ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Öncelikle, 2004 yılında, aslında mülki amirden alınıp AB uyumu çerçevesinde cumhuriyet başsavcılığına verilmiş bu yetkiler, şimdi tekrar bir düzenlemeye gidiliyor ve -Tuncay Bey'in de biraz önce bahsettiği gibi- iş yükü bahane ediliyor. Ben sormak isterim: Cumhuriyet savcılıklarının bütün taşra teşkilatları var, daha güçlü bir yapılanması var Türkiye'nin dört bir yanında.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - O konuda ihtisası var.

ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Ama Basın İlan Kurumunun -bilmiyorsam söyleyin- 81 ilde, 973 ilçede teşkilat yapılanması mı var? Bu kadar güçlü mü? Bir yargı yapılanması kadar güçlü mü ki bunda iş yükü yaratan iş, öbüründe iş yükü yaratmayacak ya da karşılanacak? Tahminim, Basın İlan Kurumunun -böyle bir tesisi var mıdır, yok mudur- böyle bir iş yükünün oluşacağını zannetmem.

Diğer taraftan, tabii, bir de şöyle bir durum söz konusu: Yine savcıların kendi vicdanına kalmış bir karar mekanizması var artık Türkiye'de, ne kadar siyasallaşsa da ama Basın İlan Kurumunun taraflılığı da açık, ortaya çıkmış durumda. Bugün Basın İlan Kurumu bu kadar tarafgirken, özellikle de bu tavrını her fırsatta ortaya koyarken, vermiş olduğu ilan kesmelerde, diğer uygulamalarda ortaya koyarken bunu internet medya kuruluşlarının üstünde bir baskı unsuru, onları zapturapt altına almak, muhalif sesleri kısmak için kullanmayacakları noktasında da hiçbir garanti yok.

Bu çerçevede, biz, bu kanun teklifinin 4'üncü maddesinin kanun teklifinden çıkarılmasını, mevcut durumun sürdürülmesini öneriyoruz.