| Komisyon Adı | : | PLAN VE BÜTÇE KOMİSYONU |
| Konu | : | Erzurum Milletvekili İbrahim Aydemir, İstanbul Milletvekili Abdullah Güler ve 61 Milletvekilinin; İstanbul Finans Merkezi Kanunu Teklifi (2/4478) |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 08 .06.2022 |
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Teşekkür ederim.
Değerli arkadaşlar, bu İstanbul Finans Merkeziyle ilgili yasal düzenlemeyi konuşuyoruz. Bu saate kadar konuşan arkadaşlarımız çok önemli şeyler söylediler, onlara teşekkür ediyorum; muhalefet sözcülerinin söylediklerine tabii, iktidar partisi sözcüleri fazla bir şey söylemediler.
Şimdi, değerli arkadaşlarım, finans merkezi niye kurulur, tanımı nedir? Zaten kanunun genel gerekçesinde bunlar kitaplardan alınmış ve buraya yazılmış, Sayın Aydemir de bunları söyledi bize, anlattı. Yani birkaç amacımız var: İşte, finansa ihtiyaç var ama bir de finans üzerinden bir sürü para işleri dönüyor, kâr dönüyor, buradan biz de pay alalım; o nedenle kendi doğal olarak kurulamıyor, kanun çıkararak...
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - Aydemir olarak beni mi kastediyorsunuz Sayın Vekilim?
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayır, İbrahim Aydemir'i kastettim. Öyle değil mi, yanlış mı söyledim?
UĞUR AYDEMİR (Manisa) - "Aydemir" deyince "Fazla bir şey söylemedi deyince..." Ben konuşmadım zaten, beni kastediyorsanız...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Buralardan kâr da amaçlanıyor. Nitekim, ne kadar katkı sağlayacağıyla ilgili rakamlar verildi. Bu rakamların nasıl hesaplandığıyla ilgili bir şey söylenmedi tabii. Şimdi, finans kapitalizm "Bundan da kâr alacağız." deniliyor.
Değerli arkadaşlarım, bir defa "Biz vergi muafiyetleri getiriyoruz. Damga vergisi de almayacağız, şunları da yapmayacağız ve buraya insanlar gelecek." Bu çok gerçekçi bir şey değil. Yani bir ülkeye dışarıdan -dışarıdan sermaye gelmesi amaçlanıyor değil mi?- sermaye gelecekse yatırımcı, finans sermayesi ya da başka şekilde yatırımcı gelecekse bunun şartları bellidir; bunun da en önemlisi hukuk devleti ve ondan da önemlisi istikrar arkadaşlar. Yani biz bugün burada bunları konuşurken sanıyorum dolar kurunda yüzde 2,5 -euro ne kadar bilmiyorum- değer kaybı oldu. Niye oldu? Bir defa buna bakmak lazım yani bunun üzerine bir akıl yürütmedikten sonra, finans merkezi falan kuruyoruz, kendimizi kandırmaktan başka bir anlamı yoktur.
Türkiye'de çok ciddi bir borç yükü var değerli arkadaşlar, artık borç çevirememe noktasına doğru geldik. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde ilk defa, ödediğimiz faiz miktarları aldığımız borçlardaki anaparayı geçmiş durumda. Dış borçlarda da çok ciddi problemler var; 500 milyar dolarlara gelen borçlarda. Onlar hadi bir şekilde çevriliyor ama 181 milyar dolar, 182 milyar dolar bir sene içinde ödeyeceğimiz borç, bir de 60 milyara doğru giden cari açık var; topladığınız zaman 240 milyar dolar -diğer yükümlülükleri bir tarafa bırakıyoruz, KÖİ'de, şuradan buradan gelen- paraya ihtiyaç var ve böyle bir para yok. Zaten sizin kuru kontrol etmek için önce 128 milyar dolar, daha sonra kuru baskılamak için çıkarmış olduğunuz ve "Bizim buluşumuz." diye takdim ettiğiniz, anlattığınız kur korumalı mevduata rağmen -şu anda rakamları bilmiyoruz, hiçbir şey açıklamıyorsunuz ama- 40-50 milyar dolar civarında para harcandığı söyleniyor. Biraz önce arkadaşlarımız ifade ettiler, şu anda Türkiye'nin CDS yani kredi alma puanı 730'larda ki işte, bilmiyorum, Venezuela'dan Maduro geliyormuş, bugünlerde Cumhurbaşkanımıza -bugün mü yarın mı?- misafir olacakmış onlarınki bu kadar, böyle başka ülke var mı bilemiyorum.
Şimdi, böyle bir ortamda biz bu ekonomik risklerle yani ciddi risklerle karşı karşıyayız, bir de buna jeopolitik riskler eklenmiş bir şeydeyiz arkadaşlar. Kuzeyimizde, işte, savaş var, Yunanlılarla bir şey var. Ayrıca, Sayın Cumhurbaşkanı terörle mücadele için çok gereklidir diye güneyde sınır ötesi bir operasyona yani bir savaşa gireceğimizi ilan etti. Çok büyük, yani sadece PKK, PYD'yle falan savaş anlamına gelmiyor bu, onlara karşı operasyon yapmak anlamına gelmiyor; herkes biliyor ki orada İran var, orada Amerika var, orada Rusya var, çok daha önemlisi artık üç sene, beş sene önceki gibi değil Suriye yönetimi, Suriye yönetimi var orada, askerleri var falan... Bu şekilde jeopolitik risklerin de son derece arttığı bir ortamda Türkiye'nin finans merkezini konuşuyoruz, finans merkeziyle ilgili kanun çıkarıyoruz. Bunu bir defa bilelim, bunun altını güzel bir şekilde çizelim. Ama Sayın Cumhurbaşkanı, sayın yönetim, her şey normalmiş gibi buraya finans merkezi kanun teklifini gönderiyorlar, öbür taraftan da bunlar hiç yokmuş gibi, işte, her yerde bağırıyor çağırıyor, milletin yarısına ağza alınmayacak hakaretlerde bulunuyor arkadaşlar. Yani bir basın mensubuna, bir gazetenin mutfağına düşse işte, "S..." diye nitelemelerde bulunuyor. Niye? Kime, milletin yarısına. Değerli arkadaşlarım, Gezi olayları dediğimiz olaylara ya da Gezi gösterilerine resmî rakamlara, devletin İçişleri Bakanlığının rakamlarına göre 4 milyon insan katıldı. Biz katıldık değerli arkadaşlarım. Ben çocuklarımla, eşimle beraber gittim. Bu lafı iade ediyorum Sayın Cumhurbaşkanına değerli arkadaşlar. Eşimle, çocuklarımla gittim.