KOMİSYON KONUŞMASI

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Sayın Başkan, ÇAYKUR'un değerli yöneticileri; hoş geldiniz.

Şimdi, birkaç tane soru var, hemen sorayım, beş dakikayla sınırlıyor beni. Sorulardan bir tanesi, ÇAYKUR'a 150 civarında mühendis alınmış ve bunlar geçici. Soruyorlar yani "Bizim durumumuz ne olacak?" diye soruyorlar. Söz verdim bunu Sayın Genel Müdüre söyleyeceğim diye.

Yine, personelle ilgili bu sene alınan geçici personel arasında 50 kişi var ki bunlar "Diplomanız yeterli değil." diye geri alınmış. Sayın Genel Müdür, bu insanlar başvurduğunda diplomalar incelenmedi mi? Daha sonra kura çekildikten sonra geri alınıyor? Bu insanlar da mağdur. Bunu ifade etmek istiyorum, hemen soru olarak size yönelteyim.

Şimdi soruları soruyorum ama ben ÇAYKUR'a Tarım Bakanlığı aracılığıyla defalarca sorular sordum; cevap vermiyor. Cevap vermemesi bir tarafa Sayın Genel Müdür sanki siyasetçiymiş gibi, Adalet ve Kalkınma Partisinin oradaki sorumlusuymuş gibi bana siyasi cevaplar veriyor, doğru söylemiyor, yalan söylüyor, algı operasyonu yapıyor. Sayın Genel Müdür, sizin böyle bir göreviniz yok, bizim size sorduğumuz sorulara cevap verin. Ne soruyorum ben size? İşte, bu işçilerin alımıyla ilgili sorular sordum. Daha başka ne sordum? En çok ne tartışıyoruz burada deminden beri? Zararları tartışıyoruz. ÇAYKUR niye zarar ediyor? Şimdi, önemli bir kalem var ortada. Siz sadece bu sene fiyatları açıklamadan önce değil, 2019'da, 2020'de, 2021'de ve bu sene dökme kuru çay satıyorsunuz. Hele hele bu sene tam bir skandal bize göre. Niye? Çaya zam geleceği belli, her şeye zam geliyor. Zaten her sene çay sezonu başlamadan evvel kuru çaya zam gelir, zam gelecek belli. E, siz geçen seneki fiyatla, 20 lira civarında fiyatlarla çay satıyorsunuz. Hadi çay satıyorsun, nasıl satıyorsunuz bu çayları? Yani kime satıyorsunuz? İhale yapmıyor musunuz? Sormuyor musunuz Ankara'dan bir tane inşaat şirketi, demir bilmem ne şirketi geliyor, 3 bin ton çay satın alıyorsun? Bu nasıl bir şey? Kimin bu şirket? Paravan şirket mi bu? Niye sormuyorsunuz? Ben şimdi buradan soruyorum, yazılı sorular size gelmiştir, cevap vermediniz ama buradan tekrar soruyorum: Niye bu sorulara cevap vermiyorsunuz da siyasi cevaplar veriyorsunuz? Ne algı operasyonu yapıyorum ben? Ben çay üreticisiyim değerli arkadaşlarım. Senede 30 ton çay veriyorum. Çayda doğdum, çayda büyüdüm, her şeyiyle çay. "Rize milletvekili değilsin falan." diyor Osman Aşkın Bak, burada değil. Rizeliyim ama ve çay üreticisiyim ve milletvekiliyim ve çay ve çaycının derdini anlatıyorum, hiçbirine cevap vermiyorsun. "Algı operasyonu yapıyorsun." diyor. Ne algı operasyonu yapıyorum? Ne demek? Niye algı operasyonu yapayım? Ben kişisel olarak sizi tanımam, etmem, bilmem yani hiçbir derdim de yok sizde. Ben milletin derdini anlatıyorum.

Soruyorum şimdi burada, bu sene ne kadar çay sattın, hangi yöntem... İhale ettin mi? Bu ihaleler nerede yayınlandı? Niye o fiyata sattın ve ne kadar zarar ettin? Eğer satmasaydın bu çayı bugünkü fiyata piyasaya verseydin ne kadar? Bana göre 400 milyon TL civarında bir para gitti. "ÇAYKUR zarar ediyor." Tabii ÇAYKUR zarar edecek çünkü ÇAYKUR yönetilmiyor, yönetilemiyor değerli arkadaşlarım yıllardan beri.

Bakın, çayın önemli problemleri var. Çayın önemiyle ilgili fazla bir şey söylemeyeceğim. Her şeyi biliyor, stratejik bir bitki olduğu, herkesin sudan sonra en çok içtiği içeceğin çay olduğunu biliyor yani. Bunu tartışmaya falan gerek yok. Çaysız bir hayatı buradaki kimsenin düşünemeyeceğini biliyoruz. Böyle önemli bir ürün o bölgede yetişiyor ve sürekli şekilde zarar ediyor. Kim zarar ediyor? ÇAYKUR zarar ediyor. Ama öbür taraftan, sürekli özel sektörde görev yapan, daha da kaliteli ÇAYKUR'un çayı kadar da kaliteli çay üretemiyorlar ama onlar sürekli olarak kâr ediyorlar. Niye kâr ediyorlar? Çünkü ÇAYKUR onlara çalışıyor değerli arkadaşlar. Aslında ÇAYKUR bir KİT'tir ama sıradan bir KİT değildir; ÇAYKUR bir sosyal devlet aracıdır aynı zamanda.

