KOMİSYON KONUŞMASI

MAHMUT CELADET GAYDALI (Bitlis) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Burada Kocaeli, Bursa ve İstanbul mahallî idarelerine, ileri atık su arıtma tesisi, arıtma çamur işletme tesisi ve bertaraf tesisi ile atık geri kazanım ve bertaraf tesislerinin kurulması sebebiyle altı ay süre veriliyor. Bu süreç içerisinde iş termin planlarını Bakanlığa sunmama durumunda Bakanlığın yaptıracağı belirtiliyor. Maalesef, bu müsilaj belası bizlere çevre anlamında ne kadar az duyarlı olduğumuzu göstermiştir. Fakat burada şöyle bir durum var ki o da belediyelerin sorumluluğunun Bakanlık tarafından resen yaptırılması hususudur. Şimdi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi ya da ilçe belediyelerinin bu tarz tesisleri yapabilme durumu nedir? Ekonomik açıdan yeterli olmayan ve görüldüğü üzere İller Bankası gibi belediyelerin projelerine destek veren bir teşebbüsün ekonomik kaynaklarını genelde iktidar belediyelerine aktardığı bir ortamda bunun hayata geçirilebilme ihtimali nedir? Yani, hem Bakanlık yaptıracak hem ihaleyi yönlendirecek hem de parasını belediye bütçesinden kesecek; ben burada bir samimiyet gözlemleyemiyorum "Sefası bize, cefası size." der gibi bir durum söz konusudur.

Şimdi, bizim önerimiz şudur: Diyelim ki bu tarz tesislerin maliyeti nedir? 10 milyon, 20 milyon her neyse İller Bankası ya da merkezî yönetim bütçesinden doğrudan belediyelere tahsis edilsin, belediyeler bu süreçte gerekli sorumluluklarını yerine getirirken Bakanlık yine denetim yetkisini kullansın. Bakın, bu madde bu hâliyle sorunludur ve belediyelerin yetkisine doğrudan bir müdahale anlamı taşır. Kesinlikle doğrudur, müsilaj sorunu gibi bir sorunu yaşama ya da Marmara Denizi'ni kaybetme gibi bir ihtimalimiz de tahammülümüz de yoktur fakat bu demek değil ki bu süreç iktidar lehine bir manevra alanı olarak değerlendirilsin.

Aynı zamanda, müsilaj, bugünün ya da dünün olayı değil bugüne kadar yaşanan yanlış uygulamaların deniz tarafından bizlere iadesidir. Çevre hususu siyasetüstü olarak değerlendirilip bu maddeyi bu hâliyle Komisyondan geçirmek siyasetin âlâsı demektir.

Diğer bir yandan, iktidara ait belediyeler de neden böyle bir işle uğraşsın ki "Madem Bakanlık resen yaptıracak, buyursun yapsın." derler. Bu durumda da altı ay beklemek anlamsız olur. Mesela Kocaeli Belediyesinden izin alın, hemen başlayın. Neden altı ay bekleme gereği duyuyorsunuz?

Dolayısıyla, iki açıdan da eksik ve sorunlu bir düzenlemedir. Biz durumu bu şekilde değerlendirmeliyiz, belediyeler sorumluluklarını yerine getirmeli, iktidar da belediyelerin bu sorumluluğunu yaparken gerekli kolaylığı sağlamalıdır. Madem konu çevre, o zaman elini taşın altına koymak başta iktidarın görevidir.

Teşekkür ediyorum.