KOMİSYON KONUŞMASI

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - İbrahim Bey, okudunuz yalnızca, biz de onu okuyabiliyoruz. Yani bu madde ne getirecek?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Daha öncesinde zaten görüştük yoktunuz.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yok, yok, ben başında vardım da...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, yok o esnada yoktunuz. Ben şöyle söyleyeyim...

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hayır, bu madde ne getiriyor, ne götürüyor, etkisi nedir, niye böyle bir şeye gerek duydunuz, niye on yıl boyunca bu yabancı şirketlere muafiyet veriyorsunuz? Yani bunlara dair bir şeyler söyleseniz iyi olur; neyse.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ama burada zaten izahı var, yüzde 75'lik indirimi on yıl için yüzde 100 şeklinde uygularız diyoruz, o kadar açık ki.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bakın, yüzde 100 ne demektir İbrahim Bey?

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ne demektir?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hiç vergi almayacağım demektir değil mi, 5 kuruş vergi almayacağım demektir? Ne kazanırsan kazan, ne yaparsan yap, istersen milyar dolar...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - İhraç edilen hizmetlerle ilgili sadece.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Olsun efendim.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Hayır, ne kadar kazanırsan kazan olmaz ki.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Hani sonuç olarak burada kazanılan bazı -sonuç olarak- kârlardan bu ülkenin yoksullarına 5 kuruş bir fayda yok demektir.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Burada kazanılan kârlar değil Garo Bey.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani fayda nasıl sağlanır? Yani bir yerde bir işletmeler, yabancı sermaye faaliyet gösterir, istihdam yaratır. Bunun yanında...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Olur mu? Finansal ihraçtan bahsediyor.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - 3 kuruş, 5 kuruş...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ama o öyle demiyor.

DURMUŞ YILMAZ (Ankara) - Öyle diyor...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ağabey, şimdi öyle dese tamam, eyvallah. Bakanımız onu düzeltti bak.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Bir dakika, İbrahim Bey. Ben konuşuyorum, müsaade et İbrahim Bey.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Evet, hatibe müsaade edelim.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Yani şimdi arkadaşlar, yabancı sermayenin niye burada gelesini istiyoruz, değil mi? Burada gelsin faaliyet göstersin, "know-how" getirsin ve sonucunda burada bir kâr elde ederse de bu ülkenin hazinesine, maliyesine vergisini ödesin; o ödenen vergilerden de sonuç olarak Türkiye'nin dar gelirlileri, yoksulları faydalansın; amaç bu olmalı. Şimdi, siz diyorsunuz ki: "Ey yabancı sermaye, yabancı kuruluş! Gel burada faaliyet göster, istediğin parayı kazan, istersen milyar dolar kazan, ben senden 5 kuruş vergi almayacağım." Ne kadar süre için İbrahim Bey? Ben sizi vicdanlı bir insan olarak bilirdim. Bir yıl mı? Değil. Üç yıl mı? Değil. Beş yıl mı? Değil? "On yıl boyunca vergi almayacağım." diyorsun. Yani niye bunu diyorsun? Çünkü zor durumdasın, batmak üzeresin, batmak üzere olduğun için de diyorsun ki: "Ben on yıl boyunca vergi almayacağım." Niye bu ülkenin geleceğini ipotek altına alıyorsun İbrahim Bey, niye? Bir yıl sonra iktidar değişecek, belki bu ülke çok daha fazla çekim gücü olan -belki değil kesinlikle- çok daha çekici olan, hukuk devleti konusunda adımlar atan bir ülke olacak ve sonuncunda da on yıl boyunca vergi muafiyeti vermek durumunda kalmayacağız. Niye ülkeyi böyle bir ipotek altına sokuyorsun?

O açıdan, Sayın Başkan...

(Uğultular)

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ya herkes muhabbet ediyor. Neyse ben...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Yok, yok. Garo Bey, güzel kardeşim, bak, senin sorularınla ilgili senin sorularınla ilgili Değerli Bakanımız bana bilgi veriyor ki ben sana cevap vereyim. Muhabbet değil, biz seni takip ediyoruz. Şimdi, Sayın Paylan, bakın, yıllardır beraber çalışıyoruz, sen de suallerinle katkı sunuyorsun, teşekkür ediyoruz. Bu arada Bakanımız bana bilgi veriyordu.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Ferman böyle gelmiş, böyle gider...

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ya, işte, sen de bunu dedin mi sözlerinin hepsi berhava olup hükümsüz olup kalıyor.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Sayın Paylan, Komisyonumuzda zaman zaman siz de başkaları da konuşurken gürültü oluyor.

İBRAHİM AYDEMİR (Erzurum) - Ara ara oluyor bu.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Yani olmazsa daha iyi, eyvallah ama çok fazla da şeye gerek yok.

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Olmasa daha iyi.

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Biz alışığız bu çalışma ortamına.

Tamamladınız mı?

GARO PAYLAN (Diyarbakır) - Sayın Başkan, konuşmanın pek bir anlamı olmadığını düşündüğüm için tamamladım.