| Komisyon Adı | : | DİJİTAL MECRALAR KOMİSYONU |
| Konu | : | Basın Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi (2/4471) (Tali komisyon) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 01 .06.2022 |
ONURSAL ADIGÜZEL (İstanbul) - Ben de sadece ek olarak söyleyeceğim, Abdullah Bey de, Tuncay Başkanım da söyledi bant daraltma işte "Biz, sizlere reklam alma yasağı vereceğiz." gibi söylemler sadece bu firmaları değil aynı zamanda kendi vatandaşını da cezalandırmak; birinci seviyede bunu söylemek isterim çünkü bu platformları çok daha masumane şekilde kullanan insanlar var.
Bir de mesela, reklam yasağı diyoruz ama bu dijital dünyada bunlar da farklı şekilde zor. Mesela, biri Hollandalı ajansla anlaştı, atıyorum oradan verdi reklamı. Ne yapacaksınız? O zaman ona bir vergi memuru gönderip "Sen buraya, buradan bir reklam vermişsin." diye ceza mı keseceksiniz? Çünkü platformu burada engelleyemediniz, dedi ki: "Türkiye'den almadım ben bu reklamı -işte atıyorum- Coca Cola, bilmem neresi verdi bana bu reklamı. Ben de bunu Türkiye'deki müşterime gösterdim." Aslında uygulanabilme noktasında da çok kolay görülmüyor. Şunu diyebilirsiniz tabii: "Bu reklam Türkiye'de de görüldü, bunu demek ki sen vermişsin." diyerek devlet gücüyle o firmaya gidebilirsiniz belki ama onun dışında çok uygulanabilir de görülmüyor baktığımız zaman, bu kadar sert başlıklar. Tabii, bu diz çöktürme çabası mıdır? Özellikle seçime giderken sosyal medya şirketlerine "Sen, burada, ya bizim istediğimizi yaparsın ya da Türkiye'de sana yaşam hakkı vermeyiz." çabası mıdır? Bunu da seçim öncesi son bir yılda yapıldığı için özellikle vurgulamak isterim.
Bir de özellikle, bu temsilcilerin sorumluluğunun da bu kadar genişletilmesi temsilci olacak kişiler için de bir korku olacaktır diye düşünüyorum. Şimdi, arkadaşlarımız karşıda, onlara da sormak isterdim; bu şartlarda kimse gelip temsilci olmak ister mi? Türk vatandaşı olmasını da istiyoruz. Çok kolay görünmüyor. Geçmiş dönemlerden de deneyimlerimiz var, bazı şirketlerin Türkiye'de yaşayan temsilcileri vardı, o gerginlik ortamında kaçarak Türkiye'yi terk ettiler, Türkiye'de yaşayan Türk temsilcileri vardı, onu da söyleyeyim, bir yanlış anlaşılma olmasın. Bu kadar sert ve sorumluluk yükleyen bir iş ki sonuçta onlar da milyar dolarlık bir şirketin binlerce çalışanından biri olarak Türkiye sorumlusu olarak görünecekler. Bu kadar sorumluluğu da onlara yüklemek ne kadar doğru? Onu da düşünmek gerektiğini düşünüyorum, hele de bir Türk vatandaşına yüklemenin de ne kadar doğru olduğunu bir değerlendirmemiz gerektiğini düşünüyorum.
Teşekkür ediyorum.