ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Başkanım, tekrar ifade edeyim. Biz İletişim Başkanlığı tarafından verilmesi noktasındaki çekincelerimizi anlatırken tam da bu sebeple bu çekincelerimizi anlatıyorduk çünkü tarafgir bir tutum olacağı çerçevesinde buraya bir komisyon süsü verilmiş. Bundan önceki yönetmelikte şöyleydi: Hepsi, medya örgütlerindeki bütün görevlendirmeler İletişim Başkanı tarafından belirleniyordu, şimdi 9 üyenin 5'i İletişim Başkanı tarafından belirleniyor yani Komisyonun bağımsız karar almasından değil, kamu otoritesinden etkilenmesi durumu tekrar ortaya çıkmış oluyor.

Bir de eski yönetmelikteki asıl Komisyonun kararının bir de İletişim Başkanının onayına sunulması da aslında bu Komisyonun kurulmasını anlamsızlaştırıyor yani Komisyon ne karar alırsa alsın, kararın Başkan reddettiği anda bir anlamı olmadığı ortaya çıkıyor, bu da bu işin tarafsız ve bağımsız yapılamayacağını, iktidara yakın medya mensuplarının, burada basın kartı isteği olanların kayrılacağını gösteriyor.

Bir de bir not olarak, yine, şöyle maddeleri okuduğumda şunu gördüm: Aslında Ankara'da çok yoğun bir şekilde toplanmış durumda bu meslek örgütleri, güçlü bir şekilde yer alıyorlar. Burada "en çok üye" kısmında belki bazı örgütler ön plana çıkarılmaya çalışılıyor ama özünde Ankara'da kümelenmiş olan ve tarihsel birikimi olan meslek örgütleri de işin dışında tutulmuş, buna da bir düzenleme yapılması gerekiyor ama biz tekrar vurgulamak isteriz ki biz bu görevi İletişim Başkanlığının yapmasını doğru bulmuyoruz. Bunun da gerçekliği aslında Komisyonu kurma kararında da ortada. 9 kişilik kurulan bir komisyonun 5 üyesini belirleyen bir İletişim Başkanı var ama o 5 üyeye bile güvenmiyor, bakın, seçtiği 5 üyeye bile güvenmiyor, diyor ki: "Benim belirlediğim o 5 üyenin aldığı kararı da ben onaylayacağım ancak o zaman olur." Buradan tarafsız, bağımsız bir karar çıkmaz; sadece kamu otoritesinin baskısı altına alınmış medya mensuplarına basın kartı alabilme fırsatı çıkar.

Teşekkür ediyorum.