| Komisyon Adı | : | KAMU İKTİSADİ TEŞEBBÜSLERİ KOMİSYONU |
| Konu | : | Türkiye Şeker Fabrikaları AŞ'nin (TÜRKŞEKER) 2019 ve 2020 yıllarına ait bilanço ve netice hesaplarının görüşmeleri |
| Dönemi | : | 27 |
| Yasama Yılı | : | 5 |
| Tarih | : | 09 .06.2022 |
AHMET VEHBİ BAKIRLIOĞLU (Manisa) - Teşekkür ederim Sayın Başkan.
Yeni görevinizde başarılar diliyorum size, kolay gelsin.
Şimdi, Tarım ve Orman Bakanlığı Şeker Dairesinin bir açıklaması var; buna göre, bu açıklamada, 2021-2022 pazarlama yılında A kotası 632 bin ton olarak açıklanmış ve bu dönem içerisinde üretim 2 milyon 520 bin. Yani neredeyse kota kadar da bir üretim yapılmış ve geçen seneden de stoklarımızda 300 bin ton şeker stoku varmış. Yani bu sene 2 milyon 820 bin ton bir şeker var yani ihtiyacımızı karşılayacak hatta ihtiyacımızın üstünde bir şeker üretimi söz konusu. Benim aldığım bilgilere göre, 2022-2023 pazarlama yılı için de şu anda, tarlada tahmin edilen -tabii, verim durumuna göre- 2 milyon 650 bin ton da üretim yapılması planlanıyor. Önümüzdeki sene de büyük ihtimalle herhangi bir şekilde ihtiyacımızı karşılayacak üretim olacak.
Peki, biz niye 400 bin ton şeker ithal etmekten bahsediyoruz? Şimdi, böyle bir şey var yani elimizde yeteri kadar şeker var, önümüzdeki sene de inşallah ihtiyacımız kadar şeker üretimi olacak -Allah bir afat vermezse- ve bunun üzerine pancar şekeri üreticileri de bir basın açıklaması yapıyor ve diyorlar ki: "Biz bu sene 7 liradan şeker sattık." Benim yapmış olduğum çalışmalarda, şu anki şeker fabrikalarında, özel fabrikaların birçoğunda herhangi bir stok yok yani 7 liradan bunlar şekerleri satmışlar. Şu an, TÜRKŞEKER de KDV dâhil 7,80'e şeker satmakta. Varmak istediğim şey şu: Hâl böyleyken yani bir ülke düşünün, bu ülkede kotalarla şeker pancarı üretimi yapılıyor, ne kadar şeker üretileceği belli ve üretilen belli, kimin ne ürettiği belli, alan belli, satan belli ve bu mal 7 liradan satılmış fakat şu anda raflarda 22 lira, 23 lira; şekerin torbası bin lira. Bu şartlar altında, bu ülkede, dünyada gıda krizi varken, karşılayıp karşılamayacağımız bile belli değilken, 400 bin ton şeker ithal edilmesi söz konusu. Bunun mantıklı bir açıklaması var mıdır? Ha, şöyle de bir şey var: Geçen sene mayıs ayına kadar piyasaya 1 milyon 450 bin ton şeker sokulmuş, bu sene 2 milyon 50 ton yani şu anda 600 bin ton stok var. Bildiğim kadarıyla, TÜRKŞEKER'in elinde de 330 bin ton stok var şu an. Yani böyle bir ortamda -bilmiyorum, çok merak ediyorum, hakikaten merak ediyorum Sayın Bakanım- bir mal 7 liradan çıkmış, 7 lira fabrika çıkışı, nasıl oluyor da 20 liraya çıkabilir? Devlet üretimin içinde, devlet de bu malın yüzde 35'ini üretiyor, bununla ilgili kotalar konulmuş, bununla ilgili, işte, şekerle ilgili daire var. Yani bunun mantıklı bir izahı var mıdır? Ben neden kaynaklandığını biliyorum. Yani esasına baktığınızda bunun arkasındaki sebep, bu süreç doğru yönetilmedi, bu sürecin doğru yönetilmediği zaten ortada. Buradaki esas artış, ülkemizde çok ciddi bir enflasyon var, maliyetlerden kaynaklanan enflasyon var ama şeker örneğine baktığımız zaman maliyetlerden kaynaklanan enflasyon kadar, bu ülkede beklentilerin bozulduğunu, fiyatlandırma alışkanlıklarının bozulduğunu ve bu sebepten dolayı fiyatların da yükselmeye başladığını görmekteyiz. Yani bu da güvenle alakalı bir şey. Ben sizden bunun cevabını hassaten merak ediyorum.
