AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Estağfurullah.

Sizinle şöyle bir anlaşmaya varalım: Buraya getirdiğimiz arkadaşlardan uygun bulduğunuz başkanları çağırın, bu basın kartı işini halledelim. Bakın, bu, geleceğin işi. Benim görüşlerimi ciddiye almayabilirsiniz, ben Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekiliyim, ben taraflı olabilirim ama arkadaşlarımızla oturup bu konuyla ilgili çalışırsanız biz bu maddeyle ilgili bütün çekincelerimizi geri çekeriz; sorun çözüme kavuşsun.

Şimdi, burada yaşadığımız şey aslında bir dram yani şurada memur arkadaşlar ile bizim aramızda yaşanan yani kamu görevlisi arkadaşlar ile bizim aramızda yaşanan şey bir dram. Biz mesleğimizi kurtarmaya çalışıyoruz, onlar başka bir şey istiyorlar. Bunu siz anladınız. Yasa yapıcının hakem rolü vardır, yasa yapıcının tarih önünde sorumluluğu vardır. Sizler bu sorumluluğa ve yasa yapıcılık gücüne sahipsiniz, lütfen arkadaşları çağırıp düzenleyelim. Biz bunları burada tekrar tekrar anlatmakla bir yere ulaşamayız yani.

FETİ YILDIZ (İstanbul) - Bizden kötü bir şey çıkacağını umuyor musunuz, öyle şey olur mu?

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Efendim, ben size hakikati anlatmaya çalışıyorum. Siz uzmanı değilsiniz. Basın kartları konusunda böyle bir çürümenin farkında mısınız?

FETİ YILDIZ (İstanbul) - Elbette değiliz.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Bakın, biz size bir farkındalık yaratmaya çalışıyoruz.

FETİ YILDIZ (İstanbul) - Bunu konuşalım.

AHMET TUNCAY ÖZKAN (İzmir) - Siz bunu halledersiniz efendim.

Teşekkür ederim.