| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (ÇAYKUR) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .06.2022 |
ATİLA SERTEL (İzmir) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Şimdi, bazıları bu işi yaşamadığı için yani Karadeniz'de, çayın içinde doğup büyümediği için Mehmet Bekaroğlu gibi yaşayan bir insanın konuşmasında yarar görüyorum. Ayrıca, serzenişlerinde de haklı.
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Efendim, biz de on dakika süre verdik Sayın Bekaroğlu'na, on dakika süresini kullandı.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sekiz buçuk dakika konuştu Başkanım, ben baktım.
OTURUM BAŞKANI NEVZAT ŞATIROĞLU - Biz de bakıyoruz buradan.
ATİLA SERTEL (İzmir) - Sağ olun, teşekkür ederiz.
Şimdi, milletvekilleri soru soruyor, KİT Komisyonunda da biz onlarca, yüzlerce soru soruyoruz; istiyoruz ki olay ortaya çıksın ve yanıtları bizi tatmin etmenin ötesinde, denetim görevini görürken eksiği aksağı da bulalım, bunun giderilmesi için Kuruma naçizane önerilerimizi sunalım. Yani bu görevi bize Türkiye Büyük Millet Meclisi veriyor, biz burada Türkiye Büyük Millet Meclisini temsilen bulunuyoruz bütün KİT Komisyonu üyeleri. Sayıştay, buradaki milletvekili arkadaşlarımız, buradaki bürokrasi kadrosu, buradaki genel müdür yardımcıları, hiçbir kurum sorulara doğru düzgün yanıt vermiyor. Ya, ben soru soruyorum "Bu ne kadar?" diyorum "Yeteri kadar." diye cevap veriyor. Yeteri kadar ne, rakam ne? Sayı yok, böyle bir şey yok, böyle yanıtlar var. KİT Komisyonunun cevaplarına bakın. Yani PTT'nin verdiği yanıtları siz okusanız yani biraz baksanız... Gerçekten ben çok üzülüyorum çünkü sorduğun soruya yanıt alamıyorsun. Yani çok basit ve net öz Türkçeyle konuşup sorulan sorulara yanıt verilmediği zaman denetlermiş gibi yapıyoruz, KİT Komisyonu görevini yapıyormuş gibi oluyor; bu da bizi çok üzüyor. Yani burada Başkan var, Başkan Vekili var, yazmanı var, KİT Komisyonunun çalışanları var. Böyle bir tablo olmaz. Ya -birileri- bürokrasi siyasetten güç alıyor, arkasına almış birini ya da birilerini, yani "Siz ne sorarsanız sorun biz yanıt vermeyeceğiz." diyorlar. Yani benim oğlum bina okur, döner döner yine okur. Yine aynı cevabı veriyorlar. Yani bu, bütün kurumlarda aşağı yukarı böyle bir vakti olursa Sayın Başkanın ve yönetimde bulunan KİT Komisyonu Başkanı ve arkadaşların, oturur, o verilen yanıtları teker teker tartışırız. Eğer kendileri tatmin oluyorsa benim söyleyecek hiçbir şeyim yok.
Şimdi geliyorum ÇAYKUR'a. Ya, şimdi, Sayın Bekaroğlu anlattı, Türk insanının en büyük zevklerinden biri çay içmektir yani mevlit okunur, çay içersin; kahveye gidersin, çay içersin; ev oturmasına gidersin, çay içersin; çay bizim geleneğimiz olmuş, çay çok önemli. Bir de Karadeniz'de, Rize'de Trabzon'da, Giresun'un belli bölgelerinde çay insanlar için yaşam kaynağı olmuş, temel kaynak. Onun için 600 kişi alınacağı zaman bölgeden 23 bin kişi kuruma başvuruyor, devasa bir rakam. ÇAYKUR'a girmek için 23 bin kişi başvuruyor yani müthiş bir işsizliğin göstergesidir bu. O nedenle orada ÇAYKUR'un düzgün yönetilmesi ve ÇAYKUR'un üretiminin yüksek olması ÇAYKUR'un çay ihtiyacını karşılamasının yanı sıra bölge halkına destek olabilmek için ÇAYKUR'un güçlü olması, bu kurumun güçlü bir kurum hâline gelmesi bizim temennimiz. Biz istemiyoruz ki ÇAYKUR yerlerde yuvarlansın, sürüklensin; bizim asla öyle bir talebimiz olmaz.
