| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Vakıflar Bankası TAO'nun Türk Anonim Ortaklığının 2020 yılına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 02 .06.2022 |
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, benim ilk sorum şu: Hamza Yerlikaya, millî güreşçimiz, dünyada bizleri gururlandıran birçok başarısı var. Ben şunu sormak istiyorum: Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank Yönetim Kurulunda ne işi vardı? Yani neden?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Sporu geliştirmek için.
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Vakıflar Bankasının voleybol takımı var, dünyadaki başarılarıyla iftihar ediyoruz. Olmaz mı?
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Spor Bakan Yardımcısı...
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Arkadaşlar, bir izin verelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yani KİT Komisyonunda bu konuyla dalga geçebilmeniz gerçekten ne kadar acı!
POLAT TÜRKMEN (Zonguldak) - Dalga geçmiyoruz, doğruyu söylüyoruz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank Yönetim Kurulunda olmaması gerekiyordu. Neye dayanarak söylüyorum? Yetenekleri, aldığı eğitim, sektör tecrübesi, kamu kaynağıyla yönetilen, mevduat toplayan ve bu doğrultuda kredi veren bu kadar önemli bir bankanın mutlaka profesyonel eller tarafından, liyakatli bir şekilde yönetilmesi gerekiyor. Şimdi, bir yandan, bu alanda üst düzey eğitim almış birisi Yönetim Kurulunda yer alırken... Siz, kendi içinizden bu konuda en fazla eğitim alıp bilgi birikime sahip olan kişiyi koyun, karşısına da Hamza Yerlikaya'yı koyun yani bu Yönetim Kurulunun özelliklerinin arasında bu kadar uçurum olması açıklanabilir bir durum değil. Şimdi, bu, Vakıfbankta işlerin aslında iyi gitmediğini, Vakıfbankın yönetiminin müdahale altında olduğunu gösteren bir durum. Şimdi, "İşte, KİT Komisyonunda olaylara siyasi yönden bakmayalım etmeyelim." Ama ben başka bir neden göremiyorum yani Hamza Yerlikaya'nın Vakıfbank Yönetim Kurulunda bulunmasıyla ilgili başkaca bir neden göremiyorum.
Şimdi, diğer taraftan, Vakıfbank Yönetim Kurulu üyeleri... Doktor Cemil Ragıp Ertem, Cumhurbaşkanının ekonomi danışmanı ve Türkiye'de yeni geçtiğimiz Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemine göre, Cumhurbaşkanı aynı zamanda şu anda bir siyasi partinin de Genel Başkanı yani AK PARTİ Genel Başkanı, kendisinin ekonomi danışmanı Vakıfbankın Yönetim Kurulu üyesi. Sayın Abdülkadir Aksu, herkesçe malum, AK PARTİ'li eski Bakan. Doktor Adnan Ertem, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı, yine AK PARTİ. Haydar Kemal Kurt, AK PARTİ eski Milletvekili; Isparta, değil mi? Sadık Yakut, Meclis Başkan Vekiliydi kendisi, AK PARTİ eski Milletvekili; Kayseri, değil mi Vekilim? Şimdi, durum bu. Yani burada siyaset konuşmayacağım da ben şimdi ne konuşacağım? Yani siyaset de konuşacağım tabii yani teknik değerlendirme de yapacağım ama siyasi yönünü de konuşmak durumundayım.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Siyaset ayıp değil ki. Siyaset ayıpmış gibi konuşuyorsunuz. Siyaset yapıyoruz zaten.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, güzel.
Şimdi, dolayısıyla, bu noktada... Olsaydı da Cemil Ragıp Ertem Bey kendisine sorsaydık yani acaba, bu "Faiz sebep, enflasyon sonuç." fikrini veren ekonomi danışmanı kendisi mi, onu bir öğrenseydik. Kur korumalı mevduat hesabıyla ilgili öneriyi getiren kendisi mi, ne düşünüyor? Vakıfbankı tüm bu olan biten arasında nereye koyuyor, bunu sorsaydık çünkü böyle bir görevi de var.
