| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün (TRT) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .05.2022 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, öncelikle, ben bandrol ücretlerine gelen zamla ilgili soru sormak istiyorum. Şimdi, TRT bandrol ücretleri artırıldı, dün itibarıyla Cumhurbaşkanı kararıyla artırıldı ücretler. Bandrol ücreti cep telefonlarında yüzde 10'dan yüzde 12'ye çıkarıldı yani yüzde 20'lik bir artış var. Radyolu kulaklık, radyolu koşu bandı ve benzerlerinde yüzde 8'den yüzde 14'e çıkarıldı yani burada da yüzde 75'lik bir artış var. Tablet ve bilgisayarda yüzde 2'den yüzde 4'e çıkarıldı, burada yüzde 100'lük bir artış var. Uydu alıcıları, TV kutularında yüzde 10'dan yüzde 12'ye çıkarıldı, yüzde 20'lik bir artış var. Kara taşıtlarında da yüzde 0,4'ten yüzde 0,8'e bandrol ücretleri zamlandı; yüzde 100. Şimdi, her şeyin yolunda gittiği, ekonominin iyi olduğu bir ülkede bu bandrol ücretlerine zam yapılır mı, yapılmaz mı? Yapılmaz. Demek ki ülkenin ekonomisi problemli. Bu nedenle, ekonomik kriz nedeniyle, bandrol ücretlerine zam yapılıyor. Zammı ben mi yaptım, Cumhuriyet Halk Partisi mi yaptı? Hayır. Bakın, burada, Cumhurbaşkanının imzasıyla Resmî Gazete'de yayınlanıyor ve bandrol ücretleri zamlanıyor. Bunun için "tweet" atacaksanız atın, bunun için "tweet" atacaksanız atın. Vatandaşın cebinden daha fazla para çıkıyor, herkesin cebinden daha fazla para çıkıyor, herkesin cebinden çıkıyor.
AHMET TAN (Kütahya) - Ayar verme notlarından bir tanesi. Ayar veriyor şu an. Siz diyorsunuz ya "Ayar vermeyin."
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, bazı arkadaşlar çok rahat çünkü burada faturalar yükseliyor, zamlanıyor, ediyor; bazıları rahat. Neden rahat? Burada denetlediğimiz kurumların bütçesiyle ilgili bir zarar, bir gelir kaybı vesair bir durum olduğunda kendi cebinden ödemiyor ki, rahat. Bu Kurumun bütçesinin yüz binde 1'i burada denetim yapan bir milletvekilinin kendi cebinden çıkacak olsa burada herkesi ayağa kaldırır ancak öyle bir durum yok, nasılsa vatandaşın cebinden çıksın durumu; bu çok yanlış.
Şimdi, diğer taraftan şöyle bir analiz var, bunun açıklanması lazım yani Kurumun gelir ve gider tablosu değerlendirilirken şu soruların da açıklanması gerekiyor: Kurumun ilan ve reklam gelirlerinin toplam gelirlere oranı 2004 yılında yüzde 34'ken 2020 yılında neden yüzde 7'ye düşüyor? Yüzde 34'ten yüzde 7'ye düşüyor. Bandrol gelirlerinin toplam gelirlere oranı 2004'te yüzde 20,7 iken 2020 yılında neden yüzde 63,6'ya geliyor? Şimdi, arkadaşlar anlatıyorlar, diyorlar ki: "Efendim, biz elektrik faturalarındaki TRT payını kaldırdık, ettik." Tamam, hadi, biz zorladık, zorladık, zorladık; kalktı pay. Peki, bandrol gelirlerinin toplam gelirlere oranını neden yüzde 20'den aldınız da yüzde 63'e çıkardınız? Neden dün Sayın Cumhurbaşkanı bandrol ücretlerine zam yaptı? Bunu da açıklayın yani güya bir yerden bir kalemi çıkaracaksınız -o da bizim zorlamamız, baskımızla- diğer kalemlerin üzerinde zam üstüne zam yapacaksınız, işin o tarafını konuşmayacaksınız. Dolayısıyla işin bu kısmı da oldukça önemli.
