KOMİSYON KONUŞMASI

FİKRET ŞAHİN (Balıkesir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.

Ben de tabii, bu düzenlemenin sağlık çalışanları için hayırlı olmasını diliyorum ama beklentilerin bir hayli altında ve büyük bir hayal kırıklığı yaratacağı da kesin.

Öncelikle, aralık ayında yapılmış olan düzenlemenin bir hayli gerisinde. Hekimlerin hak kaybının aralık ayındaki düzenlemeye göre yaklaşık olarak yüzde 85 ila daha fazla oranda olduğunu görüyoruz. Tabii, neden bu düzenlemeye ihtiyaç duyduk? Gerekçe nedir? Sağlık çalışanları memnun değil, sağlık hizmeti alan hastalarımız memnun değil, vatandaş memnun değil yani sağlık sistemimiz sonuç olarak bir hayli sıkıntılı bir noktada ve çöküş aşamasında. Yani bu düzenlemeler, art arda sağlıkla ilgili yaptığımız bu düzenlemeler sağlık sisteminin iyi gitmediğinin de bir ispatı niteliğinde. Sistemden ne hastalar memnun ne hekimler memnun ne sağlık çalışanları memnun; kimse memnun değil, belli ki memnun olan çok ufak sayıda bir kesim var, bunlar da herhâlde özel hastane patronları.

Efendim, tabii, burada sağlık sisteminin iyiye gittiğine dair birtakım konuşmalar duydum. Ben, tabii, buna yönelik olarak OECD'nin 2021 yılında yayınlamış olduğu sağlık raporundan örnek vereceğim. 38 OECD ülkesi arasında millî gelire oranla sağlık harcamasında Türkiye en son sırada, yüzde 4,3; OECD ortalaması yüzde 8,8; 38 ülkenin arasında sağlık hizmeti verebilecek bütçesi en dar olan ülke biziz ve yine kişi başına düşen sağlık harcamasında da 38 OECD ülkesi arasında 37'nci seviyedeyiz yani en alttayız ama cepten sağlık harcamasında üst sıralardayız yani özetle, bu gelen, getirdiğiniz bu Sağlıkta Dönüşüm Programı vatandaşın cebine dokunmuştur; artık sağlık hizmeti kamu hizmeti dışına çıkmış, cepten harcamalar artmıştır. Türkiye'deki vatandaşımız 100 liralık bir sağlık harcamasının 17 lirasını cebinden yaparken Almanya'da bu 13 liradır, Amerika'da 11 liradır, oysa Amerika Türkiye'nin 4 katı sağlık bütçesi ayırmıştır gayrisafi millî hasılasına göre, Almanya da 3 kat yani tezatlığın boyutu devasa. Vatandaş artık devlet hastanelerinden hizmet alamıyor, devamlı şekilde cepten harcayarak hizmet almaya çalışıyor, o da parası varsa. Yani sonuç itibarıyla Sağlıkta Dönüşüm Programı "sağlıkta çöküş programı" olmuştur, ne kadar paranız varsa o kadar sağlık hizmeti alacak noktaya gelmişsiniz ve bakınız, yine, OECD rakamlarından vereceğim size; 1.000 kişiye düşen hekim, hemşire ve hastane yatak sayılarında da yine son sıralardayız. Bu da şunu gösteriyor: Hekimler boşuna istifa etmiyor kamudan, boşuna yurt dışına gitmiyor. Soralım: Neden? Sağlık Bakan Yardımcısı burada, kendisi kesin rakamları söylesin bize, ben de merak ediyorum ama bildiğimiz şu var ki: Son iki yılda 10 bini aşkın hekim kamudan istifa etti, 2.500'ü aşkın hekim de yurt dışına gitti ve bu hekimlerin çoğunluğu da nitelikli hekimler, el becerileri yüksek, yabancı dilleri var, dünya tıbbıyla yarışabilecek noktadalar ama maalesef AKP'nin izlemiş olduğu neoliberal Sağlıkta Dönüşüm Programı Türk tıbbını geriletmiştir, Türk tıbbı gerilemiştir. Özellikle, devlet hastanelerinde, tıp fakülteleri hastanelerinde malzeme bulamıyorsunuz, hoca bulamıyorsunuz, getirdiğiniz sistem sistem değil. Kimi hoca "Efendim, ben öğretim görevlisiyim, ameliyat yapamam." diyor. Cerrahi branştaki hoca nasıl gösterecek ameliyat yapamazsa, nasıl bir öğretim bu? Mümkün değil yani sonuç olarak geldiğimiz noktada Türk tıbbı gerilemiştir, vatandaş sıkıntı yaşıyor. Biraz önce Bakan Yardımcımız bana diyor ki: "Efendim, işte, hastalar hizmet alıyor." Vallahi siz söylerken bir sağlık memuru arkadaş "Annemin dudak kanseri var ve efendim, ben ameliyat yaptıracak doktor bulamadım." diye mesaj gönderdi; vereyim size. Her gün bu şekilde yüzlerce mesaj alıyoruz. Ya, bu insanlar bizim insanımız. Yani sağlık sektörünü özel sektöre bu kadar çok teslim etmenin ne anlamı var? İnanın, aralık ayından bu zamana kadar getirdiğiniz bu düzenleme zaten hiçbir şey ifade etmiyor. Sağlık çalışanlarını daha fazla kıracaksınız, daha fazla küstüreceksiniz, daha fazla defansif tıbba iteceksiniz, daha fazla istifaya sebep olacaksınız ve daha fazla yurt dışına gönderilmesine neden olacaksınız. Bakın, sağlık çalışanları sizin kadar zeki, burada bir şey yapmadığınız besbelli; yapmayın gözünüzü seveyim bunu, yapmayın. Bakın, bir sürü iyi hekim gidiyor. Yani burada kandırıyorsunuz, maaşlarda hiçbir değişiklik yok, işte, "Efendim, emekliliğinde şu kadar artacak." Hiç bir şey ifade etmiyor. Ne kadar? 100 dolar bile değil yani bazılarında. Sağlık çalışanları bu Türkiye'nin en zeki insanları, kandıramıyorsunuz yani samimi davranalım, kaçıyor, elimizden gidiyor ya; yetiştiriyoruz, gidiyor; Almanya alıyor, Avusturya alıyor, İsviçre alıyor. Vallahi billahi, geçtiğimiz hafta İsviçre'den bir arkadaş arıyor, "İsviçre doktor alacak, tanıdık doktor varsa da ismini ver, ben söyleyeyim." diyor. Yok dedim böyle bir şey. Bakın, neler oluyor, neler geliyor başımıza.