AHMET TAN (Kütahya) - Yazılı sorabilirsiniz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Dolayısıyla, bir bürokrat birden çok yerde görev aldığında sadece bir kurumun içindeki görev alanının içinde sınırlı kalamıyor bizim de denetimimiz çünkü Vakıfbankın Yönetim Kuruluyla ilgili harcaması gereken mesainin bir bölümünü de bir başka görevde veya başkaca çeşitli görevlerde harcıyorlar. Ben bu zamanın takibini de yapmaktan sorumlu olduğum için, bu zamanın takibini yaparken o yönetim kurulu başka hangi kurum, kuruluş veya özel şirketlerde nereye mesai harcıyorsa onu da mümkün olduğunca inceliyorum.
Şimdi, bir diğer konu, en başta sormuştum, tekrar üzerinden bir geçmek istiyorum: Sayın Adnan Ertem, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakan Yardımcısı, on iki yıldır Vakıfbank Yönetim Kurulunda, on iki yıl. Yani biraz daha devam ederse böyle herhâlde buradan da emekli olacak. Şimdi, on iki yıldır devam eden bu sürecin içinde, Genel Kurul toplantılarından sonra yayınlanan Genel Kurul kararlarında üç yıl için görev yapabileceğinden hareketle, bu görevin sonunda tekrar görev aldığına dair, yeniden seçildiğine dair bir karar yok. Şimdi, nasıl devam ediyor bu göreve? Şahin Uğur, o da 9 Haziran 2017'den bu zamana Yönetim Kurulu üyesi ve Hasan Türe, o da Denetim Kurulu üyesi o tarihten itibaren. Orada da yeniden seçildiklerine dair böyle bir karar yok. Yani buna ne engel var da niye bu süreç uygulanmıyor? Bunu sizden açıklamanızı istiyorum. Aynı zamanda da bu tip bankalarda, kamu bankalarında bu kadar uzun süre yönetim kurulunda kalabilmek, on iki yıl boyunca... Gerçekten, onu da bilmiyorum, eşi benzeri çok var mı; varsa örneklerini siz biraz sonra açıklarsınız.
Diğer taraftan, kamu bankalarının yani Ziraat Bankası, Halkbank ve Vakıfbankın 2019, 2020, 2021 yılı kârları kıyaslandığında Vakıfbank nerede duruyor? Bunu ve kâr oranı diğerleriyle kıyaslandığındaki tutarın içinde bulunduğu durumu nasıl açıklıyorsunuz? Bu konuyla ilgili sizden bilgi istiyorum. Yani 2019, 2020, 2021 yılı net kârını aynı zamanda soruyorum.
Vakıflar Bankası Taşıt Kanunu'ndan muaf mı? Muaf bildiğim kadarıyla. 233 sayılı Taşıt Kanunu...
KEMAL ÇELİK (Antalya) - 237 sayılı.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Evet, düzeltiyorum, 237 sayılı Taşıt Kanunu çünkü 233 sayılı Kamu İktisadi Teşebbüsleriyle İlgili Kanun.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Kanun Hükmünde Kararname.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Kanun Hükmünde Kararname, evet.