Bir iki tane daha sorum olacak. Doğru mudur, değil midir, şöyle bir iddia var: TÜRKŞEKER Tarım, elindeki ekmeklik buğdayı Gaziantep'teki bir makarna fabrikasına tonu 1.960 liradan satıyor. Bu satış tarihinde piyasadaki fiyat 2.800 lira. Böyle bir satış olmuş mudur olmamış mıdır, olduysa neden piyasa fiyatının altında bir satış olmuştur? Gene aynı şekilde, depoda bulunan, piyasa fiyatı 7,5 lira-8 lira arasında değişen 900 tona kadar nohudun Ankara merkezli bir bakliyat firmasına 4.93 liradan satıldığı iddiaları doğru mudur ve kurumun bu satıştan da 5 milyon lira zarar ettiği iddiaları doğru mudur? Böyle bir şey varsa cevabınızı merak ediyorum.
Yine, Cumhuriyet Halk Partisi Manisa Milletvekili Bekir Başevirgen'in gündeme getirmiş olduğu bir hadise var. Biliyorsunuz, TÜRKŞEKER kurumu kovanlara, arıcılara ucuz şeker tahsis ediyor. Bu iddiada tabii ki devlet verilerinden derlenmiş bir iddia. Bizim iddiamız şu: Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliğine kovan başına 1 kilogramdan 6 milyon 384 bin ton şeker verilmiş, tahsis edilmiş. Bal Üreticileri Birliğine de 845.436 kovan için 1.272 ton şeker tahsis edilmiş. Fakat burada, "TAHAP" denilen bir dernek var, TAHAP'a ait 48.851 kovana ise 1.755 ton ucuz şeker verilmiş, tahsis edilmiş. Yani diğer birliklere kovan başına neredeyse 1 kilogram indirimli şeker tahsis edilmişken bu sözünü ettiğimiz TAHAP'a kovan başına yaklaşık 35 kilogram şeker tahsis edildiği söyleniyor. Bakanlığınız bunu yalanladı, Bakanlık böyle bir şey olmadığından bahsetti. Ancak bizim almış olduğumuz bu veriler de Bakanlığın bilgi sisteminden alınmış olan veriler. Bence bu konu biraz daha açıklamaya muhtaç. Bakanlık şunu söylüyor: "Biz 3.500 ton olan tahsisi bu sene 3 katına çıkardık, yaklaşık 10 bin tona kadar çıkardık." Aynı yazı içerisinde Türkiye'de 7 milyon 200 bin kovan olduğundan bahsediliyor yani ÇKS'ye kayıtlı olan 7 milyon 200 bin kovan olduğu söyleniyor, kayıtsızlarla beraber 8 milyon kovandan bahsediliyor. Demek ki bazı kovanlara daha fazla tahsis verilmiş, bu ortaya çıkar. İzah edersiniz onu, bilmiyorum, böyle bir iddia var. Yalanladınız ama açıklamaya da baktım, çok da fazla bir ayrıntı yok esasında, "Böyle bir şey yok." demişsiniz, geçmişsiniz. O konuda biraz daha ayrıntı verirseniz...
Bir de bu tahsislerde yani yapmış olduğunuz, bu indirimli şeker vermiş olduğunuz firmalarda bunun denetimi var mı yok mu? Çünkü indirimli veriyorsunuz. Bu mal piyasaya sürülüyor mu sürülmüyor mu? Bu konuda herhangi bir denetim mekanizması var mı?
Bir de başka bir sorum var. Bildiğiniz gibi bu TÜRKŞEKER özelleştirme kapsamında ve en sonunda -bildiğim kadarıyla- bu kurum, Tarım Bakanlığıyla ilgili kuruluş hâline getirildi ve biraz evvel arkadaşlarım da bahsetti, yaklaşık 5 milyar liralık gibi bir rakam, bir zarar var bildiğim kadarıyla; tam rakamı bilmiyorum. Benim bildiğim kadarıyla, bu kurum özelleştirme kapsamına alınırken oluşabilecek zararlarının karşılanması hususunda "Şirket yönetim kurulu yetkilidir." denmektedir. Yani ortada da milyarlarca liralık zarar vardır ve bu kurum Bakanlıkla ilgili kurum hâline gelmiştir. Bu 5 milyar lira -veyahut da kaç paraysa- zarar Bakanlığa mı devredilmiştir? Bu konuda bilgi istiyorum sizlerden.
Teşekkür ederim.