KOMİSYON KONUŞMASI

ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Teşekkür ederim Sayın Başkan. Aslında teklifle ilişkili eleştiriler belirli yerlerde toplanıyor ve teklifin yapılma biçiminden -gerekçe bize açıklarken- en azından bahsetmiştim. Bu teklif perşembe günü el altından dağıtıldı, cuma sabahı sisteme girebildi. Bir eksiğim varsa düzeltsinler, ben sistemde bulamadım, birileri bana teklifi gönderdi. Ben, Milletvekili olarak, bu Komisyonun üyesi olarak bu teklifi sistemde göremedim ama farklı kanallardan bana milletvekillerimizin imzasıyla -birinci, ikinci imza yani- teklifin asıl PDF hâli ulaştırıldı; bu tabii çok üzücü. Görüyoruz ki muhalefet burada kesinlikle dinlenmiyor, bunu net bir şekilde yaşadık. Sonra dört günlük hızlı bir süreç -tabii biraz önce söyledim, 7 yasayı, yanlış saymadıysam- 7 farklı yasayı ilgilendiren bir teklif, tam Adalet Kalkınma Partisinin iş yapma biçimiyle bir torba kanun. İçinde basının düzenlenmesi var, sosyal medyanın düzenlenmesi var, ana başlığı dezenformasyonla mücadele ama işte ne dezenformasyon tanımı doğru yapılmış ne de "post-truth" meselesiyle ilgili bir gerçeklik var yani hakikat üstü meseleyle ilgili bir tanımlama var; daha iyiye değil daha kötüye götürecek bir tanımlama yapılmış teklifte ve buradaki asıl sorunumuz ne? Basınla ilgili düzenleme var, basın temsilcilerini dinlemiyoruz, akademiyi dinlemiyoruz, kullanıcıları dinlemiyoruz, servis veren platformları dinlemiyoruz. Önce yasayı bütün çerçevesine oturtmuş bazı siyasetçiler ve bazı bürokratlar, eminim, Komisyon Başkanımızı bile şaşırttı bu yasanın buraya gelmesi çünkü bugün 2 toplantı yaptı Komisyonumuz, bizim planımız aslında bugün Aile Bakanını dinlemekti ama öğleden sonra tekrar toplanmak zorunda kaldık. Böyle, sadece saraydan şekillenen sonrasında da bazı siyasetçilerin -tekrar ediyorum- bazı bürokratların bilgisine sunulan ama sivil toplumun, kurumların, sendikaların, meslek örgütlerinin, siyasetçilerin dinlenmediği bir teklif var ve bu yasa yapma biçimiyle bu Mecliste yüzlerce yasa geçti ve düzeltmekten artık hepimiz yorulduk.

Yine aynı şekilde, biraz önce Kaboğlu Hocam bahsetti, bütün partilerin desteğiyle Dijital Mecralar Komisyonunun 2020 yılının Temmuz ayında kurulması kararı alındı. Hep birlikte anlattık, dedik ki: "Gelin, bakın, bu yasayı çalışalım yaz boyunca, biz hazırız, Meclis tatil olacak ama biz muhalefet olarak hazırız, çalışalım, doğru bir yasa çıkaralım." Sadece "Temsilcilik açtıracağız." demek ya da işte "Kolektif hafızada unutulma hakkını ön plana çıkaracağız." demekle olmuyor. Bütün detaylarına kadar çalışalım, yoksa bu uygulanabilir olmaz. "Lütfen, hep birlikte bu teklifi bütün paydaşlarla paylaşalım." dedik, geldiğimiz noktada "Temsilcilikler açıldı ama hayalet temsilcilikler oldu, yeniden düzenleyelim." "Daha sıkıştık siyaseten, daha çok veriye, bilgiye ihtiyacımız var, daha büyük cezalar getirelim." "İnternet basınını düzenliyoruz ama basın kuruluşlarını yok sayalım..."

Yine, OTT ürünleriyle ilgili başlıklar var, tamamen çerçevesi açık, şebeke üstü ürünlerle ilgili başlıklar. "Burada büyük soru işaretlerine yol açalım..." Aslında temasında bu, muhalefeti susturmaya yönelik bir yasa olarak gündeme geliyor ama yine dediğim gibi, Komisyon kurulmuşken Komisyonda görüşülmeden, sadece Adalet Komisyonunda hızlı bir şekilde görüşülerek sonra da Meclisten geçirilerek -ki o gün de noktasına, virgülüne pek dokunulmadan sadece teknik olarak uygulanamayacak birkaç maddesi değiştirilerek Meclise getirildi- yasalaştı. İçinden geçtiğimiz iki yıl bize gösterdi ki ortak aklı kullanmayan iktidarın önümüzdeki iki yılda da bize yeni yasalar getireceğinin örneği olarak yasa tekrar bugün düzenlenmek üzere gündemimizde. Bu defa üzerinde dünyanın konuştuğu, evet, bir dezenformasyon meselesi var.

Yine, Avrupa Birliğinde kullanılan Dijital Servis Yasası, burada özellikle gündem yapılmış durumda ve deniliyor ki: "Biz çalışmayı yaparken burayı temel alıyoruz." Buradaki çalışma iki yıla yakın sürmüş bir çalışma ve bütün paydaşlarıyla paylaşılıp hâlâ son metni, Sayın Başkanım, ortaya çıkmamış bir çalışma. Onun için uygulamasıyla ilgili de 1 Ocak 2024 gibi bir öneri var; bizim taslağımızda tabii, geneli üzerinde konuşurken bunu ayrıntılı olarak değerlendireceğim. 1 Ocak 2023 gibi bir hedef var, bu aceleyi de anlamıyoruz ve şunu istiyoruz biz, diyoruz ki: "Bir alt komisyon kuralım, hepimiz temsilcilerimizi verelim, nasıl 18 toplantı yaptık ve paydaşları dinlediysek yine daha farklı grupları da dinleyerek... Mesela, biz internet medyasıyla ilgili henüz çalışamamıştık, o çerçevede bir çalışmamız tam anlamıyla olmamıştı, onları dinleyelim, sendikaları dinleyelim, cemiyetleri dinleyelim. Bununla birlikte platformları dinleyelim, çekinceleri ne acaba, bu yasalara bakışlarında çekinceleri ne? Yine, Bilgisayar Mühendisleri Odası gibi, Elektrik Mühendisleri Odası gibi kurumları dinleyelim ki bugün davet ettik. Alternatif dernekleri dinleyelim, bizim belki adını bile bilmediğimiz kuruluşlar var, akademide bu konuda çalışma yapan çok saygın hukukçularımız var, çok saygın teknik yöneticilerimiz var, teknik eğitmenlerimiz var; bunları dinleyelim ve bunun doğrultusunda yasayı oluşturalım ve tekrar bu yasayı Meclis gündemine getirmek zorunda kalmayalım, Komisyonumuz gündemine getirmek zorunda kalmayalım. Bizim alt komisyon kurulmasıyla ilgili gerekçemiz ve isteğimiz burada şekilleniyor.

Teşekkür ederim.