Şimdi, muaf mı? Çünkü Ziraat Bankası şöyle bir yöntem izliyor: Araçları kiralıyor, daha sonra, kendisi Taşıt Kanunu'ndan muaf olduğu için Taşıt Kanunu'ndan muaf olmayan devlet kurumlarına, bakanlıklara kendisi üzerinden görevlendirmeyle birlikte araç tahsisi yapıyor ve makam aracı atıyor yani böyle bir arka yol oluşmuş durumda. Şimdi, hani bizim şuna bir karar vermemiz lazım: Yani kurumlar olarak kanunlara uyacak mıyız, uymayacak mıyız? Farklı bir koşul değiştiğinde, o koşulu da gerekçe göstererek, siyasi saikler de dâhil olmak üzere, o kanunların arkasından dolaşacak kapıları açıp oradan geçip dolaşacak mıyız, dolaşmayacak mıyız? Ya, karar verelim, eğer bu yapılacaksa bütün vatandaşlara bunun ilan edilmesi lazım. Vatandaşlarımız niye bütün bu kural ve kanunlara o zaman uymak zorunda? Böyle bir durum. Ha, devlet kurumlarının kuruluş ve şirketlerinde görev alan bürokratlar eğer bu arka kapıları kullanıyorsa -kimse kusura bakmasın- o arka kapıyı açtığında eğer biz de KİT Komisyonu üyeleri olarak o kapıyı tam açarken elinden tutup da "Hop kardeşim! Nereye gidiyorsun, ne yapıyorsun, niye sen bu kanunu esnetmeye çalışıyorsun? Arkadan dolaşıyorsun, bu usulsüzdür, kanunsuzdur." dediğimiz zaman da o zaman kimse kusura bakmayacak. Eğer ülkede ekonomik kriz varsa... Ki, inkâr ediliyor ekonomik kriz yıllardan beri, biz söylüyoruz "Ekonomik kriz var." diye. Yani AK PARTİ ekonomik krizi kabul etti mi ki biraz önce Vakıf Gayrimenkul Yatırım Ortaklığındaki fiyat farkının ödenmesi makul karşılanıyor? Kabul etti mi? Ettiniz o zaman.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Bizim adımıza konuşmayın.
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Bunun AK PARTİ'yle bir ilgisi yok ki. Niye AK PARTİ'ye götürüyorsun. Bana da "CHP'ye götürüyorsun." diyorlar.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, devam edin, buyurun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, bu arka yollar, kanunsuzluklar, usulsüzlükler; bizim denetim alanımız bu. Yoksa ben de biliyorum, Vakıfbankın tarihini açar, şuradan okurum, sonunda da teşekkür ederim ve herkes buradan memnun bir şekilde ayrılır ama konu bu değil, bu şekilde bir denetim yapmaktan bahsetmiyoruz.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Tarihinden bahseden benim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, diğer taraftan...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bugünkü mali tablolardan bahseden benim.
Deniz Bey...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Müdahale ediyor.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Müdahale değil.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Edebiliyor mu?
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Evet, tarihine baktım, teşekkür ettim, bugünün mali tablolarını da okudum.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Tamam.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Neye bakacaksınız? Mali tabloya bakmayacaksınız, Sayıştaydan gelen rapora bakmayacaksınız da neye bakacaksınız, dedikoduya mı bakacaksınız?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya, ben size söz vereceğim.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ayıp ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Deniz Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, ben dedim ki açacağım...
KEMAL ÇELİK (Antalya) - Başarılıysa sıkıntı.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Çelik, dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - ...Vakıfbankın tarihini okuyacağım, "tarihi" dedim, değil mi? "Hesapları" demedim, tarihî okuyup sonunda teşekkür edip kapatmayı biliyorum dedim.
Şimdi, Sayın Mevlüt Karakaya, sizi itham ettiğimi söyleyerek beni itham ettiniz ve etmedim, tutanakta da belli, aynen de tekrar ettim, benden özür dileyin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Siz herkesi itham ediyorsunuz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Benden özür dileyin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Benden özür dileyin.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ne? Sizin özür dilemeniz lazım bu Komisyondan.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben hesaplarla ilgili bir şey demedim.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Kaç kere üzeri kapalı uyardım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama konu...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Daha başlar başlamaz yolsuzluktan bahsediyorsunuz, yanlışlıktan bahsediyorsunuz, kendinizi hâkim, savcı yerine koyuyorsunuz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya, söz vereyim size.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ona onun tavrıyla cevap vermek lazım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ama Sayın Mevlüt Karakaya'nın...
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Ciddiye alıp da cevap verme ya!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, bir dakika arkadaşlar...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Kaç gündür... Dün aynı şeyi yaptınız, ondan önceki gün toplantıdan çekildiniz, burada karar var.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sizin istediğiniz gibi mi yapayım?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya, söz vereceğim.