Bakın, sağlık çalışanları, hekim arkadaşlar şunu düşünüyor: Aralık ayında yaptığınız düzenleme eksikti falan ama hiç olmazsa hekimleri biraz tatmin edecek noktadaydı yani onlar fedakârca çalışıyorlar ama "Özel hastane lobilerine Sağlık Bakanlığı teslim oldu ve bu düzenleme o yüzden geri çekildi." kanaati çok yaygın ve buna inanıyorlar. Bakın, bu seferki düzenleme de bunun ispatı olacak. İnanın, hiçbir mesafe alamayacaksınız, bu düzenleme sağlık sisteminin daha da geriye gitmesine neden olacak. Bana kalırsa akılcı, düzenli bir düzenleme yapalım, samimi bir düzenleme olsun.

Hocamız ifade etti, ya, benim elime dün gece saat on ikide geliyor yani ben şimdi konuşuyorum. Ya, bu böyle mi olmalı sevgili Hocam? Burada oturalım, konuşalım nasıl yapacaksak. Yani hekimler bizim arkadaşlarımız, meslektaşlarımız. Vatandaşlarımız perişan oluyor, hastane kapılarında kalıyorlar. Yani SGK... "SSK dönemi" falan diyorsunuz, inanın, vatandaş vallahi de billahi de SSK dönemini mumla arıyor şu anda, mumla arıyor. Cebinde parası olmayan, hastane kapısından içeri dahi giremiyor. Neden özel hastanelerdeki katkı paylarını kaldırmıyorsunuz? Neden kamu hastaneleri gibi hizmet vermelerine zorlamıyorsunuz? Bunu yapın.

Bakın, sizin getirdiğiniz bu sistemde ücretlendirme politikası tamamen kamudan hekimlerin özel sektöre geçişini arttıran nitelikte. Uzattınız iyileştirmeyi ve kamudaki nitelikli hekimlerin tamamı özel hastanelere geçti; yabancı dili olan, niteliği yüksek olanlar, imkânı olanlar da yurt dışına gitti ve bu daha fazla artacak. Şimdi, öyle bir düzenleme yapmanız lazım ki bu akışı geri çevirmeniz lazım yani kamuda çalışan hekimin özlük hakkı özel hastanede çalışan hekimden daha fazla olmalı ki özel hastanede çalışan bir kalp cerrahı, beyin cerrahi gelip devlet hastanesinde çalışmalı, "Çünkü ben burada daha fazla özlük hakkına sahip oluyorum." demeli. Böyle mi? Değil, böyle değil. Şimdi, bakın, bir kalp damar cerrahı özel hastaneye gittiği zaman minimum 60-70 bin lira para kazanırken siz şimdi, hastanede ona 10-13 bin lira para vereceksiniz. Kim kalır? Kalmaz kimse, kalmıyor zaten, kalmıyor. Mesai dışı çalışmayı getirin hiç olmazsa, muayenehane açmalarına izin verin ve muayenehaneleri SGK sistemine dâhil edin.

Efendim, bu zaten yamalı bohça, zaten delik deşik olmuş, kumaş zaten artık dikiş tutmuyor, siz hâlâ yamamaya çalışıyorsunuz. Hiçbir şey yapamazsınız, inanın, bu sistem hekimleri daha fazla kaçıracak. Zaten bu samimiyetsiz bir düzenleme, gönüllerini iyice kıracaksınız, hiçbir işe yaramayacak, vatandaş da perişan olacak. Benim söyleyeceklerim bu kadar yani yanlış bir düzenleme açıkça söylemek gerekirse.

Teşekkür ederim.