| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Radyo Televizyon Kurumu Genel Müdürlüğünün (TRT) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 26 .05.2022 |
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
Ben de mümkün olduğu kadar kısa konuşmaya çalışacağım. Tabii, Atila Bey'le bu Komisyonda herhâlde en uzun görev yapanlardanız, başka arkadaşlar da var.
ZİVER ÖZDEMİR (Batman) - Ben ondan daha fazlayım, ben sekiz yıldır Kamu İktisadi Teşebbüsleri Komisyonunda üyeyim.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Mustafa Bey de var.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Evet, ama son... Mustafa Bey de öyle, doğru.
Ama son dönemlerde olduğu kadar, böyle, özellikle teknik ya da bir kurum üzerinden değil de daha genel siyasi...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ahmet Tan var, Ahmet Tan.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Evet, teyit edecek derken...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Hocam, Sayın Karakaya, ben de 2002'den bu yana Komisyon toplantılarına geçmişte bürokrat olarak katılan ve dört yıldan beri de Başkan olarak...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bu Komisyondakilerin aşağı yukarı tamamı bir şekilde milletvekili olarak veya milletvekili olmadan bürokrat sıfatıyla, bu kurumlarla, KİT Komisyonlarıyla ilgilendiler, bizlerden daha eski olan da şüphesiz ki Sayıştay mensubu arkadaşlarımız. Ama ben son dönemlerde olduğu kadar, genellikle de kurumun alanı ve konusu dışına, raporların dışına çıkılarak işin daha çok siyasi yönüyle değerlendirildiğine de son dönemlerde şahit oluyorum yani bu arkadaşları da bunun için, bunu teyit ya da yanlış mı düşünüyorum diye ifade etmek istemiştim. Tabii, biz, aslında, bu kurumlarda elbette şahıslar yanlış yapabilir, yöneticiler de yanlış yapabilir, eksikleri de olabilir; onları dile getirirken bir yargısız infazda bulunmamamız bizim Komisyonumuzun en önemli taraflarından biri çünkü kimse bize o hakkı vermiyor.
İkincisi, burada çoğu zaman da kurumları itibarsızlaştırıyoruz belki hiç farkına varmadan. Bu da doğru değil yani biz kurumlar burada daha iyi olsunlar ve hizmetleri dolayısıyla bu millete daha iyi hizmet etsinler, katma değer üretsinler derken, aslında, amacımız, niyetimiz farklıyken istemediğimiz durumlara da gelinebiliyor.
Şimdi, denetim konusu elbette tartışılacak. Biz sonuçta bu milletin temsilcileriyiz ve bu milletin kaynaklarını kullanan kurumlardan ve onların yöneticilerinden millet adına -tırnak içinde söylüyorum- bu hesabı sormak durumundayız. Hesap sormak, burada -Kurum Sayıştay, "sayışmak"tan geliyor aslında köken itibarıyla da- Sayıştay üzerinden yapılıyor ve Sayıştay bin yıllık, hatta bin yılı aşkın Türk devlet geleneğini, denetim geleneğini de taşıyıp gelen, Gaznelilerden, Selçuklulardan, Osmanlılardan devlet geleneğini de taşıyıp gelen köklü bir denetim kuruluşumuz yani bunlar böyle rastgele şeyler değil.
Değerli arkadaşlar, Anayasa'mızda Sayıştayla ilgili denetim konusunda 2 maddemiz var. Birincisi 160'ıncı madde. 160'ıncı madde KİT'ler dışındaki daha çok merkezî yönetim idarelerinde olan kuruluşların denetimiyle alakalı, 165'inci madde de KİT'lerle alakalı. 160'ıncı madde, aslında yapılan denetimin Sayıştay tarafından bir hükme bağlanacağını orada emrediyor ya da amir hüküm ama KİT'ler konusuna gelince bunun bir yasayla düzenlenmesi gerektiğini ifade ediyor. Buna bağlı olarak da 3346 sayılı Yasa'yla hem Sayıştayın kuruluşu ve bu yasanın içerisinde de KİT'lerin denetimi hususu alınıyor. Dolayısıyla bu denetimde, KİT'lerin denetiminde bir Grup Başkanı ve -sayı herhâlde değişiyor yanlış hatırlamıyorsam- denetçilerden oluşan bir heyet sürekli olarak -biraz önce de söyledik- Kurumda çalışıyor ve denetim raporunu hazırlıyor.
Yine bu yasa hükmü gereğince, Sayıştayda bir -lütfen yanlış söylüyorsam düzeltin- Sayıştay Rapor Değerlendirme Kurulu var. Bu yasal bir Kurul, bu Kurulda 11 kişi yer alır, o 11 kişiden 2'si de -yine yanlış hatırlamıyorsam- hesap daire başkanlarıdır. Dolayısıyla buraya gelen rapora, o rapordaki öneri, bulgu, eleştirilere Kurulun da cevapları gelir ve denetimi yapan denetçiler dâhil, gelen cevaplar bu Kurulda müzakere edilir ve bu Kurulun müzakeresinin sonucunda çıkan rapor da Türkiye Büyük Millet Meclisine gelir, böyle bir süreç.
