| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 31 .05.2022 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, aslında, burada yani toplantıların başından beri sanki böyle, herkes biraz rol yapıyor gibi geliyor bana çünkü Tarım ve Orman Bakanlığında işler aslında hiç de iyi gitmiyor. Şimdi, nereden anlıyoruz? Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, niye başkalarının davranışını böyle yorumluyorsunuz? Nasıl rol yaptığını niye söylüyorsunuz? Herkes konuşmasını yapıyor yani.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Neden müdahale etmek zorunda hissediyorsunuz?
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Deniz Bey, hepimizi tiyatrocu olmakla suçladınız ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama lütfen, siz konuşanlara tamamen...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Üzerine alınan alınır, alınmayan alınmaz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama sürekli zan altında bırakmak, töhmet altında bırakmak... Olmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kimse kendisini öyle hissetmesin, kimse töhmet altında hissetmesin kendisini.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - E, niye rol yaptığını söylüyorsunuz?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Açıklayacağım.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Çok ayıp ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ayıp bir şey ama ya.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır, dinleyin, ne ayıbı ya?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ayıp, lütfen ya, lütfen ya.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Her şeye müdahale ya, bu nedir ya? Bu kadar, ne yani?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama ortaya "Rol yapıyorsunuz." diyorsun. Ben arkadaşlarımın, üyelerimizin...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sarıbal mı yaptı rolü, kim yaptı?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bak, Sarıbal da konuştu.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - E, tamam, Sarıbal üzerine alınmıyor, siz niye alınıyorsunuz?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama ben üyelerimizin hakkını korumakla yükümlüyüm.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz niye alınıyorsunuz?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tamam da ben sizin hakkınızı...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - İşiniz bizi kesmek ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hayır, sizin hakkınızı korumakla yükümlüyüm.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır, sebebini dinleyin, konuşmam bitince bir görüşünüz varsa ifade edin.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - O zaman, siz de...
SELMAN OĞUZHAN ESER (Karaman) - O zaman sonunda söyleyin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Engel oluyorsunuz yani.
METİN GÜNDOĞDU (Ordu) - Sen konuşmuyorsun ki hakaret ediyorsun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Olmaz ki böyle canım ya, Allah Allah.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Rol yapmak ne demek ya?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Rol yapmak ne demek ya?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ne demek ya?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - E, biz size soruyoruz yani.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz olumsuz bir anlam yükleyip onu düşünüyorsunuz.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Deniz Bey, ben de bir konuşma yaptım, ben teşekkür ettim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Edin.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Şimdi bu vallahi olmadı.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, siz niye üzerinize alınıyorsunuz?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - E, canım, konuşuyor herkes, herkes konuşuyor, niye üzerine alınmasın?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Nevzat Bey eleştirdi, o teşekkür etti...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Allah Allah, yani gerçekten diyorum bak, sansürlüyorsunuz, müdahale ediyorsunuz, olmuyor.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, niye sansürleyelim?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Neyi, hangi gerekçeyle...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, şimdi Sayın Sertel rol mü yaptı, Sayın Sarıbal rol mü yaptı?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Onlar üzerlerine alınmıyorlar.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bir dakika...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Onlar alınmıyor, siz niye alınıyorsunuz?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hayır, üyelerimizin hakkını korumak benim görevim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz niye alınıyorsunuz ya? Üyelerinizden üzerine alınan olursa cevap hakkını kullanır, cevabı verir. Ben neyi, hangi gerekçeyle...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - E, teker teker versinler o zaman.
Sayın Kaşıkçı, üzerinize alındınız mı?
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Alındım efendim, alındım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hayır, bir dakika, bir dakika kardeşim! Ben neyi, hangi gerekçeyle söylediğimi daha açıklamadım ya, böyle bir şey olur mu? Niyet okuyamazsınız.
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - Bir dakika, ben üzerime alınıyorum.
AHMET KAYA (Trabzon) - Arkadaşlar, bir izin verin konuşsun arkadaş.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ne demek ya? Ben hangi gerekçeyle konuştuğumu söyledim mi, ne demek ya?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Türkmen, siz rol mü yaptınız, konuşma yaparken rol mü yaptınız?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Böyle bir şey olur mu ya? Ya, engelliyorsunuz...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya, rol mü yaptınız?