Eğer şu anda zam gelmediyse 1 kilogram çayın fiyatı 70 lira civarında ama Sayın Bekaroğlu'nun söylediği gibi, çaya tam zam geleceği sırada özel sektöre ÇAYKUR'dan çay çıkmasının sebebini biz de anlayamıyoruz, ben de anlayamadım. Neden böyle oldu, niçin böyle oluyor?
Şimdi, tüketici fiyatları açısından 2020, 2021, 2022 yılının ilk beş ayında çaya ne kadar zam geldi ÇAYKUR'dan ve 2022 yılında artış olacak mı? Bu konuyu ben merak ediyorum. Son üç yılda fiyatlarınız ne kadar arttı, market, bakkal satışına bu ne kadar yansıdı? 2021 yılında üretim maliyetlerinizi ve satış fiyatlarınız neydi? Onu merak ediyorum
Ve 2020 yılı raporunu okudum, orada beyaz çayın üretim maliyeti 3 bin liradan fazlaya mal oluyor. Bu çayı özel kılan bazı nedenler var yani Genel Müdür bahsetmişti biraz bana. Beyaz çay noktasında talepler de var ama bu beyaz çayın ne kadar üretildiği, nasıl satıldığı noktasında sorularım var. Ya Cumhurbaşkanına beyaz çay gönderiyor musunuz? Ne kadar gönderiyorsunuz? Sarayda beyaz çay tüketimi konusunda bir bilginiz var mı? Ben merak ediyorum. Yani beyaz çay karşılığında bir ödeme var mı yok mu bilmiyorum, bunu öğrenmek istiyorum.
Şimdi, ilk deneme üretimleri başladı 2012 yılında "stevia" diye bir bitkiyle. Bu "stevia" bitkisinin fiyaskoyla sonuçlanmasının sonucunda 16 milyon yatırımla kurulan tesis gümledi. Beş yıllık deneme üretimi yapıldı, sonra dediler ki: "Ya, bu 'Stevia' bitkisi bu bölgeye uymuyor. ondan dolayı da yetiştirmiyoruz." İyi de yani bu bölgeye uymayacağını hangi bilimsel veriler ve araştırmalar sonucunda ortaya koydunuz ki...
MEHMET BEKAROĞLU (İstanbul) - Genel Müdürü beğenmediler(!)
ATİLA SERTEL (İzmir) - Ha, yani sonradan "stevia" bu bitkinin üretilmemesi, yetiştirilmemesi, şeker üretilmesi açısından gelinen bir nokta vardı, bu rafa kalktı. Şimdi, bu proje rafa kalktığı zaman, bunun bir tesisi var; bu tesis ne oldu, nasıl değerlendirilecek, ne yapılıyor bu tesiste? Yani onu da merak ediyorum. Bu başvuran 24 bin kişiden -Sayın Bekaroğlu da söyledi- 630 kişi işe giriyor. "Tamam, iş bulduk, tamam, ÇAYKUR'da çalışacağız, kurtardım, çoluk çocuğuma ekmek götüreceğim helalinden." böyle diyor oraya giren. Bakıyorsunuz, 120 kişi kurayı kazanmış, işbaşı yaptırılmamış. Ya, sebep soruyorsunuz ve işsizliğe mahkûm olan 120 kişi var. Neden? İşte tahsiliydi, işte başka nedenler falan. Ya, bunları işe başvururken önceden bir elemeden geçirmek, kuraya katmamak daha doğru değil mi? Ya, "Arkadaş, senin bu konuda kuraya katılmaya hakkın yok." demek daha doğru değil mi? Şimdi, bu kurayı kazanan 120 kişiyle ilgili işbaşı yaptırmak için bir girişim var mı? Ayrıca, yine yedi yıl önce orada, bize mühendisler ricada bulunuyor, diyor ki: "150 mühendis kadro bekliyor orada." Yani yedi yıldır, belki bir yedi yıl daha sizin iktidarınız sürmeyecek Allah'tan da sürmediği zaman biz onları çözeriz ama yedi yıl bir insan kadro bekler mi ya bir kurumda? O kurumla nasıl entegre olacak, nasıl çalışacak? Mühendis kadrosunda adam ama kadrosu yok yani bu personel sayısı ve taşeron çalışan personel sayısı da çok önemli. Geçici çalıştırıyorsunuz, mevsimlik çalıştırıyorsunuz, anlıyorum ama kurumun kendi bünyesi içerisinde çalışan sayısı zaten süreç içerisinde giderek azalmış. Yani otomasyona geçmenin bunda tabii ki etkisi olabilir ama ÇAYKUR'da çalışan insan sayısıyla... Rize'de neredeyse hangi eve gitseniz bir tane ÇAYKUR emeklisiyle karşılaşırsınız ya da hangi mahalleye gitseniz "ÇAYKUR'dan emekli oldum." der. Yani ÇAYKUR bir hayat kaynağı, o kaynak kuruyor; onun kurumaması için gayret sarf ediyoruz.