Buyurun Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, madem Sayın Mevlüt Karakaya durduk yere üstüne alındı, durduk yere, onu söyledi, üzerine alınabileceği bir şey söyleyeyim bari bir yere varsın. Kendisi Vakıfbankla ilgili güzelleme yaparken dedi ki: "Bankalar, kamu bankalarının ne güzel, iç denetim birimleri de var, öyle de denetleniyorlar." Dedi mi, demedi mi? Dedi. Eğer Sayıştay raporlarını okumuş olsaydı, Vakıf Gayrimenkul Değerleme Anonim Şirketinin 2020 yılı Sayıştay Denetim Raporu'nda şöyle bir bulgu olduğunu da görecekti: Vakıf Gayrimenkul Değerleme A.Ş.'de iç kontrol sisteminin ve iç denetim biriminin bulunmaması...
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Alakası yok ki bankayla.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Hani vardı?
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Alakası yok ki bankayla, alakası yok ki. Bankayı söyledi o, iştiraki söylemedi ki.
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Canım, o iştirak, banka ayrı iştirak ayrı ama ya! Banka ayrı.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Deniz Bey, Deniz Bey! Bakın, finansal... Bir şeyi bilin o zaman!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, çevir kazı yanmasın ya!
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - Sen çevirip çevirip...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bağırırsanız bağırarak cevap veririm.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Bakın, cahilliğinizi... Kusura bakmayın.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Karakaya...
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Ama burası önemli Başkanım.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, ben söz vereceğim zaten.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Peki, o zaman.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, siz kestiniz! Bu ne ya!
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Sayın Yavuzyılmaz, yanlış şeyler söylüyorsunuz!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, devam edin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben iştiraklerle ilgili bir şey mi dedim ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, devam edin! Ben söz vereceğim.
MEVLÜT KARAKAYA (Ankara) - Eksiğinizi söyleyeceğim.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tamam, buyurun, devam edelim ve toparlayalım,
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Şimdi, tekrar söylüyorum, yani duymayanlar duysun.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Süre doldu, toparlayın.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bu kadar müdahaleye kusura bakmayın.
Şöyle, ben tekrar söylüyorum, ben dedim ki: Kitabı açar ben de tarihçesini okurum Vakıfbankın, sonunda da teşekkür ederim dedim. Ben hesaplarla ilgili değerlendirme yapan kimseyi kastetmedim, açık ve net. Yani şeker mi düşüyor, karın mı acıkıyor, ne bu sinir? Anlamıyorum. Benim konum o değil, o yüzden de boş yere celallenmeye de gerek yok, ne kadar ses yükselirse biz de yükseltiriz.
Benim sorum şu: Taşıtlarla ilgili kaç tane Vakıfbankta makam aracı var? Kaç tane araç tahsisi yapıldı? Araçlar hangi model, marka ve yılda? Hangi bakanlıklara veya kişilere, hangi yolla tahsis edildi?
SÜLEYMAN KARAMAN (Erzincan) - Makam aracı olmaz Vakıflarda.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Dinleyelim, dinleyelim.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Diğer taraftan, kamu görevi, mevcut Yönetim Kurulunda yer alan Yönetim Kurulu üyelerinin kamuda başka görevleri var mı? Özel olarak özel şirketlerde, o özel sektörde görevleri var mı? Yönetim Kurulu Başkanı, Yönetim Kurulu üyeleri ve Genel Müdürün maaş, prim, ikramiye, huzur hakkı, kâr payı -bunları bilerek teker teker soruyorum, bir kavram kargaşası olup da yanıtı unutulmasın diye- bunlar nelerdir?
Diğer bir konu Vakıfbank Spor Kulübüyle ilgili. Gurur duyuyoruz, destekliyoruz, mutlaka şeffaf bir şekilde, yani tüm sponsorluk anlaşmaları ve süreçleri çok şeffaf bir şekilde yürütülmelidir. Ancak arkadaşlara da şu noktada katılıyorum: Yani bizim hedeflediğimiz tek şey de başarı değil. Yani başarılı sonuç almak, evet, bir hedef ama tek hedef değil. Aynı zamanda da Türk sporunun geliştirilebilmesi için amatör sporculara mutlaka destek olunması gerekiyor.
