| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketinin, 2020 yılına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 31 .05.2022 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Hoş geldiniz.
Sunumunuzda şöyle diyorsunuz: "Ülkemiz ekolojisinde üretilemeyen veya üretimi yetersiz kalan tarımsal ürünlerin yurt dışına..." Ülkemiz ekolojisinde üretilemeyen ürünler ne örneğin, neler var? Bunu doğrusu merak ediyorum. Yani bizde üretilemeyip Sudan'da üretilecek olan ne gibi ürünler var? Onu merak ederek, sorarak başlıyorum.
Sonra diyorsunuz ki bu konuda, bulgu 1'de; bu önemli sunumunuzda da söylüyorsunuz, itiraf var: 5 Eylül 2018'de faaliyete başlıyor bu şirket, Türk Sudan Uluslararası Tarım ve Hayvancılık Anonim Şirketi; ismi bayağı cakalı ama dört senedir de hiçbir şey yok. "'Arazi versin bize Sudan.' dedik, arazi de yok; verilen arazi de tarıma uygun değil." diyorsunuz; bunların hepsi sunumunuzda var. E, arazi yok, arazi veren yok, Sudan'da hükûmet yok ama biz oraya belli bir miktar para yatırmışız, faaliyete başlamışız, işte Yönetim Kurulu kurmuşuz; Yönetim Kurulu üyeleri üretim olmamasına, işte dört senedir arazi olmamasına rağmen, maşallah, hepsi maaşlarını alıyorlar, hiçbir sıkıntı yok. Daha ortada tarla yok, biz neden bahsediyoruz bilmiyorum yani neyi anlatıyorsunuz, pek anlamıyorum.
Şimdi, 12.500 hektar alanda bir çiftlik kurulacak, bunun Türk girişimcilere açılması öngörülecek; sonra, yüzde 20'si Sudan, yüzde 80'i Türkiye olarak belirtilecek, "uzatılabilir otuz beş yıllık bir kiralama dönemi" denilecek ve bunun dört yılı boşa gidecek. Dört yıldır, bize taahhüt edilen arazi verilmiyor, dolasıyla da üretime başlanamıyor.
Şimdi, bu proje için Türkiye Cumhuriyeti toplamda ne kadar harcama yaptı? Acaba bu Sudan'a yapacağımız harcamayı Türkiye'deki tarımsal desteğe harcasaydık daha mı doğru olurdu? Yani kim dedi "Gidin, Sudan'da arazi tutun." diye? Ben gerçekten akıl sır erdiremiyorum, nasıl olur? Siyasal istikrarın olmadığı ve iç çatışmaların sürdüğü bir ülkede, hükûmetlerin kurulamadığı bir ülkede kiminle ne anlaşma yapıyorsunuz? Biriyle yaptığınız anlaşmayı öbürü rahatlıkla bozabilir, kabul etmeyebilir; istikrar olmayan bir ülke. Taahhüt ettiği araziyi vermediği takdirde siz ne yaptınız ya da ne yapmayı düşünüyorsunuz? Yani diyorsunuz ki: "Biz Sudan'dan araziyi istedik, bize verecekler inşallah." İnşallah, maşallah, devam ediyoruz yani böyle bu. Anlaşmanın tek taraflı feshi sizce mümkün mü? Yani anlaşma bizim tarafımızdan ya da Sudan tarafından bozulursa bunun tazminat hükümleri var mı? Böyle bir durumda biz mi zarara gireceğiz; onlar mı bize tazminat ödeyecek, biz mi tazminat ödeyeceğiz? Buna ilişkin bu sözleşmenin ana maddelerini açıklamanız lazım bize. Bu Hükûmet, yeni kurulan Sudan Hükûmeti bu araziyi şimdi verse dahi burada üretime ne kadar sürede geçersiniz ve ne ekersiniz, ne biçersiniz? Orada ekilen biçilenin Türkiye'ye ne hayrı dokunur?
Bana bunları ister yazılı verin ister sözlü verin isterseniz hiç vermeyin çünkü bir umutsuzluk, kötü bir durum var; o kötü durum devam edecek gibi geliyor bana yani çözümsüzlük var. Bu çözümü bir an önce bulmak lazım ya da bu şirketi kapatıp en azından Yönetim Kurulu üyelerinin maaşlarını durdurmak lazım; Türkiye'ye bunun hayrı o olabilir yani bu da bir yöntemdir. Boşu boşuna burada zaman harcamayın, TİGEM'in asli görevine dönülsün ve TİGEM bu işleri yapsın diyorum.
Teşekkür ederim.