Sayın Sarıbal, rol mü yaptınız?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Allah Allah, siyasi bir mecradayız ya, bu kadar da yani her kelimenin anlamı daraltılmaz yani.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ama siz konuşmalarınızın içerisine bu tür kelimeler serpiştiriyorsunuz, serpiştirerek de buranın insicamını, dengesini ve uyumunu bozuyorsunuz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, beni dinlemediniz, benim milletvekillerini kastettiğimi nereden çıkarıyorsunuz?
LÜTFİ KAŞIKÇI (Hatay) - "Hepiniz." dediniz ya.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Nereden biliyorsunuz? Böyle şey olur mu ya? Allah Allah ya, böyle şey olur mu ya? Bu kadar müdahale olmaz ama yani. Pes ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Yavuzyılmaz, buyurun devam edin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, şimdi, tabii, bu kadar engellemeye rağmen ben yine de konuşayım.
Şimdi, Tarım ve Orman Bakanlığında işler yolunda gitmiyor, açık ve net ortada. Neden? Tarım ve Orman Bakanı görevden affını istemedi mi? Görevden affını istedi. 4 Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı da onunla birlikte ayrılmadı mı, alınmadı mı görevden, hepsi de aynı anda alınmadı mı? Alındı. Ya, burada bir sorun var, yokmuş gibi mi davranalım? Şimdi, bakıyorum buraya... Kaldı ki Sayıştay da Tarım ve Orman Bakanlığı raporunda olumsuz görüş verdi istediği, talep ettiği bilgilerin şeffaf bir şekilde kendine verilmediğiyle ilgili olarak ve ben de KİT Komisyonu üyesi olarak suç duyurusunda bulundum, arkasından da görevden af istemeler, görevden alınmalar... Dolayısıyla burada, aslında, hiç de normal olmayan koşullar altında Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı olan kuruluşların denetimini yapıyoruz.
Şimdi bakıyorum ben, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) Sait Kocabay Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Vekili; vekâleten, vekâleten görevde. Şimdi gelelim ikinciye: Yine Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı -bugün denetleyeceğiz- Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi; Hasan Gezginç, Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdür Vekili, vekâleten. Bitmedi, güya Et ve Süt Kurumunun Genel Müdür Vekili Mustafa Kayhan; o da güya Genel Müdür Vekili, Yönetim Kurulunda bile değil. Arkadaşlar, ne oluyor, tarım böyle mi yönetilecek? Vekâleten görevlendirmeler, yeni göreve gelmeler.
Şimdi, Tarım ve Orman Bakan Yardımcılarına bakıyorum, öncekiler de aynıydı, şimdikiler de aynı. 4 Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı var. Biraz önce ifade edildi, Türkiye'nin ormanları cayır cayır yanıyor. Yandıktan sonra fidan dikeceğiz tabii, daha da fazla dikelim ama bir tilki, tavşan, sincap dikemezsiniz, orada yok olan o habitat kadar hızlı bir habitat tesis edemezsiniz. Bu ormanların yanmasına engel olmaktır Orman Genel Müdürünün asli görevi; öncelikli görevi budur, engel olmak, tedbirler almaktır, bunları sağlamaktır. Eğer bir ülkedeki orman yangınları geçtiğimiz yıllarla kıyaslandığında aşırı derecede büyük bir yükseliş içindeyse bu orman yangınının yayıldığı alanın genişliği hesap edildiğinde burada bir tedbirsizlik, burada bir görevin gereğini yerine getirmeme vardır.
Şimdi, bakalım, 4 Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı var, 4'ü de şu anda Yüksek Komiserler Kurulu üyesi. Şimdi, burada bilen bilmeyen arkadaşlar vardır "Yüksek Komiserler Kurulu" deyince... Yani adının içinde bir "yüksek" kelimesi var yani hani, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu vardı eskiden, öyle yüksek yani yüksek, önemli. "Komiserler" diyoruz, "komiserler" deyince ne demek? Hani, kolluk kuvvetleri, iç güvenlik vesaire, onun gibi bir anlamı mı var acaba? Hayır, o da yok. "Yüksek Komiserler Kurulu" demek at yarışları ve müşterek bahisleri düzenleyen, safkan İngiliz ve Arap atlarının soy kütüklerini inceleyen, bu konuda çalışmalar yapan bir Kurul.
