yapıyor yani TRT'nin Yönetim Kurulu üyesi yapıyor. Bu arkadaş şöyle bir "tweet" atmış doğru mu kendisine sorayım: "Kılıçdaroğlu'nun eylemini tek bir CHP milletvekilinin ya da Genel Merkezin ciddiye alıp katılmaması tuhaf değil mi, partisinin ciddiye almadığı bir Genel Başkanı kim neden ciddiye alsın?" Dün yine bir "tweet" atmış "Kılıçdaroğlu'nun ne söylediğini umursayan kaç kişiyiz?" diye. Yine bir TRT'nin Yönetim Kurulu Üyesi Oğuzhan Bilgin, Ekrem İmamoğlu için yazmış "Siyasi kariyerimi bir haftada nasıl bitirdim mayısta NETFLIX'te." demiş. Şimdi, siyaseti bizim yapmamız gerekiyor yani biz milletvekiliyiz, halk bize siyaset yapın diye oy vermiş. Bu arkadaşları da atamışlar yani bir güç atamış ama bu arkadaşlar siyaset yapıyor ne hikmetse Mevlüt Bey. Şimdi, ben böyle bir "tweet"i atıp atmadığını sorayım.

Siz mi attınız Veysel Bey bu "tweet"leri? Kim attı bunu?

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Karşılıklı Yönetim Kurulu üyemize soramazsınız Sayın Sertel.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Hayır, kim attı bunu diye.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya ortaya, Sayın Genel Müdürümüze sorunuzu sorun.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Genel Müdür bunlara cevap versin.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tamam yazılı olarak cevap verir şu anda cevap vermezse...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya yazılı olarak cevap vermiyorlar.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tamam verebilir.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yazılı olarak cevap vermiyorlar Sayın Başkan.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Genel Müdürüm yazılı olarak...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Bakın, sorduğum soruların hiçbirine yazılı yanıt alamadım, alamadık yani.

TAMER DAĞLI (Adana) - Anayasa Mahkemesine... Bunun yeri bura değil.

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Varsa bir "tweet"in içerisinde herhangi bir hakaret unsuru, herhangi bir...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Ya, Başkan, hakaret unsurunu bırak, bir kamu görevlisi ya!

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, tamam.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yapma Allah aşkına!

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Genel Müdürüm, konuşur, yanıt...

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani, biz konuşunca siyaset oluyor...

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Doğrudur, doğrudur.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani doğru mu Mevlüt Bey? Allah aşkına, hak etti yani bunu şimdi. Buna "doğru" de yani. Haklıyım değil mi?

MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Doğru diyor. O konuda bir şey demiyorum, doğrudur.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Haklısın, tamam.

Peki, teşekkür ediyorum, sağ olun.