Yine, Rizespor küme düştü, gerçekten Göztepe düştü, Altay düştü, İzmir'in 2 takımı; yani tabii ligler de devam eder, düşer, çıkar, tekrar olur ama siz son beş yılda bir maddi kaynak da sağladınız Rizespor'a. Ben bu kaynağın nereden sağlandığını, hangi kaynaktan sağladığınızı ve Rizespora ne kadar kurum bütçesinden para çıktığını size soruyorum. Varsa başka kulüplere, amatör kulüplere de destek sağlıyor musunuz? Onu da merak ediyorum.
Yine, ÇAYKUR olarak bazen reklamlar veriyorsunuz, televizyonlara, gazetelere ilan ve reklamlar veriyorsunuz. Bu ilan ve reklamlarda da eşit davranmadığınızı biliyorum çünkü gerçekleri yazan gazeteler, gerçekleri söyleyen televizyonlar sizden asla reklam alamaz ama bütün gazetelerin sattığı kadar satış tirajı olan Sözcü gazetesi dururken hiç satmayan vitrinde duran gazeteye reklam vermek ÇAYKUR'un hangi kriterlerine uyuyor? Hangi kriterlere göre reklam yapılıyor, ÇAYKUR'un reklamı mı yapılıyor yoksa o kuruluşa, o yandaş medyaya destek mi sağlanıyor? Bu önemli.
Bitiriyorum Başkan.
Bu anlamda, ÇAYKUR olarak tüm markalarınızla birlikte, 2020, 2021 ve 2022'nin ilk beş ayında hangi gazete ve televizyonlara ne kadar reklam verdiniz, ilan ve reklam için ödenen ücretleri, reklam verilen kurumları bize yıl yıl olarak belirtirseniz teşekkür ederiz.
Sayın Bekaroğlu'nun dediği gibi, buradaki arkadaşlarımızın hiçbirinin, hiç kimseyle kişisel olarak herhangi bir hesabı yok; ne kini var ne nefreti var ne böyle ön yargısı var. Biz, kurumların iyi yönetilen ve iyi yönetildiği zaman alkışlamayı, onu takdir etmeyi de bilen kesimiz ve öyleyiz. Ancak şunu söyleyeyim: ÇAYKUR'un son dönemdeki zararlarının aslında sadece ÇAYKUR'la bağlı kalmadığını, bu zararın Rize halkına, Karadeniz halkına yansıdığını da bilmenizi istiyorum. Çünkü onlar çocuklarının tahsilinden, boğazlarından geçecek lokmaya kadar bütün her şeylerini ÇAYKUR'a, çay üretimine ve çaydan gelecek paraya bağlamış durumdalar.
ÇAYKUR'un çay kanunuyla ilgili talebi oldu ama bir türlü çıkarılamadı. Biz de Cumhuriyet Halk Partisi olarak çay kanunu hazırladık ama bu çay kanunu da yok edildi, gitti. Buradan siyasi yapıya düşen, iktidar partisine düşen görev Genel Müdürle, yetkililerle, Tarım Bakanlığıyla, uzmanlarla, çay konusunda bilgi sahibi olan ve o konuda görüşleri olan insanlarla toplanarak bir çay kanunu hazırlayıp mutlaka Meclise getirmeleri gerekiyor. Ama tabii buradaki arkadaşlar bunu yapamazlar, biliyorum; en azından benim sesimi saray duysun, saraydaki bürokratlar duysun, bu kanunu hazırlayacak olanlar duysun ve onlar hazırlasınlar, buradaki arkadaşlar imzalasınlar ve biz çay kanununu birlikte Meclisten geçirmiş olalım.
Sabrınız için teşekkür ederim Sayın Başkan.