KOMİSYON KONUŞMASI

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Sayın Başkanım, Adalet Komisyonumuzun değerli üyeleri, kıymetli bürokratlar ve basın mensupları; Adalet Komisyonu olarak uzun süredir geniş yankı ve beklenti uyandıran Basın Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi'nin görüşmelerine başlamış bulunmaktayız.

Saygıdeğer Komisyon üyeleri, teklifin kamuoyunda bazı çevrelerce amacından kaçırılmaya, hedefinden saptırılmaya çalışıldığını üzülerek görmekteyiz. İşin garip tarafı önümüzdeki kanun teklifini eleştirenler özellikle sosyal medyadaki giderek daha da tehlikeli bir hâl alan dezenformasyon konusunda somut, elle tutulur bir çözüm sunamamaktadırlar yani onlara göre dezenformasyon, bu hâliyle devam etmelidir. Kişisel itibar suikasti, devletin güç ve değer kaybı, toplumun panik havasına sürüklenmesi, yalan haberin serbestçe havada uçuşması, anonim hesapların varlığını sürdürmesi önümüzdeki teklifi eleştirenler tarafından makul görülmektedir. "İstemezük" anlayışıyla varılabilecek bir yenilik, gelişme veya çağdaşlaşma yoktur ama somut bir şekilde "Öyle olmasın, şöyle olsun." denilebiliyorsa eleştiri de elbette bizim tarafımızdan da makul karşılanacaktır.

Değerli milletvekilleri, dezenformasyon, bugün, tüm dünyanın maruz kaldığı, mücadele için farklı tedbirler geliştirdiği, esasen çok önemli ve tehlikeli bir sorundur. Dezenformasyonu, yanlış veya doğruluğu bulunmayan ve kasıtlı olarak yayılan bilgi ve bilgi çarpıtma olarak da tanımlayabiliriz. Dezenformasyon içeren yalan ve sahte haber, tarih var olduğundan beri insan hayatında yerini almıştır fakat bugün gelinen noktada ise sosyal medya dolayısıyla insanlığın hiç görmediği hızlı bir boyuta ulaşmıştır. Sahte belge, el yazısı, fotomontaj, montaj filmleri ile fabrikasyon istihbarat, dedikoduların duyurulması gibi yöntemlerin bu süreçte rahatlıkla kullanıldığını hepimiz gözlemlemişizdir. Özellikle, salgın, doğal afet, seçim dönemlerinde artan sosyal medyadaki dezenformasyonla ilgili hemen akla gelen önemli gelişmelere baktığımızda, Orta Doğu ve Kuzey Afrika'yı saran Arap Baharı'nın kitlesel ve hatta bölgesel halk hareketine dönüşmesinde kuvvetli dezenformasyon içerikli sosyal medyanın etkisini, pandemi döneminde sosyal ağlar üzerinden virüs ve aşılar hakkında yalan haberlerin yayılması; özellikle, anonim yani gerçek kimliklerini saklayan hesaplar üzerinden ırkçılık ve nefret suçları; Türkiye'nin uluslararası girişim ve başarılarının baltalanmak istenmesi gibi tehlikeli gelişmeleri görmekteyiz.

