KOMİSYON KONUŞMASI

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Teşekkür ederim.

Sayın Başkan, değerli milletvekili arkadaşlarım, sivil toplum örgütlerinin değerli temsilcileri; sözlerime başlarken hepinize en içten sevgi ve saygılarımı sunuyorum.

Tabii, önemli bir yasal düzenlemeyi görüşüyoruz, sağlık çalışanlarına yönelik ve sağlık çalışanlarının yıllardır beklemiş olduğu bir düzenlemeyi konuşuyoruz. Biliyorsunuz, 1 Aralık 2021 tarihli teklifte tabipler ve diş tabipleri için bir düzenleme vardı, orada anlaşılan bazı rakamlar vardı. Şimdi, bu teklife baktığımız zaman, maalesef o teklifin çok daha gerisinde bir düzenlemeyle karşılaştığımızı ifade etmek istiyorum.

Tabii, önce genel olarak şuna da bir bakmak gerekir yani ülkenin gelmiş olduğu ekonomik tabloya da bir bakmak gerekir. Yani, neden böyle bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu, hangi iklimde bu düzenlemeyi konuşuyoruz, onu da bir değerlendirmek gerekiyor.

Biliyorsunuz, ülkemiz son beş yıldır sizin "Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi" dediğiniz, bizimse "tek adam rejimi" dediğimiz bir sistemle yönetiliyor. Ülkemiz 2018'in Ağustosundan itibaren bir ekonomik krize girdi ve bu kriz derinleşerek devam ediyor. Şu anda da duracak gibi değil; gerçekten, kurlardaki yükseliş, enflasyon çok farklı bir noktaya doğru taşındı. Bu ekonomik kriz toplumun bütün kesimlerini derinden etkiliyor yani daha doğrusu rant-sermaye kesiminin dışında kalan özellikle çalışanlar, emeğiyle geçinenler, dar gelirliler, emekliler gibi kesimleri son derece derinden etkilemeye başladı. Tabii, sağlık çalışanlarının da doktorların da bu olumsuz ekonomik iklimden etkilenmemesi mümkün değildi. Gerçi 2018 yılında hekimler için bir düzenleme yapılmıştı ama o yapılan düzenleme yine yetersiz kaldı ve maalesef hekimlerimiz yurt dışına sıklıkla göç etmeye başladılar.

Şimdi, yoksulluk rakamlarına bakıyoruz, TÜRK-İŞ'in açıkladığı açlık rakamı 6 bin sınırında, 19.600 gibi yoksulluk rakamları var ve birçok sağlık çalışanı bu rakamların altındaki ücretlerle yaşamını idame ettirmeye çalışıyor. Gerçekten, sağlık çalışanları zor ve meşakkatli bir iş yürütüyorlar yani hakikaten onların haklarını ödeyemeyiz, gerçekten çok zorlu bir meslek sağlık çalışanlarının yaptığı iş; dolayısıyla, ekonomik ortamda da aldıkları gelire baktığımızda, zorlu bir dönemden geçtiğimizi ifade edebiliriz. İşte, TÜİK enflasyonu yüzde 73'lere gelmiş, üretici enflasyonu yüzde 32 ama ENAG'a göre yüzde 160 oranında bir gerçek enflasyon var. Ya, bu enflasyon ortamında sağlık çalışanlarının normal yaşamlarını idame ettirebilmeleri mümkün değil. Zaten uzun süren nöbet süreleri ve fedakârca yürütülen çalışmalara baktığımızda, emeklerinin karşılığını alamadıklarını görüyoruz. Bir de Covid-19 sürecinden geçtik arkadaşlar yani Covid-19 sürecinin bütün yükünü sağlık çalışanları üstlendiler, onlara gerçekten çok şey borçluyuz.

Bu genel düzenleme, evet, olumsuz bir düzenleme değildir, olumlu bir düzenlemedir, bunu da destekliyoruz ama son derece yetersiz bir düzenlemedir yani bize göre, çok daha olumlu, sağlık çalışanlarını çok daha memnun edecek bir düzenleme getirilebilirdi. Deyim yerindeyse, hani, beklenti çok yüksekti, çıta çok yüksekti bu kanun teklifi konuşulurken ama "Dağ fare doğurdu." diyebiliriz.

