| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) (Tali komisyon) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .06.2022 |
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Dondurmayı yedik, sanırım herkes biraz rahatladı, sakinledi. Gecenin ilerleyen saatleri ve teşekkür ederiz.
Şimdi şöyle: Biz burada alanında uzman olan birçok arkadaşı dinledik. Sanırım hepsini ben burada görüyorum, Gazeteciler Cemiyeti vardı, diğer illerden gelen arkadaşlar vardı. Hiçbiriyle tanışmıyoruz, en azından HDP'li olsalardı hemen böyle mimlenirlerdi, biz söyleyince başka bir şey oluyor ama Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Gazeteciler Sendikası, Parlamento Basın Mensupları Derneği vesaire vesaire; herkesin söylediği ortak bir şey var, diyorlar ki: "Bu yasa sansür yasasıdır." Şimdi, bu yasa sansür yasasıdır. Sayın Başkan...
BAŞKAN HÜSEYİN YAYMAN - Buyurun.
GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Bu yasa eğer sansür yasasıysa... Şimdi, bu yasaya biz de sansür yasası diyoruz; mesleğin, alanın temsilcileri de sansür yasası diyor. Konuşanların hiçbirinden bunu çelen "Hayır, çok iyi bir yasa ya, nerede kaldınız, kırk yıldır bunu bekliyordum, iyi ki de getirdiniz." diyen birini duymadık; herkes diyor ki: "Bu özgürlüklerin kısıtlanmasıdır." Şimdi, siz de iyi bir şey yapmışsınız, alanın bütün temsilcilerini çağırmışsınız, hakkaniyetli ve demokratik davranmışsınız. O zaman bu hakkaniyetli ve demokratik davranışın bir sonuca dönüşmesi gerekmez mi? Buradaki önerilerin hemen hızlı bir şekilde önergelerle teklif sahiplerinin "Ya, bir dakika, bu kadar değerlendirme oldu, bu kadar insan değerlendirme yaptı, kurum değerlendirme yaptı; biz teklif metnimizi en azından yarına kadar çekiyoruz. Bütün bu öneriler ışığında, bütün bu değerlendirmeler ışığında tekrar değerlendirerek yarın yeniden, daha demokratik bir şekilde önerilerle zenginleştirip getireceğiz." denilmesi gerekmez mi? Denmiyor.
Demek ki Sayın Başkan, tam da bizim ifade ettiğimiz gibi bu yasa, aslında kamu güvenliğini değil AKP'nin iktidarını koruma yasasıdır, seçim sathımailine girmişken toplumun artan itirazını bastırma yasasıdır, toplumu nefessiz bırakma yasasıdır, bir istibdat yasasıdır. Bunu biz söylemiyoruz, biz söyleyince bizi yaftalıyorsunuz. Ha, biz zaten söylüyoruz da her düzeyde söyleriz ama bakın, alanın temsilcileri söylüyor. Bize itimat etmiyor musunuz, en azından gazetecilere, alanında, mesleğinde yıllarını vermiş insanlara itimat edin bu ülkenin iyiliği, esenliği için söz kurdular; en azından onların sözüne değer verin.
İkinci bir şey: Şimdi ben devlet memurluğu yaptım, şimdi devlet memuru basına bile konuşamaz yani basın kartını niye alıyor ki? Yani enformasyon biriminde çalışıyorsa gidip bir enformasyon birimi kurarsınız dersiniz ki: Devletin şöyle bir enformasyon birimi vardır, bir de onun bir enformasyon kartı olur her birimin bir kartı olduğu gibi. Şimdi buna getirip basın kartı vermenin ve bunu da mesleğin içerisine enformasyonu basının bir parçasıymış, gazeteciliğin bir parçasıymış gibi dâhil etmenin kendisi hukuksal olarak da etik olarak da problemlidir. Bunun onun için tamamen çıkarılması gerekiyor.