Değerli milletvekilleri, sosyal medya vasıtaları aracılığıyla terör örgütlerinin her geçen gün farklı jenerasyon ve taktiklerle fink attığı gözlemlenmektedir. Yakın zamanda Emniyet kaynaklarının kamuoyuyla paylaştığı terör örgütlerinin sosyal medya kullanımıyla ilgili ilginç tespitleri bulunmaktadır. Buna göre FETÖ ve PKK gibi terör örgütleri ve diğer terör örgütleri de bu kapsam içindedir ve bunlara bağlı kitle sosyal medyayı etkili olarak kullanmaktadır. Özellikle, yurt dışında firari olarak bulunan terör örgütü mensuplarının açıktan, yurt içindeki destekçilerinin ise sahte bot hesaplar aracılığıyla meydana gelen her olayı kullanarak toplumu ayrıştırmaya ve devlet tarafından yürütülen faaliyetleri manipüle ederek değersizleştirmeye uğraştıkları tespiti yapılmıştır. Bu tür faaliyetleri, çeşitli ideoloji ve cinsel kimlikler altına girerek "ters algı" "trolleme" yani içine büründüğü kimliği kötü savunarak veya radikal göstererek yapmaya çalıştıkları yine Emniyet tarafından tespit edilmiştir. Sadece Türkiye'de değil, dünyada sosyal medya gündemine giren "Help Turkey" başlığıyla yurt içi ve yurt dışından yapılan paylaşımlar, dezenformasyon ve algı operasyonlarının en büyük örneklerinden birini oluşturmuştur. Çoğu aynı gün açılan sahte ve bot hesaplarla başlayan takipçi sayısı, çok olan hesaplar tarafından da "kopyalayapıştır" yöntemiyle büyütülen, Türkiye'de bazı ünlü kişileri de içine alan bir algı operasyonu girdabına dönüşmüştür. Hâlen Katar Hamad Bin Khalifa Üniversitesinde öğretim üyesi olarak da görev yapan ve Orta Doğu dijital otoriteryenlik, sosyal medya ve dezenformasyon konularında çalışmalar yapan İngiliz Uzman Mark Owen Jones, "Help Turkey" ve "Global Call" etiketleriyle yapılan paylaşımların gerek insanlar ve ünlüler tarafından kullanılmakla birlikte, sahte ve bot hesaplar üzerinden yapay olarak yayıldığını ve bu yönüyle bir manipülasyon kampanyasının ürünü olduğunu açıklamışlardır. Jones "Help Turkey" etiketiyle dünya genelinde 46 bin hesaptan yapılan 160 bin etkileşim üzerine yaptığı ağ analizinde, etiketle en fazla paylaşım yapanların sahte ve bot hesaplar olduğunu tespit etmiştir. Bu konuyla ilgili bu hafta içerisinde Emniyet Genel Müdürlüğünün de bir açıklaması olmuştur. Buna göre, sosyal medya platformu Twitter'da, mayıs ayı içerisinde, ülkemizdeki 12 milyon 479 bin hesap üzerinden 145 milyon "tweet" atılmıştır. Bu "tweet"leri atan hesapların yüzde 23'ünün bilgisayarlar tarafından yönetilen bot hesaplar olduğu görülmüştür. Yine, mayıs ayı içerisinde ülkemizde sosyal medyada gündem olan 10 etiket incelendiğinde, bu etiketler üzerinde yoğun olarak etkileşimde bulunan hesapların yüzde 52'si, bakın yüzde 52'sinin bilgisayarlar tarafından yönetilen bot hesaplar olduğu da anlaşılmıştır. Yine Oxford Üniversitesi Reuters Enstitüsünün 2018 yılında yaptığı bir araştırma var ki her yıl tekrar ediyor ve ilk olarak 2018 yılında yaptığı bu tespiti her seferinde de tekrarlamış oluyor. 2018'de yaptığı araştırmada Türkiye yalan habere muhatap olma noktasında dünyadaki 1'inci ülke olarak tespit edilmiştir ve bu konumunu hâlâ korumaktadır.

Değerli milletvekilleri, bugün baktığımızda Almanya'da 2018'de yürürlüğe giren yasa, sosyal medya sitelerinin nefret söylemleri, sahte haberler ve yasa dışı içerikli paylaşımları hızlı bir şekilde silmeye mecbur bırakmaktadır. Silinmemesi durumunda da 50 milyon euroya kadar para cezası verilebilmektedir. Yine, bununla birlikte İngiltere, sahte sosyal medya hesaplarıyla ilgili önemli adımlar atmaktadır. İngiltere Kraliyet Savcılık Teşkilatı, sahte sosyal medya hesaplarıyla ilgili yaptığı açıklamaya göre Twitter, Instagram ve Facebook gibi sosyal medya platformlarında sahte hesap açıp diğer kullanıcıları rahatsız eden, küçük düşüren, taciz eden, ifşa eden ve haklarında yalan haber çıkaranlara karşı yeni bir kanun tasarısı hazırladığını duyurmuştur.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Gerçek hesapla tehdit edip hiçbir şekilde işlem başlatılmayanlar da var Halil Bey, onlarla da ilgili bir şey söyler misiniz.

BAŞKAN ABDULLAH GÜLER - Söz alın efendim, konuşmanızda yer verirsiniz.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Onu bitince cevaplayacağım efendim.

Diğer taraftan, İngiltere'de sosyal medya platformlarında yaptıkları paylaşımlarla İletişim Yasası'nın 127'nci maddesini ihlal edenlerin altı aya kadar hapis cezası ve 5 bin sterline kadar para cezasına çarptırıldığını biliyoruz. Terörle Mücadele Kanunu kapsamına giren mesajlarda ise cezalar daha da artırılmakta. Fransa Ulusal Meclisinde internette yayınlanan yalan haberlerin engellenmesini öngören 2 yasa tasarısı 2018 yılının Kasım ayında kabul edilmiştir. Tasarı, Almanya'daki gibi Fransa'da da Facebook ve Twitter gibi sosyal medya organlarında yer alan yalan, algı üretmeye dönük gerçek dışı haberlerin en kısa zamanda silinmesinden sorumlu tutmaktadır.

