KOMİSYON KONUŞMASI

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir önceki oturumda maalesef tatsız bir tartışma yaşadık ve şunu öncelikle ifade etmek isterim, Türkiye demokratik bir ülkedir. Demokrasiyi tabii ki daha da geliştirmemiz gerekir, standartlarını yükseltmemiz gerekir ama uzun bir demokratik tecrübeye sahip olan bir ülkedeyiz. Burada çeşitli partiler var, farklı alanlarda elbette partilerin farklı düşünceleri gayet doğaldır, öyle olmasa herhâlde tek bir parti olurdu. Dolayısıyla farklı tercihler, farklı politikalar, farklı görüşler gayet doğaldır; ona hiçbirimizin bir diyeceği yok. İktidarda olan partileri de muhalefetin eleştirmesine hiçbir sözümüz yok, elbette ki eleştiri de olacaktır. Eleştiri ayrıca faydalıdır, eksikleri ortaya koyar, ülkenin daha ileriye gitmesine hizmet eder; bunda da hiçbir problemimiz yok. Tek bir nokta var, o da usul ve üslup meselesi. Her türlü eleştiri belli bir usul içinde, belli bir üslupla ifade edilebilir. Ben bu Meclisin bütün üyelerinin de bu yeterliliğe sahip olduğunu düşünüyorum. Her birimiz fikirlerimizi, eleştirilerimizi belli bir üslupla, belli bir usul dairesinde ifade edebiliriz. Böyle de yapmamız demokrasimize, ülkemize en büyük katkıyı sağlayacaktır diye de inanıyorum. İnsanız, Zaman zaman duygusallaşabiliriz, duygusal ifadelerde bulunabiliriz; bu da insanlığın bir parçası ama bunu aklileştirmek, meşrulaştırmak, savunmak da doğru bir şey değil; bunun da üzerinde durmak isterim.

Bir önceki oturumda Sayın Bekaroğlu'nun bazı ifadeleri oldu, ben de İç Tüzük gereğince bunlara müdahale etmek durumunda kaldım; keşke olmasaydı. Hangi ifadeleri dikkatimi çekti? Tutanağı da istedim, tutanağın bir kısmı geldi doğrusu, tamamı henüz gelmedi ama gelen kısımlarıyla ilgili söyleyeceğim iki husus var; bir tanesi, Cumhurbaşkanımızın, ülkemizin savaşa gireceğini ilan ettiğini ifade ediyor.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Ona itiraz etmedim ben.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Türkiye savaşa girmiyor, sınırlarının ötesinde ülkesinin güvenliğini sağlamaya dönük bir operasyon yapıyor daha önce de yaptığı gibi. Hiçbir ülkenin toprağında gözü yok ülkemizin; 85 milyon nüfusumuzun güvenliğini sağlamak, gelen mültecileri durdurmak, kendi ülkelerinde güvenli ortamda yaşamalarını sağlamak, insanımızın güvenliğini sağlamak için bu mücadeleyi yürütüyor. Siz buna karşı olabilirsiniz, fikir ifade edebilirsiniz ama buna "savaş" diyemezsiniz, böyle bir savaş söz konusu değil. Terör örgütleriyle savaş olmaz, onlara operasyonlar yapılır, onlarla mücadele edilir. Biz de DEAŞ, PKK, diğer bütün terör örgütleriyle mücadele etmeye devam edeceğiz, kesinlikle bir savaş söz konusu değil; onun altını çizmek isterim.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Bu, usulle ilgili bir konu değil.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Diğer taraftan, "temiz ve yaralayıcı bir dil kullanmama" çerçevesinde söylüyorum, böyle bir ifade bizim Meclisimizde önergelere geldiği zaman önergelerden Meclis Başkanlığımız çıkarıyor Değerli Başkanım. Yani ben de bir Komisyon Başkanı olarak bunu hatırlatmak durumundayım.