Şimdi, bu kurulda hiçbir şeyin yani rastgele "Şu konu gitsin, bu konu gitmesin." şeklinde bir şeyin olması mümkün değil.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O yüzden artık taslak raporlar hazırlanma aşamasında sansürleniyor zaten. Sizin düşündüğünüzü de çözdüler.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, şimdi, buradaki en büyük yanlış, bizim burada başımızı ağrıtan -sizler de zaman zaman belki buna inanarak söylüyorsunuz, siyaseten değil, onu kabul edebilirim inanarak söylediğinizi- zaman zaman "Buraya bir filtreleme yapılıyor, sansürleme yapılıyor." dediğiniz şey. Maalesef -Kurumdan ya da kimseyi zan altında bırakmak istemiyorum- bir şekilde buradaki Komisyon üyelerimize bu raporlar ulaşıyor. Aslında bu raporlar açık raporlar değil. Yani Kurum açısından açık...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayıştay Grup Başkanı da istifa etti bu arada.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya, toparlayalım. Sayıştay çalışma yöntemlerini...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Başkanım, buradaki tartışmaların önemli bir kısmı buradan kaynaklanıyor. Dolayısıyla Sayıştayda 11 kişiden oluşan bir Rapor Değerlendirme Kurulu var ve bu Kurulda yani Sayıştay denetçilerinin Grup Başkanı başkanlığında hazırlanan rapor buraya geliyor, bu doğaldır. Şimdi, bir de işin öbür tarafı var, yanlış anlaşılma olabilir, yanlışlar olabilir. Kurul bu sorulara, eleştirilere cevap veriyor ve cevabı bir üst kurul şeklindeki o kendi yapısı içerisinde bir kurul değerlendiriyor. Bunun üzerine müzakere sonucunda raporun son şekli alınıyor. Hiçbir şey ortadan kaybolmuyor yani oraya gelen müzakerelerin hepsi burada var ama zaman zaman bu tür raporların burada sansür edildiği söyleniyor, değilse zaten bu Rapor Değerlendirme Kuruluna neden ihtiyaç olacak? Olduğu gibi, yazıldığı gibi gelmeye... Buralarda da elbette yanlışlar olabiliyor, bazı hatalı şeyler. Kurum baştan cevabını düzgün vermemiş olabiliyor, eksik kalmış olabiliyor, daha sonra tamamlanabiliyor. Dolayısıyla bunları biz bu kurullarda hem işin o tarafında hem bu tarafında gördük, yaşadık. Buradan bir süzgeçten geçiyor, bu süzgeç de teknik bir kurul, bunu anlatmaya çalışıyorum ama burada sürekli bu Rapor Değerlendirme Kurulundan geçen raporları veya orada rapora alınmayan kısımları dolayısıyla bu Kurulu da sürekli suçlamayı "Yanlış yapılıyor, bir yere tetikçilik yapılıyor." değerlendirmesinin çok doğru olmadığını, bunun Sayıştaya ciddi bir zarar... Bu konuda Sayıştayın çok ciddi bir cevap vermesi gerektiğini de ben düşünüyorum. Bu da kayıtlara girsin.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Özellikle benim sansürlendiğimi belgeleriyle göstersin. Bulgularla ilgili yanıt verirlerse iyi olur.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - O zaman Sayıştayın buna cevap vermesi lazım.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sayın Hocam, son olarak; siz öğretim üyesisiniz aynı zamanda, bir şey sorayım Hocam.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, karşılıklı... Lütfen... Toplantıdan sonra konuşabilirsiniz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Siz bürokratlık da yaptınız, Genel Müdürlük de.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Sertel...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Hiç öyle başka bir partinin genel başkanının aleyhinde "tweet" atmışlığınız oldu mu? Bu durumu nasıl görüyorsunuz? Bu "tweet"i nasıl görüyorsunuz?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Sertel...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Siz gerekli şeyi söylediniz Atila Bey.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Hocam, hoca olarak siz de söyleyin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Atila Bey, ben atmadım.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Yani eski bir bürokrat olarak da...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Niye başkasından destek almak gibi böyle bir tarzınız var? Siz kendiniz görüşlerinizi bildirdiniz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sizden alamayacağım desteği ondan alabilirim, siz tarafsınız.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, toplantı esnasında öyle bir ihtiyacınız mı var?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ben, benimle ilgili kısmını söyleyeyim.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Öyle bir ihtiyacınız mı var?
ATİLA SERTEL (İzmir) - Hayır, Hocam objektif, bazı konularda Hocam objektif.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - E, niye başkasından...
Sayın Karakaya, toparlayalım.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Cevapsız kalmasın.
Ben bir partinin hem Genel Başkan Yardımcısı ve milletvekili olarak da hiçbir partinin genel başkanına doğrudan hiçbir şey yapmadım. O bir siyasi nezakettir yani onu ben...
ATİLA SERTEL (İzmir) - Yapılmaz zaten, ayıp, saygısızlık, büyük terbiyesizlik, gerçekten.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Dolayısıyla, diğer konu, tabii, sizin kendi konunuz.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Teşekkür ediyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki, teşekkür ediyorum Sayın Karakaya.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Teşekkür ediyorum.