Görüleceği üzere, bütün Batılı ülkelerde dezenformasyon konusunda önleyici tedbirler tıpkı bizim ülkemizde yapmak istediğimiz gibi alınmaktadır. Tam bu noktada Twitter'ı satın alma görüşmelerini sürdüren Elon Musk'ın Twitter'da kullanıcıları gerçek bir hesapla eşleştireceğini, böylelikle anonim hesapların vermekte olduğu zararların önüne geçileceğini ifade etmesini de burada sizlere hatırlatmak isterim. Ne zamanki sosyal medyada anonim hesaplar son bulur, o zaman gerçek demokrasi kuralları işlemeye başlar diye düşünmekteyiz. Zira, kimin hakkında olursa olsun, sahte bir hesabın ardına saklanıp, tetikçilik yapmak, demokrasiyle değil cezayla ilişkilendirilmelidir. Demokrasilerde olması gereken, kim hangi görüşü ifade ediyorsa, gerçek kimliğiyle ardında durabilmelidir. Eğer söyledikleri suç teşkil ediyorsa o suçun cezasını göze alarak bunun arkasında durabilmelidir. Suç işlemek özgür bir davranıştır. Dolayısıyla, Sayın Turan, herkes işlemiş olduğu suçun cezasını çekmek istiyorsa, çekme noktasında bir endişe, kaygı taşımıyorsa suç işleyebilir; bağımsız ve tarafsız Türk mahkemeleri yargılamayı yapar, eğer bir suç teşkil eden eylem ve söylem varsa cezasını verir, yoksa da beraat kararı verir.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - "Cezasızlık iklimi var." diyorum, "Cezasızlık iklimi var." diyorum; örneklerim var.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - "Cezasızlık iklimi var." diyorsunuz.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Evet.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - İşte, bu kanunla inşallah bunlar da çözülmüş olur yani.

TURAN AYDOĞAN (İstanbul) - Onunla ilgisi yok ya.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Saygıdeğer Komisyon üyeleri, şimdi, bunu şöyle düşünün: Sadece Hükûmet tarafından değil yani burada Cumhuriyet Halk Partili bir milletvekili de veya bir başka siyasi partili bir milletvekili de veya genel başkanı veyahut da bir il başkanınızı siyasi olarak linç kampanyasına tabi tutulup yalan haberler anında yayılabiliyor. Dedi ki: "'x' şahsı hırsız ve yalancıdır." Adamlar anında bunu bir uydurma haberle yayabiliyorlar.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - Çubuk'ta yaşanan linç...

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Dolayısıyla bu buna da engel olacak bir kanundur Süleyman ağabey.

SÜLEYMAN BÜLBÜL (Aydın) - İnşallah.

HALİL ÖZTÜRK (Kırıkkale) - Şimdi, konuşmamızın son bölümüne geldiğimizde, saygıdeğer Komisyon üyeleri, dezenformasyonda kullanılan hiciv, parodi, tık tuzağı ve yanlış yönlendirilen başlıklar, görseller ve istatistikler bağlamından koparılarak paylaşılan özgün içerikler, taktik içerikler, manipüle edilmiş veya uydurma içeriklerle mücadelenin bugünden itibaren başladığını düşünüyoruz. Diğer taraftan, kanun teklifiyle, sosyal internet medyasının ve çalışanlarının kanun kapsamına alınması özellikle bu mecralarda görev yapan emekçilere büyük katkı sağlayacaktır. Aynı zamanda, kanun teklifiyle, görev yaptıkları kurumların da resmî ilan alabilmesinin önü açılacağından maddi yönden nefes alabileceklerdir.

Teklifin ülkemize hayırlar getirmesini temenni ediyorum. Bundan sonraki maddelere geçtiğimizde bizim de Milliyetçi Hareket Partisi olarak katkılarımızla olgunlaşacak kanun teklifine kabul oyu vereceğimizi belirtiyoruz. Şimdiden kanunun hem ülkemize hem de bütün milletimize hayırlı olmasını temenni ediyor, Komisyonunuzu saygıyla selamlıyorum.

Teşekkür ederim Başkanım.