KOMİSYON KONUŞMASI

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Sayın Genel Müdür, değerli Yönetim Kurulu üyeleri, kıymetli bürokratlar, Sayıştayın kıymetli denetçileri ve milletvekili arkadaşlarım; Komisyona hepiniz hoş geldiniz.

Bulguda "Ekonomik ömrünü tamamlamış çay bahçeleri" ifadesi yer alıyor. Acaba gerçekten ekonomik ömrünü tamamlayan sadece çay bahçeleri mi, yoksa ÇAYKUR'un elinde, depolarında ömrünü tamamlamış çay stokları da bulunuyor mu? Şimdi, tabii, bu iddiayı somut hâle getirmek için her zamanki gibi resmî bir belgeye ihtiyacımız var ve bende de o resmî belge var. Sayıştayın 2020 yılı ÇAYKUR Taslak Raporu'nda bir bulgu var ancak bulgu sansürlenerek yayınlanan raporda yer almıyor. Bulgu diyor ki: "İstanbul Bölge Müdürlüğünde 2018 yılında son kullanma tarihi geçmiş olan mamul çay stoklarının bulunması." ÇAYKUR Pazarlama Dairesi Başkanlığı Yönetim Kuruluna bir yazı yazıyor 14/1/2019 tarihinde, diyor ki: "İstanbul Pazarlama Bölge Müdürlüğünden alınan 17/5/2018 tarih ve 5/6/2018 tarihli yazılarda teşekkülümüz ihracat bayiliğini yapan Çaytaş firması yaşadığı finansal problemlerden ötürü sipariş ettiği çayları alamıyor, ihraç edemiyor ve bu ürünlerin son kullanma tarihlerinin bazılarının dolmasına üç ay kaldığı, diğerlerinin de son kullanma tarihine yaklaşdığı ifade ediliyor ve ihracat için üretilen ürünlerin paket ve ambalajları da değişik olduğu için yurt içi piyasasında satışlarının gerçekleşemediği belirtiliyor. İstanbul Bölge Müdürlüğü gönderilen talimat gereğince son kullanma tarihi yaklaşan toplam 63.392 kilogram çayın 51.772 kilogramını son kullanma tarihinden önce kampanyalı olarak satmış fakat geriye kalan ve 2018 Mayıs ayı tarihi itibarıyla zaten kullanım süresinin dolmasına üç ay kalmış olan 11.620 kilogram çayın ise Nisan 2021 tarihi itibarıyla Bölge Müdürlüğü depolarında bekletildiği tespit edilmiştir." diyor Sayıştay.

İstanbul Pazarlama Bölge Müdürlüğünün 2018 yılının Mayıs ve Haziran aylarında yazdığı ve kullanım süreleri bitmekte olan ve ivedi çözümler gerektiren ürünlerle ilgili yazılar ÇAYKUR Yönetim Kurulunun gündemine yaklaşık sekiz ay sonra gelmiş ve on ay sonra ise Bölge Müdürlüğüne bildirilmiş; yani son kullanma tarihleri dolduktan sonra Yönetim Kurulu karar almış. "Bu gecikmeler sonucunda yaklaşık 12 ton çayın son kullanma tarihi geçirilmiş olup söz konusu çay stoku yaklaşık iki yıldır bir işlem yapılmadan İstanbul Bölge Müdürlüğü deposunda bekletilmektedir." diyor Sayıştay. "Söz konusu 11.620 kilogram son kullanma tarihi geçmiş çayla ilgili olarak bir karar verilmesi ve karar doğrultusunda işlem yapılmasının yanında, söz konusu çayın son kullanma tarihinin geçirilmiş olmasından kaynaklanan zararın tespiti ve var ise sorumlularına rücu edilmesi için konunun ÇAYKUR Teftiş Kurulunca incelenmesi ve soruşturulması gerekmektedir." diyor Sayıştay. Şimdi soruyorum, ne yaptınız bu konuyla ilgili? Bunun da sizden yanıtını istiyorum.

Diğer taraftan, Sayıştay diyor ki: "Sonuç olarak her ne kadar idaresi cevabında -yani kamu idaresi olarak bir yanıt veriyorsunuz- son kullanma tarihi geçmiş olan çayların Haziran 2020 tarihinde satıldığı ileri sürülmekte ise de denetim dönemi içerisinde İstanbul Bölge Müdürlüğüyle görüşülmüş ve bahse konu 11.620 kilogram çay stokları üç parti hâlinde ki 9 Nisan 2021 tarihli malzeme stok fişleriyle tarafımıza ibraz edilmiş ve bu tarih itibarıyla da söz konusu çayların İstanbul Bölge Müdürlüğü depolarında bulunduğu ifade edilmiştir. Yani Sayıştaya yanlış bilgi veriyorsunuz, "Bu çaylar satıldı." diyorsunuz ancak Sayıştay bu çayların satılmadığını, ömrü geçen çayların hâlâ stokta, depoda tutulduğunu resmî olarak belgelemiş. Sayıştay diyor ki: "Yaklaşık 12 ton çayın 6 tonu Ekim 2018, diğer 6 tonu ise Kasım 2018 son kullanma tarihine sahiptir; dolayısıyla söz konusu çayların Haziran 2020 tarihinde satıldığı kabul edilse dahi satılan bu çayların gerek halk sağlığı açısından temel bir gıda olması gerekse son kullanma tarihinden yaklaşık iki yıl sonra ticari bir işleme konu teşkil ederek satılmış olması, tarım, gıda, sağlık ve ticaret mevzuatı açısından uygun değildir. Yönetim Kurulunun 14/1/2019 tarihli kararıyla son kullanma tarihi geçmiş olan çayların satışı için onay verildiği tespit ediliyor. Yani pes ki ne pes! Baştan aşağı hatalar zinciri ve aynı zamanda da bu suç örtbas edilmeye çalışılmış.