Evet, bu noktada, tabii, yine asıl düzenlemenin özüne baktığımızda, tabipleri ve diş tabiplerini kapsayacak şekilde, ağırlıklı olarak onların özlük haklarını iyileştirecek şekilde bir düzenleme yapılmış ama tabiplerin dışında diğer sağlık çalışanları da var. Yani, 39 kategorideki sağlık çalışanlarından sadece 3 sağlık çalışanının talepleri daha çok değerlendirilmiş; 36 kategorideki diğer sağlık çalışanı, yardımcı personel bu kanun teklifinin biraz kapsamı dışında kalmış gibi gözüküyor. Yani, uzman tabip, asistan ve tabip olmak üzere yaklaşık 121 bin kişiyi kapsıyor ağırlıklı olarak ama geride kalan, bakın, 4 bin eczacıyı kapsamıyor bu düzenleme, 154.680 hemşireyi kapsamıyor, 53.912 ebeyi kapsamıyor, 70.383 sağlık memurunu kapsamıyor, 54.665 sağlık teknikerini kapsamıyor, yine, diğer sağlık hizmetleri sınıfında olan 14 bin-29 bin gibi genel idare hizmetleri sınıfında olan sağlık çalışanlarını kapsamıyor, yine, işçi ve geçici personel kapsamında olan 167 bin personeli kapsamıyor; aile hekimlerini kapsamıyor yeterli düzeyde, 26 bin aile hekimi de bundan tam anlamıyla yararlanamıyor, yine aile hekimliğinde çalışan personeller de aynı şekilde. Dolayısıyla, bu düzenlemeyi olumlu bulmakla beraber son derece eksik ve yetersiz buluyoruz. Önümüzde bir fırsat var. Bu düzenleme Plan ve Bütçe Komisyonuna gidecek. Asıl ihtisas komisyonu bu olmasına rağmen Plan ve Bütçe Komisyonu değerlendirilmiş. Burada sağlıkçıların sorunlarını en iyi bilebilecek olan kişiler bu Komisyonun değerli üyeleridir diye düşünüyorum; bu anlamda, burada ilerleyen saatlerde her madde üzerinde yapacağımız görüşmelerde bu eksiklikleri ve noksanlıkları tamamlayabiliriz diye düşünüyorum.

Tabii, baktığımızda, hekimlerimiz geçinemiyor ve yurt dışına gidiyorlar, yine diğer sağlık çalışanları da yurt dışına gidiyor. Elimizdeki verilere göre özellikle 2017'den itibaren yurt dışına gitmek isteyen hekim sayısında ciddi bir artış söz konusu ve son yıl yani 2022 yılında da bu, zirveye çıkmış durumda. Bakın, 2017 yılında 482 hekimimiz yurt dışına gitmek istemiş, 2018'de 802 hekim, 2019'da 1.047, 2020'de 931 -sanırım Covid'in başladığı yıl olduğu için belki biraz düşük kalmış rakam- 2021'de 1.405 ve 2022'nin ilk beş ayında da 942 hekimimiz yurt dışına gitmek için müracaat etmiş. Bu rakamlar gerçekten bizim ülkemiz adına utanç verici rakamlar diye düşünüyorum yani demek ki biz bu kadar çok hekimimizi memnun edemiyoruz yani burada geçinemediği için, burada yaşam koşullarını istediği düzeyde yaşayamadığı için yurt dışına gitmeyi tercih ediyor. Yine, yardımcı sağlık personelinden özellikle hemşirelerde de böyle yoğun bir talep gözlemliyoruz; rakamlar elimde yok ama eminim sizin elinizde vardır. Dolayısıyla, sağlık çalışanlarımıza, başta hekimlerimize yapmış oldukları bu zorlu görevin karşılığını, emeklerinin karşılığını alacak düzeyde bir maaş imkânı sunmamız gerektiğini düşünüyorum. Yani yurt dışında çalışan bir hekim ile ülkemizde çalışan bir hekimin çalışma koşullarını ve aldıkları ücretleri karşılaştırdığımızda, gerçekten bizim hekimlerimiz çok fedakârca çalışmalarına rağmen çok düşük ücretlere mahkûm kalmaktadır.