Bir diğer konu da bu dijital seferberlik konusu. Bakın, bu konuda ben en başından uyarıyorum: Bu dijital seferberlik işi dijital yolsuzluğa dönüşmesin çünkü bunun dönüştüğü kurumlar var; bir tanesi PTT. PTT beş yıl boyunca 2 milyar evrakın taranması, arşivlenmesi işi için 2 şirketle anlaşıyor, ihale yapmadan sözleşme imzalayıp bugüne kadar 222 milyon lira artı KDV para ödüyor yani toplam 263 milyon lira. Eğer iş sözleşmesi feshedilmese -ki zaten kamuoyuna açıklamalar yaptık ve ben de bu konuyla ilgili suç duyurusunda bulundum ve bu sözleşmeler feshedildi- 500 milyon liranın üzerinde bir ödeme yapılacaktı ve bakın, 263 milyon lira ödeme yapıldı bu dijital arşiv işi için, kurum yetkililerinin yaptığı tek açıklama, verdiği resmî yanıt şu: "Beklenen fayda sağlanamadığı için bu dijital arşiv işiyle ilgili sözleşmeleri feshettik." Beklenen fayda sağlanamadığı için 263 milyon lira büyük çoğunluğuyla çöp oldu gitti, o yüzden diyorum ve suç duyurusunda bulunduk. Yani bu "dijital seferberlik" dediğimiz şey dijital yolsuzluğa dönüşmesin, bu konuyla ilgili mutlaka gerekli tedbirleri alın diyorum.
Diğer taraftan da ben Sayıştay güzellemesi yapmayı da çok doğru bulmuyorum ama Sayıştayı acımasızca eleştirmeyi de doğru bulmuyorum çünkü Sayıştayın bir bulguyu tespit etmesi orada artık o görevi bitirdiği anlamına gelmiyor, bulguyu tespit ediyor, yıllara sâri olarak onun takibini yapacak. Ama KİT Komisyonu olarak biz bir değerlendirme komisyonu değiliz; biz Sayıştayın üzerindeyiz, Sayıştayın tespit ettiği bulguları ibra etmek ya da etmemek kararını biz veriyoruz. Biz denetleyen bir komisyonuyuz, o nedenle sadece bulgu değil Sayıştayın tespit edemediği kısımda da mutlaka konunun içine gireceğiz, araştıracağız, belgeleyeceğiz. Burada, sonuçta, vatandaşlarımızın ödediği vergilerin takibini yapıyoruz, nereye harcandığını araştırıyoruz. Şimdi bu noktada bir örnek vereyim; Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Karayolları Genel Müdürlüğünün Sayıştay raporlarında yer alan şöyle bir bulgu var: "Toplam 9 tane projede 19 milyar liranın üzerinde, ihale usulüyle, 21-b ihale usulüyle -yani sadece belirli şirketlerin davet edildiği ihaleler- yapılıyor ve bunlar usule uygun değil, ihalelerinin iptali gerekiyor." diyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama Sayın Yavuzyılmaz, TRT'yi konuşuyoruz.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Geneli üzerinde konuşacağımıza başka konulara geçiyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hani, Sayıştay güzel bulgu getiriyor, tebrikler falan oluyor ya... E, sonuç, sonuç ne oluyor? Sonuç: Siyasi ağırlıkla bu bulgular bir şekilde görmezden geliniyor. Dolayısıyla, şunu diyeceğim: Yani Sayıştayın arkasına saklanarak işte, "Sayıştay bir tane bulgu getirmiş, 2019 yılıyla ilgili hiçbir bulgu yok, e, bulgu gelmediyse sorun da yok." diyerek biz KİT Komisyonunda görevimizi yapamayız. Ben de o zaman şunu söylüyorum: Cumhurbaşkanı, partili Cumhurbaşkanı mı Türkiye'de? Partili Cumhurbaşkanı. Yani bir yanıyla Cumhurbaşkanlığı görevini yapacak, bir yanıyla AK PARTİ Genel Başkanlığı görevini yapacak. Dolayısıyla, peki, Sayın Cumhurbaşkanının, Cumhurbaşkanlığı Personel ve Prensipler Genel Müdürü, Cumhurbaşkanına hizmet ederken sadece Cumhurbaşkanlığı görevi yönüne mi hizmet edecek yoksa AK PARTİ Genel Başkanı yönüne de hizmet etmek durumunda kalacak mı? Şimdi, bu durumla karşı karşıya kalmış birisini getirip Sayıştay Başkanı yaparsanız, Sayıştayın da üzerine soru işaretini indirirsiniz. Atamasaydınız, daha makul, daha uygun, daha tarafsız olduğu konusunda herkesin itibar ettiği birisini atasaydınız. Yapmadınız, sonra eleştirince de "Bizi neden eleştirdi?" oluyor. Sayıştayın işinize gelmeyen yaptığı bulguları görmezden geliyorsunuz, işinize gelen bulgu olmayınca da -2019 yılı gibi- "Sayıştay bir şey bulmamış ki neyi değerlendirelim?" diyorsunuz. Daha henüz bu Komisyonun görevinin bir değerlendirme Komisyonu değil, denetleme Komisyonu olduğunu görmezden geliyorsunuz.
Teşekkür ediyorum.