CAVİT ARI (Antalya) - Evet, Sayın Başkanım, şimdi, sağlık sistemi hepimizi çok yakından ilgilendiren en önemli konulardan biri. O nedenle de sağlık sisteminin doğru çalışmasını hepimiz arzu ederiz ancak tabii, yapılan girişimlere, çalışmalara rağmen aksayan yönlerinin de çok olduğunu söylemekte fayda var yani "hiç eleştirilemez bir sistem"miş gibi lanse etmeye çalışan arkadaşlarımız olsa da bu sistemin şu an eleştirilecek yönleri de gerçekten çok fazla.

Şimdi, özellikle yeni mezun gençlerimize yani doktor evlatlarımıza, çocuklarımıza şöyle bir baktığınızda hemen hemen hepsinin bir karamsarlık içerisinde olduğunu görebiliyoruz yani bu da bu sektörün, sistemin doğru işlemediğini göstermekte. Ben buradan Sayın Bakan Yardımcımıza sormak isterim; örneğin, son üç yıldır veya son bir yıldır atanmış olan doktor arkadaşlarımızın, gençlerimizin, yeni mezunlarımızın kaçı görevlerine devam ediyor? Kaçı görevini bıraktı, bırakmak istiyor? Yani kısacası, bir şekilde atananlar ilk fırsatta oradan ayrılmaya kalkışmaktalar, çalışmaktalar ve hatta çoğunluğu da artık yabancı dil kurslarını doldurmuş vaziyette. Şimdi, burada, bugün konuştuğumuz konular doktorlarımızın ve diş hekimlerinin ekonomik gelirlerinin artırılmasıyla alakalı. Tabii ki burada sadece "doktor ve diş hekimi" olarak almadan, bütün sağlık çalışanlarının, bu sistem içerisinde olan herkesin, buradan, gerçekten desteklenerek çıkması gerektiğini ben de bir kez daha ifade etmek isterim.

Pandemi sürecinde ilk kaybın eczacılarda olduğunu biliyoruz, demek ki eczacılar da risk grubu oluşturmakta. Yine, veteriner hekimler -burada dernek temsilcisi arkadaşımız da detaylı bir şekilde izah etti- onlar da sağlık sisteminin bir parçasıdır ve 40 bine yakın veteriner hekim bu süreçte yok sayılmıştır, bir sonraki düzenlemelerde dâhil edilmesinde fayda var.

Şimdi, bakın, 23 Nisanda bir hasta hastaneye gider, doktor kendisine biyopsi yapılmasını talep eder, 23 Nisanda muayenesi olan hastaya biyopsisi için 21 Şubata gün verilir, evrakı da burada, sevki de burada. Sayın iktidara mensup milletvekili arkadaşlar, her şeyi güllük gülistanlık anlatan değerli arkadaşlar; bunları da görün diye ben size söylüyorum yani böyle her şeyi sorunsuz gibi zannedersek sistemin aksayan yönlerini göremeyiz ve düzeltemeyiz de.

Şimdi, genele ilişkin detaya çok girmek istemiyorum, her şey ortada yani devletin kaynaklarının özellikle şehir hastanelerine kanalize ettirildiği, akıttırılmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz. Biz, sağlığın özellikle kamusal yönüyle, kamu hizmeti yönüyle daha da güçlendirilmesi gerektiğini savunuyoruz ancak son dönemlerde uygulanan metotla özellikle kamu hastanelerinde, tıp fakültelerinde yetişen personelin -başta öğretim üyeleri olmak üzere- özel sektöre resmen kaçırtıldığını da bu toplumda herkes bilir, herkes görür. Artık özel hastaneler üzerinden giden bir sağlık sisteminin içinde bulunduğumuzu söylemek isterim. Başta Sayın Bakan olmak üzere iktidarda bulunan birçok arkadaşımız, sağ olsunlar, özel hastane sahipleri; dolayısıyla da sistemin buna doğru kanalize edileceği de çok açık.

Şimdi, bunu da burada noktaladıktan sonra bu maddeye ilişkin kısa bir değerlendirme yapmak istiyorum. Uzman aile hekimliği konusu; gördük ki sadece kişilerin ekonomik anlamda desteklenmesini kapsayan ancak yeterli eğitim yönünde de eksiklikler olduğunu hissediyoruz buradaki konuşmalardan. Uzmanlık yönü önemlidir ama bunun daha da güçlendirilip eğitimin kalitesinin artırılması gerektiğinin ortada olduğunu söylemek isterim.

Şimdi, verilen bir sürenin uzatıldığı bir maddedeyiz ancak ben, Sağlık Bakan Yardımcısına şunu da söylemek isterim. Ben, burada Plan ve Bütçe görüşmeleri yapılırken Sağlık Bakanına, kendisine şunları sormuştum: Bakın, sistemin içerisinde gece gündüz mücadele eden, emek çeken doktor, hemşire, hasta bakıcı, ne varsa herkes alın teri döküyor, riske giriyor; gece gündüz çalışıyor. "Hasta muayene edeceğiz, tedavi edeceğiz." diye uğraşıp otuz altı saatlik nöbetlerden gece uykusuz evine giderken, trafik kazalarına maruz kalır iken...

(Mikrofon otomatik cihaz tarafından kapatıldı)

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Buyurun.

CAVİT ARI (Antalya) - Sağlık İl Müdürü ve Sağlık il müdürlüğü bünyesinde görev yapan müdür yardımcıları ve özellikle de iktidara çok yakın olmaları hasebiyle "uzman" adı altında atanan ebe, hemşire, tıbbi sekreter gibi görevleri olan -bu arkadaşların mesleğini en küçük şekilde eleştirmiyorum ancak- Sağlık il müdürlüğü bünyesine torpille, iktidara mensup birilerinin desteğiyle atanmış bulunan ebe, hemşire, tıbbi sekreter gibi, sonuçta şube müdürü olması gerekirken...

BAŞKAN CEVDET YILMAZ - Çok aştınız süreyi, lütfen son cümlelerinizi alalım.

CAVİT ARI (Antalya) - Bitiriyorum Başkanım. Bakın, bugünkü ilk sözüm.

Dolayısıyla sınav açılmadığı için şube müdürlüğü sınavları yapılamazken bir taraftan da uzman olarak atanmış bulunan çok sayıda kişi var Sağlık il müdürlüklerinde. Elini hiçbir hastaya dokundurmayan, sektörde sadece müdürlük içerisinde yer alan bu kişiler kaç para maaş almaktadır, bu uzmanlıklarından dolayı ne kadar maaş almaktadır; bunların da açıklanması gerekir eğer sistem düzeltilecekse.