HABİP EKSİK (Iğdır) - Teşekkürler Sayın Başkan.

Sağlıkta dönüşüm programına yönelik söylediğim sözleri kendi üzerinize alıp sataşma olarak kabul etmeyin.

Bir sistemi tartışıyoruz şimdi. Biz sağlıkta dönüşüm sistemiyle, sağlık emekçilerinin, doktorların nasıl performansla, kölece çalışma koşullarına mecbur bırakıldığını çok iyi biliyoruz; bu bir. İkincisi, sağlıkta dönüşüm programıyla nasıl Türkiye'nin sağlık sisteminin neoliberal politikalarla, piyasacı anlayışla, lobilere teslim edildiğini de çok iyi biliyoruz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Daha önce öyle değildi.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Bakın, Türkiye'de yılda 290 bin kanser tanısı konuluyor; bu bir. Milyonlarca insan acillere başvuruyor; bu iki. Beş dakikada bir, on dakikada bir hasta bakılması mecburiyeti konuluyor; bu üç. Ben size şöyle söyleyeyim: Bu mecburiyetten dolayı birçok hastanın atlandığı ve yaşamını yitirme durumuyla karşı karşıya konulduğunu da biliyoruz biz. Ve aynı zamanda, sağlıkta dönüşüm programıyla nasıl cemaatlere, bazı firmalara, lobilere para aktarıldığını da çok iyi biliyoruz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Deliliniz olmayan şeyleri konuşmayın.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Üniversitelerin, hastanelerin nasıl bir dönem cemaatlere teslim edildiğini de çok iyi biliyoruz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Bak, yine sataşıyorsunuz.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Bakın, ben yalan söylüyorsunuz demedim. Hocalığınızdan dolayı, benim mezun olduğum üniversiteden mezun olduğunuz için yalan söylüyorsunuz demedim. Açık, net söylüyorum; burada bir sistemi eleştiriyorum, bir sisteme yönelik eleştiri getiriyorum. Siz üstünüze alıyorsanız, o ayrı bir şey.

Özel hastane sistemiyle, insanların nasıl oralara mecbur kılındığını, sağlık sisteminin nasıl insanlardan kaçırıldığında şehir hastanelerinde gördük, kilometrelerce uzağa götürüldüğünü, insanların nasıl sağlık sisteminden mahrum bırakıldığını da görüyoruz. Van'da bir babanın çocuğunu sırtında, torbanın içinde taşıdığı görüntüleri de gördük. Öyle, OECD rakamlarında Türkiye'nin ne kadar geride olduğunu da gördük. Siz şimdi "Fi tarihinde bilmem şöyleydi, böyleydi." diyemezsiniz. Yirmi yıl bana verin, ben Sağlık Bakanlığı yapayım, bakalım bu sorunlar olacak mı? Siz şimdi yirmi yıl yöneteceksiniz. "Ben şunu değiştirdim, bunu değiştirdim." diyemezsiniz Sayın Bakan. Milyonlarca insan canını yitirdi, milyonlarca insan sağlığını yitirdi. Her yıl 190 bin insan kanserden dolayı yaşamını yitiriyor, yok ettiğiniz çevreden dolayı, yok ettiğiniz sağlık koşullarından dolayı, ulaşamadığı sağlık hizmetinden dolayı... Hastaneye gitmek sağlık hizmetine ulaşmaksa o zaman ben size söyleyeyim; siz, sağlığı yanlış anlıyorsunuz. Koruyucu sağlık hizmetlerine bu ülkede yüzde 17 kaynağın ayrıldığını, yüzde 83 kaynağın tedavi edici sağlık hizmetlerine ayrıldığını biz bütçede gördük ve siz sizin döneminizde, sizin getirdiğiniz sağlıkta dönüşüm programı döneminde...

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Habip Bey, siz nerenin milletvekiliydiniz?

GÜLÜSTAN KILIÇ KOÇYİĞİT (Muş) - Iğdır.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Aşılama oranları yüzde 50-60'dı biliyor musunuz oralarda.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Sayın Başkan, ben size şöyle söyleyeyim: Bu dönemde insanların nasıl hastanelere akıtılmak istenildiğini, nasıl hasta edildiğini de biz çok iyi biliyoruz. Yani kusura bakmayın, acil vaka sayılarının milyonları geçtiği bir ülkede "Sağlığı koruyoruz." derseniz, 190 bin insanın kanserden yaşamını yitirdiği bir ülkede siz "Burada biz sağlığı koruyoruz, koruduk." derseniz vallahi yani bizim sağlığa bakış açımız çok farklı; böyle bir şey yok. Bir sistem yanlışsa "Yanlış." denilir, bir sistem insanlara sağlıksızlığı dayatıyorsa "Yanlıştır." denilir. Burada eğer siz kalkıp da...

Amerika'yı biz savunmuyoruz, Amerika'nın sistemi çok yanlıştır; onu söyleyelim. Biz kamucu, halkçı bir sağlık hizmeti öneriyoruz.

BAŞKAN RECEP AKDAĞ - Habip Bey, üç dakikanız doldu.

HABİP EKSİK (Iğdır) - Ana dilinde sağlık hizmetini öneriyoruz. Siz yaptınız mı bunları? Hayır. İnsanları en haklı oldukları konuda, sağlık hakkından alıkoydunuz, ana dilinde sağlık hizmetini sunmadınız insanlara. Benim on binlerce, yüz binlerce, milyonlarca insanım o hizmete ulaşamadı, derdini anlatamadı. Siz gelmişsiniz şimdi burada diyorsunuz ki: "Ya, siz yalan söylüyorsunuz." Ben, benim mezun olduğum üniversitede hocalık yaptığınız için "Yalan söylüyorsunuz." demiyorum ama bu sistem sağlığı yok ediyor, bu sistemi savunan kişiler de maalesef halkı kandırıyor diyorum.

Teşekkür ediyorum Sayın Başkan.