Diğer taraftansa Cumhurbaşkanımıza dönük hiçbir şekilde tasvip edemeyeceğimiz hakaretamiz ifadeler kullanıldı burada.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İftira ediyorsun Başkanım.

BÜLENT KUŞOĞLU (Ankara) - Mesela, ne var Başkanım?

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cumhurbaşkanımıza eleştiri...

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İftira ediyorsun.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Bir dinlemeyi öğrenin, bir dinlemeyi öğrenin, bir dinleyin, size de söz vereceğim şimdi.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - İftira etme, böyle bir hakkın yok.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Tutanaklarda okumaktan bile utanacağım ifadeler var.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Neden utanacaksın? Oku, utanılacak şey başka.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Cumhurbaşkanı veya başka bir siyasiye elbette eleştiriler yöneltilebilir, elbette tasvip edilmeyen politikalar ortaya konabilir, buna hiçbir diyeceğimiz yok ama belli bir dönemde, kime söylendiği belli olan bir hususu sanki milletin yarısı kastediliyormuş gibi, kendiniz de kastediliyormuş gibi ortaya koymanız hiçbir şekilde doğru değil, hiçbir şekilde doğru değil. O süreçte Cumhurbaşkanımıza, ailesine edilen küfürleri, yapılan hakaretleri de hepimiz hatırlıyoruz. Çevre amacıyla sokaklara çıkanlara elbette saygımız var, hiçbir diyeceğimiz yok. Demokrasi için mücadele edenlere de hiçbir itirazımız yok ama yapılan Vandallıkları, duvarlara yazılan küfürleri, hakaretleri de herhâlde unutmadık, hepimiz o günleri hatırlıyoruz, o yaşananların bu ülkeye neler kaybettirdiğini de hatırlıyoruz. Meşru hükûmeti gayrimeşru yollarla devirmeye çalışan gruplar kim olurlarsa olsunlar antidemokratiklerdir, çevreyle de hiçbir alakaları yoktur. Çevre gibi, demokrasi gibi kavramları kötüye kullanan, suistimal eden, bunlar üzerinden ülkede bir kargaşalık çıkarmaya çalışan ve seçilmiş hükûmeti başka yollarla devirmeye çalışan gruplardır, buna bütün siyasi partilerin ortak tavır alması gerekir; bu, sadece bir partinin meselesi de değildir. O süreçten sonra takip eden dönemlerde neler yaşadığımızı hep birlikte biliyoruz. Dolayısıyla bu konularda da bunu ifade etmek isterim. Sizi temiz ve yaralayıcı olmayan bir dil kullanmaya davet ediyorum.

Son olarak, bu tutanaklar henüz gelmedi ama şahsıma yönelik olarak da söylediğiniz bir ifade oldu, ona da bir cevap vermek isterim. Yedi yıldan fazla Bakanlık yaptım ben ve hiçbir görevi istemedim, talep etmedim. Verilen görevleri de şerefimle, elimden geldiğince iyi bir şekilde yapmaya çalıştım. Bugün de Plan ve Bütçe Komisyonu Başkanı olmaktan onur duyuyorum, şeref duyuyorum; hiçbir beklentim, başka da bir amacım, hedefim yoktur. Ama siz, bana az önce bir iftirada bulundunuz, böyle bir makam hevesiyle size itiraz ettiğimi söylediniz. Bu konuda da hiçbir şekilde söylemlerinizi tasvip etmediğimi ve şahsıma dönük bir hakaret olarak gördüğümü de ifade etmek isterim. Daha da fazla uzatmak istemiyorum, tutanaklara bu görüşlerimin geçmesi için ifade ettim.

Şimdi dört dakika kullanmıştınız, geriye altı dakikanız kalmıştı.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Hayır, hayır, ben bunlara cevap vereceğim. Dört dakikadan sonra konuşmam ayrı bir konu, bunlara cevap ayrı bir konu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun, cevabınızı dinleyelim.