Bakın, Sayıştay ne diyor: "Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği hükümlerine bu durum aykırıdır." Yani "Son tüketim tarihi, aslında, tavsiye edilen tüketim tarihidir." diye aynı zamanda böyle bir iddianız da var. Bu iddiayı da Sayıştay yine çürütüyor ve Türk Gıda Kodeksi Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği'ni de yazmış bulgusunda ve burada hangi ürünler için son kullanma tarihî, tavsiye edilen son kullanma tarihidir, tavsiye edilen kullanma süresini ifade eder diye madde madde yönetmeliği yazmış; sonra da diyor ki: "Anılan mevzuat hükmünde de açıkça görüldüğü gibi, çay ve çay ürünleri yönetmelikte zikredilmediğinden kamu idaresi cevabında bu ürünlerin üstelik biraz gecikmeli satışının yapıldığı belirtilmesine rağmen bu satışın varlığı kabul edilse bile çayların son kullanma tarihinden yaklaşık iki yıl sonra gerçekleşmiş olması gerek halk sağlığı açısından gerekse ÇAYKUR'un marka değeri ve imajı açısından doğru ve kabul edilebilir bir uygulama değildir." Yani son kullanma tarihi bittikten iki yıl sonra bu çayların satışını gerçekleştirmiş oluyorsunuz. Eğer sattıysanız, vatandaşlarımıza son kullanma tarihi iki yıl geçmiş çay satmışsınız; eğer satmadıysanız -ki "Sattık." diyorsunuz- o zaman depoda yer alıyor ve yine büyük bir kamu zararı var yani neresinden baksak tam bir felaket ve Sayıştay diyor ki: "Oluşan zararın ve sorumluların belirlenmesi konusunda ÇAYKUR Teftiş Kurulu Başkanlığınca inceleme ve soruşturma yapılması önerilir." Evet, inceleme, soruşturma başlattınız mı, yaptınız mı? Bunu soruyorum.

Aynı zamanda, bu bulgu taslak raporda yer alıp da nasıl Sayıştay raporuna girmiyor, bu da, nasıl girmediği de hayret verici bir olay. Gizli bir el geliyor, bu bulguyu buradan çıkarıyor. Zaten kamu idaresi de cevabında bu bulgunun çıkarılmasını aslında istemiş, böyle bir durum.

Şimdi, benim sorum şu: Siz yurt dışına ihraç edecek olsaydınız, son kullanma tarihi iki yıl geçmiş ürünleri yurt dışına ihraç edebilir miydiniz, gönderebilir miydiniz? Bunu Avrupa Birliği ülkeleri, diğer ülkeler, paketin üstünde yazan son kullanma tarihi iki yıl geçmiş ürünü "Nasılsa bu da tavsiye edilen bir tarihtir." deyip iki yıl sonra satın alır mı?

Diğer taraftan, Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanı Yönetim Kurulunda; bu, fiziken, aslında somut olarak çok acayip bir durum. Yani sanki AK PARTİ'de veya devlet kadrolarında ÇAYKUR'da görev alacak, çok daha fazla mesaisini ve zamanını bu Kuruma ayıracak kamu görevlisi yokmuş gibi Sayın Ekrem Yüce Tarım ve Orman Bakanlığının temsilcisi ve yetkilisi olarak o da enteresan yani Büyükşehir Belediye Başkanı ama Tarım ve Orman Bakanlığını temsil ederek Yönetim Kurulunda yer alıyor ve bu kararlar alınıyor. Yani bu geç Yönetim Kurulu kararının alındığı dönemdeki Yönetim Kurulu üyelerinin bir kısmı şu anda hâlâ Yönetim Kurulunda ve bu konunun da sorumlusu durumunda. Yönetim Kurulu geç karar alıyor, Yönetim Kurulu yeterince hızlı aksiyon alamıyor demek ki. Yani Sakarya Büyükşehir Belediye Başkanının çok daha fazla mesaisini, yirmi dört saatini Sakarya'ya ayırması gerekirken neden kalkıp da ayda 2 kez Rize'ye gidip, mesaisini bölüp, Sakarya'nın işlerini bırakıp veya gittikten sonra bu kez de ÇAYKUR'un işlerini bırakıp Sakarya'yla ilgilenmek durumunda kalıyor? Yani AK PARTİ'nin kendi bünyesinde gününün yirmi dört saatini görev aldığı kuruma ayıracak yeterince kadro mu yok veya çay konusunda tecrübeli ve bunu yönetecek kadro mu yok?

Şimdi, burada şöyle bir konu var, bunu da ifade edeyim yeri gelmişken: Sadece Tarım ve Orman Bakanlığında...

BAŞKAN MUSTAFA SAVAŞ - Toparlayalım Sayın Deniz Yavuzyılmaz, süremizi aştık.

DENİZ YAVUZYILMAZ (Zonguldak) - Peki, o zaman bunu ilerleyen bulgularda söyleyeyim.

Bu konuyla ilgili soruşturma açtınız mı? Teftiş Kurulu harekete geçti mi veya konuyla ilgili bir suç duyurusunda bulunuldu mu? Bu konuyu dile getirmekten çok üzüntü duyuyorum ama dile getirmek zorunda olduğum bir toplantı. ÇAYKUR'a ne denli büyük bir zararlar verildiği yani bu konu itibarıyla söylüyorum ve bunun da gizlenmeye çalışıldığını ve ispati durumunda bu konuyu açıklamanızı sizden istiyorum.

Teşekkür ediyorum.