Bakın, 600 işçi alınacak, 20 bin kişi başvuruyor, bölgede işsizlik var. Bakın, bölgede her evde bir emekli varsa bunun sebebinde çay ve ÇAYKUR var. ÇAYKUR sıradan bir kuruluş falan değil. ÇAYKUR çay piyasasını denetleyecek ve üreticiyi koruyacak ve tüketiciyi koruyacak. Bu amaçla ÇAYKUR vardır.

Sayın Başkan, sizin dediğiniz gibi, işte "Pahalı alıyor, ucuza satıyor; nasıl kâr etsin?" Yapma Sayın Başkan, öyle bir şey yok, öyle bir şey yok yani, bunu kayıtlardan çıkarın yani size yakışmaz bu cümle. Öyle değil. Çay yönetilemediğinden dolayı çay bu noktaya gelmiştir. Ve ÇAYKUR'un görevidir arkadaşlar çayı denetlemek. Ama ÇAYKUR maalesef yıllardan beri uyguladığı politikalarla -özel sektörün tamamına demiyorum- belli sayıda özel sektör firmalarının işine yarıyor. Bugüne kadar belli bir noktaya gelmiş, kota uygulamış ÇAYKUR.

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Sayın Bekaroğlu, bir dakika da ilave ettim, son sözlerinizi alalım.

Buyurun.

ATİLA SERTEL (İzmir) - Rizeli Milletvekili, çay üreticisi; müsaade edin konuşsun, diğer arkadaşlarımız konuşmuyor zaten.

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Buyurun.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Şimdi diyecek ki: "Kontenjan ve kota uygulamak zorundayım çünkü kapasitem yok."

Değerli arkadaşlarım, kapasite niye yok? Önce soru bu. Niye bugüne kadar kapasite geliştirilmedi? Buna cevap olarak diyeceksiniz ki: "Özel sektör var, onun kapasitesi..." O zaman, özel sektörün atıl olan kapasitesini kullanın, değerlendirin; özel sektöre standartlar koyun ve özel sektöre çay imal ettirin, çay satmakta bir problemimiz yok ki. Türkiye'nin ürettiği kuru çay yılda 240 ila 260 bin ton değerli arkadaşlarım ama Türkiye 300 bin ton çay tüketiyor, 50-60 bin ton kaçak çay giriyor ve tüketiliyor Türkiye'de. Demek ki piyasada öyle bir problemimiz yok. Alın çayı, özel sektöre standardı koyun, denetleyin, ve ürettirin. Kota ve kontenjanla ilgili problem, sizin probleminizdi. Niçin bu sene olmadı? Osman Aşkın Bak niye buraya gelmedi? Şimdi, öyle diyor: "Bekaroğlu kürsüye çıktı -Rize'de de aday olmaktan korkuyor- dedi ki: 'Kota, kontenjan...' Bu sene kota, kontenjan yok. Çayı da ÇAYKUR'un ilan ettiği fiyatın üstünde satıyoruz." Niye? Çünkü rekolte düştü bu sene değerli arkadaşlarım, tam hesaplanmadı ama yüzde 30-35 civarında. Niye düştü rekolte? Hükûmetin politikalarından dolayı düştü. Niye? Çünkü geçen sene 2.200 lira olan gübre, bu sene 8-9 bin lira değerli arkadaşlarım; vatandaş gübre atamadı, bunun için düştü. Niye düştü? Onda 1 budama yaptırırken bu sene yedide 1 budama yaptırdınız; bunlar sizin işleriniz, yönetemiyorsunuz.

Sayın Genel Müdür, geleceksiniz, bunları anlatacaksınız yani kota, kontenjan meselesi nedir, insanlara bunları anlatacaksınız. İnsanları aldatmayacaksınız değerli arkadaşlarım, doğru konuşacaksınız. Çaydan zarar etmek akıl işi değildir değerli arkadaşlarım. ÇAYKUR akılla yönetilmiyor.

Sürem bu kadar, onun için çok fazla uzatmıyorum. Defalarca konuştuk, bunlara cevap verecek.

Sayın Genel Müdür burada bir sunum yapmış değerli arkadaşlar, bu sunum topu taca atmaktan başka bir şey değil. Niye tacı atmaktan başka bir şey değil? ÇAYKUR'un çok temel problemleri var. Bakın, çayın artık yenilenmesi gerekiyor, bununla ilgili ciddi bir proje yapılması lazım, bunu uzun uzun bize anlatması gerekiyor; kapasite nasıl arttırılacak, bunu anlatması lazım; yıllardan beri yılan hikâyesine dönen Çay Kanunu niye çıkmadı, bunu anlatması lazım. Gelmiş 5 sayfalık sunumdan 3 sayfasında bize Matcha çayı, efendim, yeşil çay pudrası, beyaz çay pudrası, kafeinsiz çay filan yani bize keçiboynuzu çiğnetiyor; böyle olmaz, bu şekilde ÇAYKUR'u yönetemezsiniz, bunlar yanlıştır. O nedenle, ÇAYKUR'u yönetecekseniz, size çayla ilgili sorulan sorulara cevap verin; milletvekillerinin anayasal görevlerini engellemeyin. Bir tane soruya cevap vermediniz ama Rize'de milletin karşısına çıkıyorsunuz, algı operasyonu yapıyorsunuz. O zaman, istifa edersiniz, kardeşiniz gibi siyaset yaparsınız; bürokrat olarak bu sözleri söyleme hakkınız yoktu.

Teşekkür ederim.

OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Atila Beyin ricasıyla, Rizeli olması hasebiyle... Atila Beyin dakikasından almadım ama onu da ifade edeyim.

MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Eyvallah, teşekkür ediyorum.