Şimdi, ben bunu soru olarak da yönelteyim: Yani 4 Bakan Yardımcısının 4'ünün de bu Kurulda olması bir zorunluluk mu yani böyle bir şart mı var? Niye 4'ünün de 4'ü orada ve neden oraya 4'ü de mesai harcamak zorunda? Tarım ve Orman Bakanlığında liyakatli kadrolar mı yok? Orada bu görevleri ifa etsinler, Yüksek Komiserler Kurulunda yer alsınlar, böyle bir durum. Şimdi, bunlar normal değil ve dolayısıyla da ben de sormak durumundayım: TİGEM'in Yönetim Kurulunda yer alan üyelerin -Yönetim Kurulu Başkanının, Genel Müdür Vekilinin, vesaire- aylık maaşları nedir, ücret nedir, ikramiye alıyorlar mı? Başka bir kamu görevleri var mı, varsa buralardan ne kadar maaş, ücret, vesaire temin ediyorlar? Özel sektörde görevleri var mı -bunu da sormak durumundayım çünkü bunun olduğunu da şahit olduk, o yüzden soruyorum- buradan elde ettiği gelirler var mı, varsa neler? Yine, toplantıya eşlik ettiği için Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı da burada, ben kendilerine de soruyorum: Kendilerinin Yüksek Komiserler Kurulu dışında bir başka kamu görevi var mı, özel sektör görevi var mı? Yüksek Komiserler Kurulundan ne kadar ücret alıyorlar, hangi koşullarda alıyorlar? Toplantı başı mı, aylık mı ve toplantı başı ücreti ne kadar, aylık ne kadar oradan gelir geliyor? Ve 4 Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı aslında bu orman yangınlarıyla ilgilenmesi gerekirken, bunlara tedbir alması gerekirken, Türkiye'de tarım bitmişken, bütün mesaisini yirmi dört saat buraya vermesi gerekirken hangi özelliklere sahipler ki Tarım ve Orman Bakanlığındaki diğer bürokratlar Yüksek Komiserler Kurulunda görev alamıyor, kendileri görev alıyor? Bunun da kendilerinden açıklanması istiyorum.
Şimdi, konusu açıldı, burada Tarım ve Orman Bakanlığıyla ilgili birkaç boyut konuşuldu; Orman Genel Müdürlüğü konusu vesaire, bunun gibi. Ben de özellikle Milli Parklar Genel Müdürü konusunda iki cümle söyleyeceğim. Milli Parklar Genel Müdürünün neler yaptığını biliyor musunuz? Bakın, Milli Parkların uzun devreli gelişme planlarındaki mutlak koruma bölgelerinin statülerini değiştirdiler ve Kumlubük ve Cennet Adası'ında, bu alanı aslında imara yani yapılaşmayı artırıp burayı açtılar. Bu doğal güzelliği olan ve ülkede aslında tapusu kimin adına kayıtlı olursa olsun hepimize miras bırakılan bu doğal güzellikleri âdeta bazı yerlere kanalize eden tedbirler aldılar. Lütfen inceleyin; burada büyük bir rant görüyoruz, çalışıyoruz, bu konuyla ilgili belgeleri toplamaya da devam ediyoruz. Bizden önce siz gereğini yapın ve bu uzun devreli gelişim planlarında yapılan hatayı tekrar değişiklik yapmak suretiyle düzeltin, buradan bir rant çıkmasın. Bunun arkasında çok değişik yapılanmalar olduğunu biz tespit ettik.
Bunun dışında, ben Kuruma -dediğim gibi- vekâleten üst düzey yöneticiler atandığında Kurum adına çok üzülüyorum yani çünkü gelen ve karar alıcıların kendilerini kalıcı hissetmeleri lazım yani sürekli koltuğa oturmadan, biraz oturup "Ha kalktım, ha kalkacağım." şeklinde bir durumla ki muhtemelen büyük bir baskı ve rekabet alanı var ki orada oraya bir türlü atanamıyor. Bu koşullarda bir Genel Müdürün ne yapacağına öz güvenli bir şekilde karar vermesi de çok zor. Özellikle Tarım ve Orman Bakanlığı konusunda AK PARTİ kırmızı alarm veriyor yeterli kadrom yok şeklinde veya içeride büyük bir çatışma var şeklinde bir sinyal veriyor, benim genel analizim bu noktada. Bunların dışında da çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Teşekkür ediyorum.