Ben, bu anlamda, sözlerimi toparlamak istiyorum ama bir konu eksik kaldı, onu da ifade etmek istiyorum: Sağlık sigortasından yararlanamayan gerçek kişilerin 31/12/2021 tarihine kadar olan borçlarının da 5 bin TL'ye kadar olan kısmının terkin edilmesini ve yine üzerinde olan kısımlarda da bazı düzenlemeler yapılmasını olumlu bir adım olarak görüyorum. Tabii, buradaki rakamları bilemiyoruz yani bu düzenleme ne kadar kişiyi kapsıyor ve ne kadar borç var yani bu şekilde, toplumun en alt kesiminde yaşayan bu vatandaşlarımızın sayısı ne kadar; kamuya, devlete ne kadar borçlular? Yani eğer imkân var ise hani, devletin bu konuda imkânı var ise belki tamamını silmek gerekir diye düşünüyorum, hani, böyle kısmi bir düzenleme değil de bu vatandaşlarımızı... Ya, sosyal devletin de gereği bu yani sağlık hizmetleri zaten sosyal bir hukuk devletinde parasız olmak durumunda. Bunun belki tamamının silinmesinin daha yararlı olacağını düşünüyorum eğer kamuya çok yüklü ek bir ödeme getirmeyecekse. Kaldı ki hasta garantili hastaneler olsun, diğer özel sağlık sistemi olsun kamu kaynaklarına son derece yük bindiriyor. Yani, bunları biraz hafifletebilsek aslında; o, işte, hasta garantili şehir hastanelerinin kamuya bindirmiş olduğu yükü biraz hafifletebilsek belki bu tür sosyal düzenlemeleri çok daha rahat yapacağız. Bu anlamda, bunun da tekrar gözden geçirilmesini ve mümkünse Komisyonumuza da bilgi verilmesini talep ediyorum. Yani, bu yük ne kadardır şu anda, bunun tamamı nedir, bunu bir öğrenelim. Borçlu olan kişi sayısı nedir? Mümkünse yeni bir düzenlemeyle hep beraber bu yükü; vatandaşlarımızın, toplumun bu en dezavantajlı, en yoksul kesiminin üzerindeki bu yükü beraberce ortadan kaldıralım diyorum, sabrınız için de teşekkürlerimi sunuyorum.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Ben teşekkür ederim.

Halil Bey, elinizde bir rakam var mı, verebilir misiniz Komisyona?

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - Evet, var Sayın Başkanım, vereyim isterseniz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Lütfen, verirseniz...

Ünal Bey, Halil Bey'den sayı ve miktarı istedim.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Çok memnun oluruz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Buyursunlar, evet.

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - Sayın Başkanım, Sayın Milletvekilimizin sorduğu 5 bin TL'nin altındaki toplam borçlu vatandaş sayımız 85.947, borç tutarı da 24 milyon 913 bin 687; yani, ortalamaya bakıldığı zaman, 3 bin lira civarında bir ortalama görünüyor borçta.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Peki, yani, 5 binin üzerinde olanlar ne kadar? O konuda bir rakam var mı?

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - Şimdi, şöyle: Yani, biz teklifin şeyi hazırlanınca o kadar şey yaptık; onu da çıkartayım.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - 5 bin sınırına...

SAĞLIK BAKAN YARDIMCISI HALİL ELDEMİR - Yani, ben, teklif sahibinin teklifi 5 olunca sorulur diye buna hazırlık yaptım. 10 bin ve üzeri, 10 binin altı; onlara da bir hazırlık yapıp hemen şey yapayım.

ÜNAL DEMİRTAŞ (Zonguldak) - Aslında iyi olur yani burada imkân varsa bunu beraberce düzeltelim yani.