Şimdi, aynı zamanda kuruma ait şu anda kaç gayrimenkul var, bunların değerlemesi itibarıyla toplam değeri nedir? 2019, 2020, 2021 ve -güncel olarak- 2022 yılı olarak sizden talep ediyorum.
Şimdi, son nokta: Bu da biraz önce ifade ettiğimiz Vakıfbank Gayrimenkul Yatırım Ortaklığındaki bu fiyat farkının ödenmesiyle ilgili konu. Bakın, hiçbir şirket Türkiye Cumhuriyeti devletinden daha büyük değildir, Türkiye Cumhuriyeti devletinin kanunlarından daha büyük değildir. Kanunsuz bir şekilde, usulsüz bir şekilde fiyat farkı ödemesi yapılamaz. Yani bir şirket gelip diyorsa size "Ben ya işi sonlandırırım burada veya bana fiyat farkı vererek bu işe ancak devam ederim." diye bir dayatma yapıyorsa, Yönetim Kurulunun oturup imzaladığı sözleşme ne ise, hukuka uygun olarak, o doğrultuda, kanunlara uygun bir karar alması icap eder. O şirketin adı ne olursa olsun, sade bir vatandaşın kurduğu küçücük sermayeli bir şirket dâhi olsa, ona eşit yaklaşmak durumundadır o noktada ve gerekiyorsa teminatını yakar, işi fesheder, tekrar ihaleye götürür, Türkiye'de on binlerce inşaat şirketi var, onların yarım bıraktığı işi yapabilecek kabiliyette olan.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Tamamlayalım Sayın Yavuzyılmaz, toparlayalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ve onları da kamu ihalelerinden yasaklı hâle getirir. Eğer bu yapılmazsa, eğer Sayıştay bunu yazdığı hâlde bir alt komisyondan bu üst komisyona çıkmazsa...
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Aynı şeyleri biraz önce de konuştunuz, toparlayalım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, içeriğe niye müdahale ediyorsunuz?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ederim, Başkanım ben.
AHMET TAN (Kütahya) - Brezilya dizilerini geçti ya, dinlediğimizi bir daha dinliyoruz ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, Başkanım ben ya! Aynı şeyi biraz önce on dakika konuştunuz, aynı konuda on dakika konuştunuz Sayın Yavuzyılmaz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sıkıldıysanız çıkın.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Bu nasıl bir üslup!
AHMET TAN (Kütahya) - Öyle şey mi olur ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Saçmalama! Saçmalama ya! Lütfen saçmalama ya!
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - Sen çık!
AHMET TAN (Kütahya) - Haddini bil, haddini bil!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Haddini bil ya! Haddini bil ya! Sen çık! Haddini bil ya!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O zaman fiyat farkı 50 milyonu sen öde kardeşim! Vatandaş niye ödüyor?
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Sen öde! Sen hâkim misin?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sen hâkim misin?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sarayı inşa etmiş müteahhide ayrıcalık sağlanmış, bu kadar açık, net.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Konuşmanı bitir, süren dolmak üzere.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayıştay burada bak, burada yazmış. Ben mi yazdım bu bulguyu? Sayıştay yazmış.
AHMET TAN (Kütahya) - Ya, sabaha kadar dinleyecek miyiz seni, aynı şeyleri ya? Git biraz Zonguldak'a, orada konuş kardeşim!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Konuşmanı bitir lütfen.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Konuşmanı bitir kardeşim!
(Gürültüler)
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben ciddiyim arkadaş, ben suç duyurusunda bulunmuşum. Böyle bir şey olur mu ya?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Peki, tamam.
Peki, teşekkür ediyorum.
TAMER DAĞLI (ADANA) - Suç duyurusunda bulunduysanız bitti.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Böyle keserseniz ben de müdahale ederim. Hepsi müdahale ediyor, ben de ederim.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Evet, buyurun, istediğiniz kadar edin, edin. Niye geriyorsunuz yani? Her şeyi geriyorsunuz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Biri kendi üstüne alınır, öteki avukatlığını yapıyor; ne güzel iş ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Allah aşkına, bir tane... Sayın Yavuzyılmaz, bir tane bugüne kadar bir öneri sundunuz mu? "Şunu şöyle yaptınız ama şunu daha iyi yapsanız nasıl olur?" diye bir tane öneriniz var mı Allah aşkına ya bugüne kadar?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ya, şu usulsüzlük yapılmasın diyorum ya.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ya, bu konuda demiyorum, genel anlamda söylüyorum ya! Allah aşkına bir tane öneri sunun ya! Bir tane öneri sunun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Her konuda var, her konuda sundum. Söylüyorum, bir dakika, söylüyorum; siz de arkasından özür dilersiniz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Kim özür dileyecek?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Söyleyeyim isterseniz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Nereden özür dileyecek?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben kurumlarla zaten çözüm, öneri ve projeleri hayata geçiriyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Hangi... Nereden geçiriyorsun? Burada mı geçiriyorsun, başka yerde mi geçiriyorsun? Bilmiyoruz yani biz de bilelim.
Peki, teşekkür ediyorum.
Sayın Zeybek, buyurun, söz sizde.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Söylüyorum: Türkiye'de dalga enerjisinden elektrik üretilmesiyle ilgili projeyi hayata geçiriyoruz. Tamam mı? Oldu mu?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ben duymadım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Öğrendiniz şimdi.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Ben duymadım, duymadım.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Duydunuz şimdi.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Duymadım.
Buyurun Sayın Zeybek.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Böyle üslup olur mu ya?
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Zeybek.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Tebrik ediyoruz, tebrik ederiz.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz dalga geçin ya, siz dalga geçin. Millet de size gereken cevabı o sandıkta verecek.
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - Yirmi seneden beri...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Yirmi sene bitti, bitti işte, bitti.
YAVUZ SUBAŞI (Balıkesir) - Seneye de göreceğiz, göreceğiz.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Gördük, gördük, geçmişi de biliyoruz.
Buyurun Sayın Zeybek.
Konuşmayacak mısınız Sayın Zeybek? Söz almıyor musunuz?
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Usulsüz fiyat farkı ve 50 milyon lira vatandaşın cebinden, burada bana laf yetiştir!
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Ya, oturun yerinize ya! yeter ya!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Okudun mu, okudun mu? Sayıştay raporunu okudun mu? Al Sayıştay raporunu, al!
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Ya, yeter ya!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Laf yetiştireceğinize buyurun alın, okuyun. Al, oku!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Yavuzyılmaz, şov yapma, şov yapma! Bak, şov yapıyorsun, hem çekiyorsunuz kameraya hem şov yapıyorsun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Çekmiyorum hiçbir şey, ben çekmiyorum.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - E, bak, arkadaşlar çekiyor, arkadaşlar çekiyor, şov yapıyorsun.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - O parayı tahsil etmeniz lazım, edin tahsil.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bakın, şov yapıyorsun, bu şekilde davranarak...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Siz dalga geçer gibi oturum yönetirseniz aynı şekilde cevap veririm.
(Gürültüler)
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Saçmalama ya! Ayıp oluyor yani. Haddini aşıyorsun ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Bak...
AHMET TAN (Kütahya) - Aynı şeyleri dinliyoruz bir saattir, söyleyeceğinizi söyleyin, çekilin kenara ya!
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Buyurun Sayın Zeybek...
KEMAL ZEYBEK (Samsun) - Sayın Başkan, teşekkür ediyorum.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Mikrofon senin değil ki bu kadar.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Bak, siz istediğiniz zaman konuşuyorsunuz, bak, ne güzel, söz almadan konuşuyorsunuz, hem de Başkanın yanında.
BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Sayın Şatıroğlu, Sayın Subaşı, tamam, yeter!
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Ben konuşunca sorun oluyor.
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Burada en çok konuşan sensin.
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sen niye konuşuyorsun?
NEVZAT ŞATIROĞLU (İstanbul) - Ya, bak...
DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Çünkü siz dert etmiyorsunuz ki... Ben vatandaş adına tepki gösteriyorum.